Desiree Brooks
Birkaç hafta sonra, Temmuz ayının sonlarında Yelena antrenman sonrası beni yeniden odasına çağırdı.
"Selam Desiree."
"Selam koç."
"Lisansını yeniletmen gerekiyormuş, güncel bir fotoğraf ve sağlık raporu istediler. İki hafta sonra olacak seçmeler için de iyi beslenmeye bak."
"Tamamdır." dedim kan ter içinde ve odasından çıktım. Eren beni sağlıklı beslerdi, hatta istemeyeceğim kadar çok beslerdi.
Suyumu ve telefonumu tribünlerden aldıktan sonra kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak spor salonundan çıktım. Eren beni Escalade'de bekliyordu.
"Selam." dedim kapıyı açıp otururken Eren spreyini bir kenara bırakıp beni inceledi, "Nasılsın güzelim?"
Uzanıp dudaklarıma bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "İyi, fotoğraf ve sağlık raporu istedi Yelena."
"Hmm. Seçmeler ne zaman?"
"İki hafta sonra. Bir de iyi beslenmemi istedi."
Eren'e muzip bir gülümsemeyle baktığımda o da güldü. "Ben beslerim seni."
Gülerken arkama yaslandım ve emniyet kemerimi taktım, "Bildiğim için öyle dedim zaten, sevgilim beni besliyor dedim."
Eren bir anda bana döndü, "Cidden dedin mi?"
Kısa bir kahkaha attım, "Hayır tabii ki, salak."
Eren arabayı çalıştırıp eve sürmeye başladı ve kısa bir süre içinde eve vardık. İçeri girince telefonumu ve su şişemi bir kenara bıraktım.
"Misafir falan mı gelecek?" diye sordum. Bu kanıya salondaki sehpanın üzerinin tamamen boş olmasından varmıştım. Etraf nedense gözüme daha derli toplu görünmüştü.
"Belki." dedi Eren sesli harfleri uzatarak. Gözlerimi kısıp ona baktım.
"Duş al bebeğim."
Omuzlarımı indirip nefesimi verdim. "Kim geliyor?"
Eren sırtını duvara yasladı, "Hiç arkadaşımız yok."
"Açıklaman bu mu? Hiç arkadaşımız olmadığını ben de biliyorum. Kimi çağırdın?"
"Aynı bölümü okuyan birkaç arkadaş."
"O ne demek?"
"Pardon aynı fakülte."
Eren'e dik dik baktım. "Eve kimleri çağırdın."
Eren gülümsemeye çalıştı, "Sen de tanıyorsun, Armin. Armin'in arkadaşları falan. Hem sosyalleşmek iyi gelir."
Gergince ona baktım, "Kime göre neye göre."
Eren adımlayıp aramızdaki mesafeyi kapattı, ellerini kalçalarıma dayadığında kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Sana göre, bana göre."
Yaklaşıp dudaklarıma birkaç saniye uzunluğunda bir öpücük kondurduğunda düşmemek için kollarımı boynuna doladım. "Bana sadece sen yetiyorsun."
Eren yavaş bir biçimde alt dudağımı ısırdı, "Ben o anlamda demedim meleğim, sen de bana yetiyorsun. Ama birbirimizden başka sohbet ettiğimiz kimse yok, değişiklik olsun diye."
Gözlerimi kıstım ve boynunu öptüm, "Bir boklar çeviriyormuşsun gibi geldi." diye fısıldadım. Eren kıkırdayınca benim göğsüm de titredi.
"Duş." diye mırıldandım ondan ayrılarak.
Eren elini kalçamdan çekmedi, "Duş seksi."
"Arkadaşların gelecekmiş." diyerek imada bulundum. Eren gözlerini devirdi. "Biraz daha bekleyebilirler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we bark at the park, e. jaeger
Hayran Kurgu•Best friends, lovers, loners. •Eren bir ilişkiyi dört aydan daha fazla sürdüremeyeceğine inanırken, Desiree spor kariyerine odaklanmış mükemmel erkeğin onu bulmasını bekliyordu. •Bazıları onları arkadaştan öte görmezken, diğerleri ikisinin birlikt...