Bölüm 10-Yeni kişiler

11.8K 857 55
                                    

Gerilim filmleri bana göre değildi, ama aksiyon istesemde istemesem de hayatımın kaçınılmaz sonuydu. Bir an önce saklandığım yerden çıkıp koşabildiğim kadar uzağa koşmak istiyordum. Polis nefes nefese kalmıştı, benden yana umudunu kaybetmiş gibiydi aheste aheste aramaya devam ediyordu. Arkasında olduğum kapıya elini attığında ise ben nefesimi tutup heyecandan ne yapacağımı bilemeden öylece bekliyordum. Tam açacaktı ki telefonu çaldı.

"N'oldu? Tamam, sorguya kimseyi sokmayın ben geliyorum!"

Bir kaç saniye sonra ayak sesleri tekrar duyuldu. Çatıdan aşağı indi , ondan biraz sonra tuttuğum nefesi rahatça verip bende indim. Ama Aliş ve Bulut ortalarda yoktu. Her yere baktım, en son aklıma az önce binadan ayrılan polis geldi. Geldiğimiz yoldan yürüdüğümde, Aliş'i ve Bulut'u arabaya aldığını gördüm. Onlar sayesinde yalnız hissetmiyordum. Ama artık yapayalnızım. Onları takip etmedim, karakola bariz belliydi.Onları geri almak için bir çare bulamayınca,yanımdaki banka oturdum, kollarını dizlerine sarıp ağlamaya başladım. Böyle hırsız mı olur diyeceksiniz, böyle hırsız olmaz değil mi?  Kendimi topladıktan sonra kalktım, acıkmıştım. Bu aralar kendimi çok güçsüz hissediyordum. Bir şeyler yiyip güçlenmem gerekiyordu, bunu sadece kendim için değil bana umut bağlayan tüm yetimler için yapmalıydım.
Kendimi biraz olsun gizlemek için aksesuar gözlük taktım ve bir çorbacıya gittim.Yemeğimi yedikten sonra biraz yürümek istedim. Çok hafif bir rüzgar vardı, ellerimi cebime alıp yavaş yavaş yürümeye başladım.Ta ki arkadan biri bana çarpana kadar. Arkamı döndüğümde akşam olmasına rağmen, gözünde güneş gözlüğüyle çantasını karıştıran kısacık etekli, yüksek topuklu bir kadınla karşılaştım.

"Çüş!"

"Çekil yolumdan."

"Babanın yolumu öyle istediğin gibi geziyorsun!"

"Hayır canım, babamın buralardan daha büyük yerleri var!"

"Aman ne güzel..."

"Çık önümden acelem var!"

"Pardon da bana çarpan sensin, egosu tavan yapan sensin, ama özür almadan yolundan çekilen ben olamam!"

"Bak canım! Belki bilmiyorsun ama, senin gibi kızlar bana hizmet etmek için sıraya giriyor senden özür dinleyecek kadar düşmedim!"

"Çok paran var galiba..."

"Aynen öyle."

"O zaman biraz görgü dersi al!"

"Bana bak! Seni mahfederim!"

"Ne duruyorsun, et bakalım."

"Şu an seninle konuşmam bile vakit kaybı, çekil önümden kenar mahalle karısı!"

Beni ittirip yoluna gitti, tabi ki de arkasından bakakalmadım. Kolundan tuttuğum gibi kendime çevirdim, sonra elini büktüm. Acıdan kıvranıyordu, ha bir de bilirsiniz zenginler abartmayı sever...

"A-aah! Ne yapıyorsun be sen!"

"Özür dile!"

"Seni şikayet edeceğim!"

"Özür dile!"

"A-aah! Tamam özür!"

"Özür ne!?"

"Aaah! Özür dilerim!"

Kolunu bıraktım, ve arkamı dönüp yoluma devam ettim. Dersini almayan şımarık kız arkamdan bağırmaya devam ediyordu...

"Seni polise şikayet edeceğim! Dava açacağım sana! Bittin sen! Duydun mu beni! Bittin!"

Arkamı dönerek hem konuştum hem yürüdüm.

CEPÇİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin