-1 Ay Sonra-
-Güçlü Çocuk Yetimhanesi-
"Yalnız bir şey söyleyeyim mi Rüzgar, şu görüntüyü görmek için bir değil bin tane elmas çalardım."
"Daha değil, şimdilik boş bir dükkân sadece burası. İçi dolunca bir daha bak... Kocaman bir ev olacak.."
Melih oturduğu tabureden kalktı.
"Ne duruyoruz o zaman! Rüzgar, sen benimle gel, Umut, sende Ezgi'yi al, sokaktaki evsiz çocukları doldurun arabanıza getirin buraya! En çok çocuğu getiren kazanır!"
"Harika benim aklımda çok güzel yerler var, küçük dostlarımı bulma vakti geldi!"
Ezgi yüzünü buruşturup ayağa kalktı.
"Saymıyorum, haksızlık! Rüzgar sokaklardaki çocukları çok iyi biliyor, biz güçsüz kaldık! Ben oynamıyorum!"
"Tamam Ezgi nasıl istiyorsun grupları sen belirle!"
Dedim, onu mu kıracaktım, ama bu söylediğime, Melih biraz bozulmuştu.
"Melih'le ben, Umut'la sen!"
Bu seferde istemsizce ben üzülmüştüm. Beni öptüğünden beri Melih'le vakit geçirme isteği uyanıyordu içimde.Garip bir şey, sanki böyle onda sizi ona çeken bir şey var, hani şey gibi böyle gülümsediği zaman aptallaşıyorsunuz ,hatta çok saçma bir duygu ama bazen durduk yere sarılasınız geliyor. Tövbe tövbe. Neyse bu aptal üzüntüden kendimi kurtarıp Ezgi'nin teklifini kabul ettim. Daha sonra Ezgi ve Melih arabaya binip gittiler. Şimdi, kazanmak için sıkı çalışmalıydık. Umut'a döndüm.
"Komiser?"
"Küçük fare?"
"Şunları ağlatsak mı biraz?"
"Tabi, nasıl istersen!"
Arabaya bindik, onu eski fabrikaya götürdüm, o da biliyordu zaten. Orda beni nefesim kesilene kadar kovalamıştı çünkü... Fabrika yoluna dönmeden kırmızı ışıkta durduk. Umut arkasına yaslandı.
"Burayı hatırlıyor musun?"
"Hatırlamaz mıyım? 'Orda dur Rüzgar! Her şey bitti!' Diye dört nala koşturmuştun beni."
"Burda, benim hayatımı kurtarmıştın."
"Aaaa doğru ya bir de o var !"
"O zaman, neden geri döndün?"
"Yani, ölebilirdin."
"Sırf bu yüzden mi kendi hayatını riske attın?"
"Benim yüzümden birine zarar gelirse, vicdanım beni intihara teşvik ederdi. Ama iyi ki de kurtarmışım zaten. Eğer sen olmasaydın, hayatımın geri kalanında hala polislerden kaçıyor olurdum."
"Nerden nereye..."
"Aynen öyle."
Yeşil ışık yandı ve fabrikanın yoluna döndük. Çocuklar bizi birlikte görünce akılları karıştı, sonra bizim arkadaş olduğumuzu söyledik. Çocukları arabaya bindirdik ve yetimhaneye doğru yola koyulduk. Çok sessizlerdi, yol boyunca tek kelime etmediler. Onlar çoktan olgunlaşmıştı, gereksizce. Belkide hepsi çocuk olmayı unutmuştu, çünkü yaşadıkları hayat bir yetişkinin bile taşımakta zorlandığı bir sorumluluk yüklemişti sırtlarına. Yetimhane çok büyüktü, bahçesi kocamandı, içinde park ve eğlenmeleri için bir sürü yeşil alan vardı. En dış kapı, yani bu güzel çocuklara yeni bir hayat sunacak olan kapının yanına da bir şiir yazmıştık, gümüş harflerle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEPÇİ (Tamamlandı)
Action"Tutun şunu! Kaçıyor! Mücevherlerim... Seni soysuz hırsız!" "Ben 2015'in Robin Hood'uyum.Yaptığım hırsızlık değil..."