RÜZGAR'IN AĞZINDAN...
Yürüdüğüm yol bir yere çıkmayınca yoruldum ve bir ağacın dibine oturdum. Aslına bakarsanız kimsenin geleceğini düşünmemiştim. Melih'in beni Umut'tan önce bulmasına şaşırmıştım. Gerçekten beni mi arıyordu yoksa rastgele mi denk gelmişti? Ben olsaydım beni aramazdım. Ezgi'nin mazimizi unutmayıp beni araması da gözlerimi yaşartmıştı. Yakalanmamıştım, karnım açtı. Dayanamadım sonunda sordum Melih'e.
"Sen gecenin bi saati burda ne yapıyordun?"
"Bunu benim sana sormam lazım!"
"Kaçtım, sonra mal gibi kaldım. Bak şimdi yiğidi öldür hakkını yeme demişler çocuk bana baktı. Yolun ortasında bayıldım. Muhtemelen beni kucağında pansiyona kadar taşıdı! Aslında çok da gıcık değilmiş, tatlı çocuk da polis işte."
Birden frene bastı az kalsın kafamı cama geçiriyordum. Ezgi'de koltukların arasına düştü, ama hala uyuyordu.
"Sen bayıldın mı!"
"Ne oluyor be! Hayatında ilk kez mi birinin bayıldığını duyuyorsun? Az daha kafamı cama geçiriyordum!"
"O da kucağında taşıdı ha?"
"Bilmem, belki sırtında taşımıştır. Kollarımdan tutup sürükleyecek hali yok ya."
Kaşlarını çatmış sanki küfretmişim gibi bakıyordu. Ya ben salaktım ya da o.
"Ne bakıyorsun öyle bir şey mi dedim sana? Anlatırken bazen ağzımdan küfür çıkıyo artık idare edeceksin!"
Kafasını iki yana sallayıp birden gaza bastı. Olan yine Ezgi'ye oldu. Kız inleye inleye koltuğa tırmandı. Biraz ilerledikten sonra bir benzin istasyonuna uğradık. Melih arabadan inerken bana "Arabada kalıyorsun." dedi. Ve istenmeyen evlat Rüzgar yine sitem etmeye başladı, tabi ki Melih arabadan indikten sonra.
"Yeter ya! Evcil hayvan mıyım ben! Öyle istediğin yere götür, istediklerini yaptır. Valla fena patlayacağım! Ama yok, ben sana yapacağımı bilirim Melocan!"
Arabanın camından Melih'in markette olduğunu gördüm, elinde sadece azıcık bisküvi vardı galiba sadece onu almayı planlıyordu. Orda bir market vardı, ve ben açlıktan ölüyordum! Hemen arabadan inip markete girdim. Melih henüz beni görmemişti. Ezgi'nin verdiği salaş kazak sonunda bi işe yaramıştı. Kazağı açtım içine bir sürü karıştırmalı doldurdum. Ve kasadaki sıra, Melih'e geldiğinde birden ortaya çıkıverdim. Kazağımdakileri kasanın olduğu yere boşaltırken Melih bana bakıyordu.
"Ben sana arabada kal demedim mi!"
Ah Melihciğim Melihciğim... Böyle zamanlarda bana kötü davranırsan zararlı taraf sen olursun böceğim! Psikopata bağlamaya bayılıyordum!
"Abi, iki lokma bir şey gitsin boğazımdan, lütfen almama izin ver."
Kasiyer bana acır gibi bakarken aramızdaki uzun kuyruk Melih'e kızgın bir şekilde bakıyordu. Melih ne olduğunu anlamadı ve bana doğru bir adım attı. Adım atmasıyla bana vuracakmış gibi ellerimi havaya kaldırıp kendime siper ettim.
"Tamam abicim, almıyorum, gidelim, lütfen vurma!"
Melih ağzı açık beni izlerken kasiyer ve arkadaki kuyruk getirdiklerimi alması için baskı yapıyorlardı. Sonunda ağzını kapatıp konuşabildi. Eliyle beni işaret ederek kasiyere döndü.
"O benim kardeşim degil!"
Ona mı inanırlardı bana mı!?
"Abi lütfen, senden başka kimsem yok! Sende böyle dersen ne yaparım ben!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEPÇİ (Tamamlandı)
Action"Tutun şunu! Kaçıyor! Mücevherlerim... Seni soysuz hırsız!" "Ben 2015'in Robin Hood'uyum.Yaptığım hırsızlık değil..."