Bu gece o eve girecektik ve ben ilk defa bu kadar korkuyordum. Ezgi'nin yakalanması, ve hiçbir şey yapamadan içeri tıkılmam dahil bir sürü şey geliyordu aklıma. Kendimi çok boşlukta hissediyordum. Biraz hava almak için bahçeye çıktım. Bahçenin kapısı açıktı, mermerde oturuyordum. Yukarıya doğru bakarken bir kaç ses duydum ve kafamı kapıya çevirdim. Bir sokak köpeği vardı. Açlıktan kemikleri sayılıyordu. Benim Bulut'um Aliş'im kim bilir ne yapıyor? Diye düşünürken aklıma onların Umut'ta olduğu geldi, hemen içeri girdim. Umut tam kapının önündeydi, sanırım gidiyordu.
"Köpeğim ve kuşum nerede!"
"Evimde, merak etme onlara çok iyi baktım. İyi anlaşıyoruz."
"Onları artık rahat bırak. Bende geliyorum seninle."
Melih öne doğru bir adım attı.
"Ne! Ne yapacaksın evinde? Yarın getirir hayvanları."
"Şimdi Melih, şimdi göreceğim! Bu gece görmem lazım!"
"O zaman bende geleceğim. Tek gitmene izin veremem."
Umut kaşlarını kaldırıp Melih'e baktı.
"Merak etme birader yamyam değiliz."
Melih gözlerini Rüzgar'a çevirdi, Umut'u bu işe karıştırmak doğru muydu diye şüpheye düştü.
"Onu aldığın gibi geri getir. "
"Sağol ya bende turşusunu kuracaktım."
Bu muhabbet anlamsız bir şekilde uzuyordu.
"Hadi gidelim!"
"Gidelim bakalım Rüzgar Hanım..."
Arabaya bindik,etrafıma bir göz attım bu arabada pek güzel anılarım yoktu, biraz tuhaf hissettim.
Hala ona güvenmiyordum."Sakın bi yamuk yapayım deme!"
"Bizde yamuk olmaz rahat ol."
"B-ben uyarayım da..."
"Benim de yok."
"Ne yok?"
"Ailem."
"N-nasıl?"
"Yetimhanede büyüdüm."
Sanki çok kolay bir şeymiş gibi sakin ve yavaşça söylemişti bunu..
"Ailen?"
"Bilmem, belki yaşıyorlar belki de çoktan ölmüşlerdir."
"Aramadın mı hiç onları?"
"Niye arayayım ki, kadın beni doğurmuş atmış bi kenara, karşıma kendi çıksa bile kabul etmem onu. Hem ben mutluyum hayatım muhteşem! Kimseyi özleyecek vaktim yok, hem nasıl özleyeyim daha yüzünü bile bilmiyorum ki..."
"Böyle olma."
"Nasıl?"
"Onu özlüyorsun Umut. Hayatın muhteşem değil. Kendine bunu yapmaya devam edersen hayatın berbat olur."
"Neden polis oldum biliyor musun?"
"..."
"Yetimhanede bizi hep döverlerdi, bende ordaki çocuklara "merak etmeyin ben polis olup sizi kurtaracağım!" derdim. Bir gün yemekhane de yemek sırası bendeyken elimdeki tabak kaydı ve yere düştü. Her tarafa yemek döküldü, çocuklarda "yemek savaşı var!" diyip birbirlerine yemek fırlattılar. Müdür geldiğinde aşçı oyunu benim başlattığımı söyledi. Beni karanlık bir odaya aldılar, müdür belindeki kemeri çıkarıp üzerime sallıyordu. Sırtım, göğsüm, kollarım her tarafım kemer izi olmuştu, çığlıklarımı herkes duyuyordu. Ama kimse yardım etmeye cesaret edemiyordu. En sonunda kemer kulağıma denk geldi, büyük bir çınlamayla bayıldım ayıldıktan sonra tam bir yıl hiçbir şey duymadan yaşadım. Daha sonra bir ameliyat geçirdim ve kulaklarım tekrar duymaya başladı. O gün ant içtim. Polis olup onu içeri tıkmaya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEPÇİ (Tamamlandı)
Action"Tutun şunu! Kaçıyor! Mücevherlerim... Seni soysuz hırsız!" "Ben 2015'in Robin Hood'uyum.Yaptığım hırsızlık değil..."