Bölüm 17 - Beni Anla

11.5K 815 88
                                    

"Sana daha önce de söyledim, bu kafayla beni tanıyamazsın!"

Sesimizi duyan Ezgi yukarı çıktı.

"Polis gitti, az daha yakalanıyoduk!"

Melih bana bakarak Ezgi'ye bir şeyler söylemeye başladı.

"Ezgi senle konuşacağız, aşağı in beni bekle."

Gözlerini benden ayırmadan bu kez benle konuşmaya başladı.

"Sen burda kalıyorsun."

"Ya Allah aşkına! Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Ne diye kendinizi boş yere ateşe atıyorsunuz! Manyak mısınız siz? Kafayı mi yediniz? Yaptığınız akıl işi değil!"

"Peki sen? Sen normal bir hırsız mısın!? Sende başkaları için kendini tehlikeye atıyorsun."

"Aynı şey değil!"

"Aynı şey!"

Melih sonunda gözlerini gözlerimden çekip aşağı indi, Ezgi de onu takip etti. Bu işten korkmaya başlamıştım. Çözdüm dediğim insanlar birdenbire kördüğüm olmuştu. Alışık değilim ben kafa yormaya. Beynim patlayacak gibiydi. Melih'in yatağına oturdum, kafam  ağır geliyordu. Arkama doğru yattım, uzun zamandır yatak yüzü görmediğim için gözlerim kendiliğinden kapanıyordu.

MELİH'İN AĞZINDAN...

Ezgiyle aşağı indiğimizde ona "Bir şeyler konuştunuz mu?" diye sordum. Bana öyle şeyler anlattı ki. Hayatının bu kadar zor olduğunu bilmiyordum. Böyle şeyler yaşamış bir kızın yeri tımarhane olur diye geçirdim aklımdan sonra kalbimden yine aynı sesi duydum "O farklı..."
Ben pürdikkat onu dinlerken Ezgi konuşmaya devam ediyordu.

"Eğer ben böyle şeyler yaşasaydım, delirirdim.Gerçekten güçlü bir kız olmalı..."

Evet, güçlü olmalıydı. Geçmişte yaşadıkları ve hala yaşamaya devam ettiği hayat kabus gibiydi. Onunla bir kez daha konuşmayı denemek için yukarı çıktım. Kapıyı açtığımda yatağımda yattığını gördüm. Kapıyı kapatıp küçük adımlarla yanına gittim. Çok, güzeldi... Onun bu kadar güzel olduğunu yeni fark etmiştim. Çünkü ilk defa yüzüne bu kadar dikkatli bakabiliyordum. Yatağın kenarına oturdum, ve kendi kendime konuşmaya başladım.

"Keşke seninle başka şekilde karşılaşsaydım. O zaman benden nefret etmezdin. Neden bilmiyorum ama senin bana karşı nefretin beni üzüyor. Zenginlerden nefret etmeni anlıyorum, ama. Biliyor musun senin sayende ilk kez fakir olmayı istedim. Ya da ne bileyim hatırlamak isteyeceğimiz bir karşılaşmamız olsaydı."

Konuşmamı bitirdikten sonra odadan çıktım. Ezgiyle bir konu hakkında daha konuşmam gerekiyordu. Aşağı inip Ezgiyle tekrar konuşmaya başladım.

"Burdan gidiceğiz  Ezgi."

"Ne? Pardon ne dedin?"

"Sen de bizimle geliyorsun."

"Ben, kimseyle hiçbir yere gitmiyorum!"

"Yardım etmen lazım!"

"Bak ben iyilik perisi falan değilim tamam mı? Her yardım isteyene koşmuyorum!"

"Beni başka yollara teşvik ediyorsun Ezgi!"

"Ne o! Yine mi tehdit edeceksin! Edersen et be! Umrumda değil!"

"İyi, Peki! Sen  istedin bunu!"

Elime telefonu aldım ve polisin numarasını çevirdim.

"İyi günler ben bir ihbarda bulunacaktım."

CEPÇİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin