RÜZGAR'IN AĞZINDAN...
Yaşadığımız her anın tadını çıkarmalıyız belki de dünyada kullanılan o cümle kelimeler gibi Carpe Diem. Gözlerimi dikiz aynasından Melih'e çevirdim.
"Ooo Melih beylerde burdaymış. Son gorüşmemiz tatsız bitmişti. Bugün ikimizinde keyfi yerinde desene."
"Umut, bizim eve gidiyoruz."
"Ne saçmalıyorsun sen ya!"
"Onunla ilk ben görüşmeliyim. Yanlız!"
"Birader kızı zor yakaladık zaten, karakolda yap konuşmanı."
"Yalnız konuşmam lazım dedim Umut!"
"Hay Allah'ım ya!"
Onların bu tatlı atışmalarına hani bana dermişcesine dayanamayıp lafa atladım.
"Sür bakalım Umut komiser, bi çayını içelim Melih Bey'in."
"Kes sesini!"
"Azıcık aklın olsaydı da ağzıma bant yapıştırsaydın o zaman!"
Ani bir fren ile hepimiz arabanın önüne doğru savrulduk.
"Eğer bir daha ağzını açacak olursan, o dilini keserim!"
Dudaklarımı ağzımın içine aldım. Böyle zamanlarda aklımı başka şeylere vermek her zaman daha yatıştırıcı oluyordu. Aklıma birden Titanik filminin müziği geldi. Canım söylemek istiyordu, ama ağzımı açarsam bu psikopatın ne yapacağı belli olmazdı. O mırıldanmaya karar verdim. Öyle içten mırıldanıyordum ki isteksizce kafam sallanıyordu. Polis bu sefer arabayı yavaşça durdurdu. Bana döndü ve son sesiyle bağırmaya başladı.
"Sesin çıkmasın! Yeter ya! Tek bir ses daha çıkarırsan kendini ölmüş bil!"
O kadar çok bağırmıştı ki kulaklarım çınlıyordu. Ağzımı açıp çenemi oynattım. Aslına bakarsanız biraz şaşırmıştım. Melih'in böyle sessiz durması tuhaftı. Eve geldiğimizde polis kolumdan sıkıca tuttu ve beni içeri götürdü. Yabancı olmadığım kanepeye bir kez daha oturdum. İkisi de her an kaçacakmışım gibi gözlerini benden ayrımıyordu. Sonunda Melih, komisere dönerek konuşmaya başladı.
"Bana biraz müsaade eder misin?"
"Bak, onunla ilk ben görüşcem dedin, tamam dedim, evime gidelim dedin, tamam dedim, ama sizi yalnız bırakmamı isteme birader!"
"Kısa sürecek!"
"Abi siz bana kafayı yedirtmeye ant mı içtiniz!"
"Şu odada bekleyebilirsin."
"Emrin olur paşam, başka!?"
"Komiser, Lütfen."
"Hay Allah'ım nelerle uğraşıyoruz ya!"
Polis odaya girip kapıyı çekti. Girene kadar ona bakan Melih, gözlerini bana çevirdi.
"Sana fazla kaçamayacağını söylemiştim."
"İtiraf et düşündüğünden daha geç buldun beni."
"Sana tek bir soru soracağım."
"Dur tahmin edeyim 'Elmas nerde?' "
"Bana araba çarptığında neden geri döndün?"
Kolumla kaşınan burnumu sildim, nasıl bir cevap vermeliydim ki, hazır cevaplığımın sendelediği nadir sorulardan biri olmuştu.
"Çalışmadığım yerden geldi Melih Bey."
"Soruma cevap ver."
"Bunun yerine 'Elmasıma ne yaptın küçük fare!?' deseydin daha az şaşırırdım doğrusu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEPÇİ (Tamamlandı)
Action"Tutun şunu! Kaçıyor! Mücevherlerim... Seni soysuz hırsız!" "Ben 2015'in Robin Hood'uyum.Yaptığım hırsızlık değil..."