MELİH'İN AĞZINDAN...
Mailleri kontrol ettikten sonra gönderdikleri maili bulduk. Elmas benimkiydi. Doğruladım ve Umut'la elması teslim almak ve Rüzgar'ı teslim etmek üzere karakola gitmek için odadan çıktık. Çıktığımızda ikimizde tam anlamıyla şok olmuştuk. Ezgi yerde yatıyordu ve Rüzgar ortalarda yoktu. Umut bir sinirle açık olan kapıya kadar koştu. Bense başımı iki elimin arasına alıp sinirle bağırdım. Ardından yerde hareketsiz yatan Ezgi'nin yanına gittim. Gözlerini kırmıştırıyordu.
"Ezgi! Neler oldu burda!? Ne bu halin!"
"O kız bana saldırdı, saçımı başımı yoldu ve kaçtı! Olan o!"
"Saçmalama Ezgi! Eli ayağı bağlıydı kızın!"
"Ne demek saçmalama o zaman ben mi yoldum saçımı başımı!"
"Ya of be! Of! Kafayı yiyeceğim ya! Kalk hadi hastaneye gidelim."
"Yok... İyiyim ben, eve götür beni kimse böyle görmesin."
Çok garipti Ezgi gibi bir kız, tırnağı kırılsa ortalığı ayağa kaldırırdı. Ama dayak yemişti ve üstünü kapatmaya çalışıyordu. Dışardan sinirden köpürmüş olarak dönen Umut, küfürler yağdırıyordu. Ezgi'ye döndü ve sinirle konuşmaya başladı.
"Ya eli ayağı bağlıydı kızın nasıl becerdin kaçırmayı!"
Ezgi'ye döndük, ikimizde çok sinirliydik. Sinirimizi ondan çıkarmamak için derin derin nefes alıyorduk. Ezgi'ye bu tavrımıza karşılık ağlamaklı bir sesle mızıldanarak cevap verdi.
"Ya ne bileyim ben ya! Kaçtı işte! Anlamadım bende , üstelik bi de dayak yedim! Sanki benim suçummuş gibi davranıyorsunuz!"
İkimiz birden sinirle düzelttik cümlesini.
"Senin suçun zaten!"
Bu cümlenin karşısında ağlayarak konuşmaya başladı.
"Ben bir şey yapmadım ya!"
Daha fazla ağlamasını çekemeyecektim.
"Tamam! Tamam sen bi şey yapmadın sus artık!"
Ezgi sustu bu sefer Umut bağırmaya başladı.
"Yok ya! Tüm suç bende! En başından onu buraya getirmemem lazımdı. Ne diye uyuyorum ki bu manyağın aklına!"
"Umut, kusra bakma benim hatam..."
"Evet birader senin suçun, kusura da bakarım. Günlerdir peşinden koştuğum kızı yakalıyorum. Eline o kelepçeyi takıyorum, kız firar ediyor! Bakarım birader kusruna!"
"Ellerindeki kelepçeyle nereye kadar kaçabilir ki!"
"Bak, bu kız safın teki gibi görünüyor ama var bunun yandakçıları, ne zaman eline o kelepçeyi taksam kız kayboluyor!"
Umut atarını bitirince ekiplere haber verdi. Rüzgar hakkında ekibe dosyasını kabartacak bir kaç şey daha söyledi.
"Alo Nazım, Rüzgar denen hırsız firar etti, tüm ekibe haber ver, ha bir de dosyasına darp etme ve firar etmeyi de ekle."
Ezgi mızıklanıp duruyordu. Polis bana döndü, hala sinirli görünüyordu.
"Senden yardım istemekle hata etmişim. Bundan sonra herkes kendi yoluna! Haber vermek için sadece telefon edicem, sende haber almak için sadece telefon et."
"İyi, sen bilirsin. Ama o kız yakalanmazsa bunu sana ödetirim."
"Sen kime ne ödetiyorsun lan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEPÇİ (Tamamlandı)
Action"Tutun şunu! Kaçıyor! Mücevherlerim... Seni soysuz hırsız!" "Ben 2015'in Robin Hood'uyum.Yaptığım hırsızlık değil..."