Bölüm 24 - Ceza Evi

8.6K 572 15
                                    

Ceza evine gidip o adamı bulmalıydım. Yoksa kendimi asla affetmeyecektim, onların katili gözlerimin önündeyken içerideki bir başkasıydı, anlaşılan o ki parası olan her dilde konuşuyordu bu dünyada...

"Kararım kesin. Yarın o ceza evine gidiceğim"

Umut ayaklandı kapıya doğru gidiyordu.

"Yarın Melih'le oraya gidin. Bende altı yıl önce ki cinayet büro arşivini inceleyeceğim. Sen bundan altı yıl önce nerde oturuyordun ki?"

"Haliç."

"Tamam, ordaki karakola gitmem gerekecek. Gelişmelerden haberdar edin. Ben gidiyorum hadi eyvallah."

Dedi ve kapıyı çekip gitti. Ezgi de ayaklandı, ve Melih'e döndü.

"Bende yengen ve ailesi hakkında biraz araştırma yapayım. Ve bugün evde kalmalıyım, giyecek bir şeyim kalmadı, hepsi kirli."

"Tamam, öyle yap. Bir şey bulursan haber ver."

"Tamam, sizde."

Sonra gitmeden önce bana döndü ve tebessüm etti.

"İyi şanslar Rüzgar!"

Gülümseyerek teşekkür ettim. Ardından o da kapıyı çekip çıktı. Melih'le yalnız kalmıştık.

"Melih?"

"Söyle?"

"Hani sen kaza geçirdiğinde arabada elmasdan bahsetmiştim ya..."

"Eee..."

"Onlar yalandı."

"Nasıl yani?"

"Elması kendime harcamadım. Onunla bir yetimhane kuruluyor."

"N-ne?"

"Elmasını geri aldın zaten dimi?"

"Evet. Yanı sen kendini sırf bu yüzden mi riske attın?"

"Öyle oldu."

"Seni gerçekten anlamıyorum."

"Anlaşılmayacak bir tarafım yok, benim yaşadıklarımı bir başkası yaşamasın diye böyle bir şey yaptım."

"Bazen benden uzak durman gerektiğini düşünüyorum."

"Neden? O kadar kötü biri değilim."

"Mesela gülünce gözlerin kısılmasın, gamzen çıkmasın yanağında, hep güçlü durmaya çalışma, ağladığında gizleme, hatta sempatik espiriler bile yapma, mümkünse dudaklarını açma. Çünkü bunları yapmaya devam ettikçe ben daha çok bağlanıyorum sana."

"A-anlamadım?"

"Mesela böyle anlamamazlığa da gelme, öpesim geliyo yanaklarından."

"Gerçekten anlamadım!"

"O zaman boşver, sen anlama ben kendim çalar kendim oynarım."

"Acıktım ben."

"Sana yemek mi yapmamı istiyorsun?"

"Sanki yapabiliyorsun!"

"Biliyorsan öğret!"

"Geç mutfağa!"

İkimizde mutfağa gittik, benimde pek bir şey bildiğim söylenemez ama en azından bir kaç şey biliyordum.

"Menemen yapacağız tamam?"

"Tamaaam!"

"Sen domatesleri soy, ben biberleri doğrarım."

"Nasıl yapacağım?"

CEPÇİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin