Manjirou yerinden sinirle kalkmış ve odadan çıkmıştı. Kazumi de, Manjirou nun arkasından kalkmış ve Manjirou nun peşine takılmıştı.Bonten üyeleri ne kadar engellemeye çalışsa da Kazumi nin reflexleri iyiydi.
Manjirou o kadar sinirliydi ki Kazumi nin onunla beraber yukarı çıktığını anlamamıştı bile.
Manjirou sinirle Takemichi nin odasına girdi. Çarpan kapı ile Takemichi yerinden sıçramıştı.
Manjirou, Takemichi nin gömleğinin yakasını tuttuğunda Takemichi korku ile gözlerini kapattı.
Takemichi darbe gelmeyince titreyerek gözlerini açtı. Gördüğü kişi ile şok olmuştu.
Kazumi, Manjirou nun Takemichi nin yakalarını tutan elini sıkıyordu. Manjirou karanlık gözlerle ona baktı. Kazumi ise Manjirou nun bileğini sıkıyordu.
"Sano. Bana senden bir uyarı. Bana sinirlendiysen sinirini benden çıkar. Senin güçlü olduğunu duymuştum. Ne o her şeye yeten gücün bana yetmiyor mu? Gelipte kendinden güçsüz birine saldırıyorsun?"
Manjirou ellerini Takemichi nin yakasından çekti ve Kazumi ye bir yumruk attı.
Takemichi korku ile ayağa kalkmış ama bedenine saplanan sancı ile dona kalmıştı.
"Takemichi! İyi misin?!"
Kazumi yediği yumruğu umursamadan Takemichi nin yanına gitti. Takemichi nin belinden tutup onu yatağa oturttu.
"İyi misin? Ne oldu da vücudun bu kadar acıyor?!"
Manjirou kas katı kesilmişti. Gözlerindeki karanlık gitmemişti. O gözlerle Takemichi ve Kazumi yi izliyordu.
"Kazumi- kun lütfen gidin. Size bir şey olmasını istemiyorum."
"Bana bir şey olmaz Takemichi ama bir açıklama borçlusun bana."
Manjirou bu sefer Kazumi nun yakalarını tutup onu diğer tarafa fırlatmıştı. Kazumi yere düşmedi bile. Olduğu yerde doğruldu ve Manjirou yu umursamadan ellerini üstüne sildi. Sanki pis bir şeye dokunmuş gibiydi. Sonra yeniden Takemichi nin yanına yürüdü.
"SEN BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUN OROSPU ÇOCUĞU?!"
Manjirou, Kazumi yi duvara fırlatmış ve Kazumi nin boğazını sıkmaya başlamıştı. Kazumi ise tepki vermiyordu sadece gülümsüyordu.
Kazumi gözlerini Takemichi nin korku ile onlara bakan mavi gözlerine çevirdi ve sahte olmayan bir şekilde tebessüm etti.
"Endişelenme lütfen Takemichi! Ben iyiyim lütfen korkmuş gözlerle bakma bize."
Manjirou, Kazumi nin yüzüne bir yumruk attı ve bir yumruk daha. Bir yumruk daha derken Kazumi nin sol kaşı patlamış burnundan ve dudağından kan akıyordu.
"Ka- Kazumi chan...?"
Manjirou kafasını çevirdiğinde Tenka nın ona korku dolu gözlerle baktığını gördü. Elindeki oyuncak tavşanla ona bakıyordu.
Tenka buraya bu oyuncağı ona Kazumi nin verdiğini hatırlatmak ve Kazumi nin bu gün buraya gelip ona sarıldığını annesine söylemek için gelmişti ki oysaki....
Kazumi hızla Manjirou yu itti ve yuzundeki kanı gömleği ile silip Tenka nın yanına koşup iki dizinin üstünde çöktü.
"Ko- korkulacak bir şey yok kızım! Abi ile ufak bir atışmadaydık. Merak etme endişelenecek bir şey yok."
Kazumi kendini zorla gülümsemeye çalıştı. Tenka nın dolu olan gözleri onu o kadar kötü hissettirdi ki.Tenka elini kaldırdı ve Kazumi nun şişmiş yanağına koydu.
"A- acıyor mu ba- baba?"
•••••••••••

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Freak
FanfictionManjirou, Takemichi yi cezalandırmıştı. Manjirou resmen Takemichi nin hayatını berbat etmeye yeminli gibiydi. Papa kitabı gibidir ama komik değildir. Olumsuz her şey burdadır.