Takemichi kahkahalarını tutamıyordu. Baji, Kazutora, Takemichi ve Chifuyu iyi bir dörtlü olmuştu.Manjirou ise çatık kaşlarıyla onları izliyordu. Manjirou biraz fazla kıskançtı. Biraz değil aslında ama o bunu inkar ederdi.
Takemichi çalan telefonu ile kaşları anında çatılmış ve müsade isteyerek Baji nin grubundan ayrılmıştı. Manjirou nun da kasları çatılmıştı.
Takemichi nin arkasından gidiyordu. Takemichi bir köşeyi döndü ve telefonu açtı Manjirou da duvarın arkasından onu dinliyordu.
"Ne var?"
"...."
"Siktir git! Sana gelmeyeceğim dedim!"
"....!"
"Bağırma bana! Al o çeteyi ne yapıyorsan yap! Ben toman da mutluyum kişi sayınız sikimde değil anladın mı?!"
"...."
"Kapat telefonu bir daha da arama beni."
"....-"
Arayan kişinin yüzüne kapatmıştı Takemichi. Duvarın arkasından çıktığında Manjirou nun soğuk gözlerini gördü. Anında titremişti.
"O kim?"
"Önemli birisi değil Mikey kun."
"Çete diyordun Takemichy. Nasıl önemli değil?"
Takemichi elini ensesine attı ve yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi. Evet sıçmıştı.
"Şey, nasıl söyleyim. Raisyakura çetesini biliyorsun. Orada bir tanıdığım sürekli beni kendi çetesine davet ediyordu.
Manjirou nun kasları çatılmıştı. Black Dragon olayından sonra birde Takemichi yi başka birine mi kaptıracaktı! Hayatta olmazdı.
Manjirou kollarını Takemichi nin beline sardı. Takemichi ilk şaşırsada kollarını Manjirou nun boynuna doladı.
"Beni bırakma Takemichy."
"Neden seni bırakayım?"
"Beni bırakma. Lütfen. Sen gidersen b- ben ne yaparım?"
"Seni bırakmayacağım Mikey kun. Ölsende kötü de olsan delirsen bile genede seni bırakmayacağım."
"Teşekkür ederim."
•••••••
Takemichi motordan indi ve başındaki kaskı çıkardı. Kası Manjirou ya uzattı Manjirou gülümsedi ve kaskı aldı.
"Bıraktığın için teşekkür ederim Mikey kun."
"Teşekkür etme Takemichy. Seni bırakmak benim için bir onur oldu."
Takemichi kıkırdamış ve eve girmişti. Manjirou ise arkasından gülümseyerek bakıyordu.Manjirou motoru yeniden çalıştırmış ve Tokyo sokaklarından motorunu sürmeye başlamıştı. Artık huzurluydu. Burası güvenli miydi? Bu dünya güzel miydi?
Manjirou her şeyin bir rüya olmaması için tanrıya yalvardı. Ama bu sefer o kadar gerçekçi hissediyordu ki. Yaşamayı burda öğrenmişti. Bu zaman harika bir zamandı. Her şeyi düzeltecekti buna inancı tamdı.
Sahil kıyısında durdu ve motordan indi. Anahtarını alıp tahta kısımlara oturdu. Denizin sesini dinledi. Yanına oturan kişiyle kafasını oraya çevirdi.
Bu İzanaydı...
İzana ona gülümsüyordu.
"Koskoca yenilmez Mikey da tek başına kalabiliyormuş galiba."
"Yenilmez Mikey ın yanına sadece bir kişi yakışıyor. O kişiden başka kimse yenilmez Mikey ın yanına yakışmadığı için Mikey tek başına."
İzana gülümsedi ve ıslık çaldı."Eee Kurokowa İzana seni buraya hangi rüzgar attı."
"Emma yı görmeye geldim."
"Evdedir şuan. Ama Ken chin ile buluşmaya gidecekti. Şuan gitme."
İzana kıkırdamıştı. Manjirou bir an onu öldürdüğü zaman aklına gelince kalbine bi ağrı saplanmıştı.
••••••••••••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Freak
FanfictionManjirou, Takemichi yi cezalandırmıştı. Manjirou resmen Takemichi nin hayatını berbat etmeye yeminli gibiydi. Papa kitabı gibidir ama komik değildir. Olumsuz her şey burdadır.