4. Bölüm: 'Plana sadık kal'

12.7K 1.5K 1.9K
                                    

Rica: Arkadaşlar, emeğe saygı duyduğunuzu göstermek için lütfen oy verin. Çok fazla hayalet okur var. Bu motivasyon kırıcı bir davranış. Hikayeyi okuyan herkesin yıldız butonuna basarak İmrozlu'yu desteklemelerini rica ediyorum. Teşekkür ederim!⚡️

***

«⸻Από την Ίμβρος⸻»

Gökçe'den...
✍✍✍

"En sonunda düşmanımızın kendimiz olduğunu gördük" der, ünlü animatör ve karikatürist Walt Kelly.

Bir söz, bin anlam gibi. Sanki uzun zamandır gözlerini kaçırdığı bir aynaya bakma cesareti göstermiş gibi; bakmış ve o an her şeyi orada görmüş. Yüzleşmiş ve kabullenmiş.

Bense kabullenemiyorum. Bir gün önce yüzüne tükürdüğüm adamın, sırtımın tam ortasına yediğim hançeri, parmağının ucuyla göstermesini, kabullenemiyorum. Canımı en çok acıtan hangisiydi, emin değilim. Oyuna getirilmek mi yoksa içine çekildiğim o iğrenç oyun, kağıttan kuleler gibi üzerime devrilirken düşmanın gözünde gördüğüm şefkat mi?

O bile halime acıdı. Canını almak istediğim birine bir kez daha canımı borçluyum çünkü. Nasıl acımasın ki? Yanıldığımı, kandırıldığımı, oyuna getirilip kullanıldığımı söylerken nasıl da parlıyordu gözleri! Yüzüme, kapkara bir kuyunun dibinde devinen yosunlu bir su gibi bakıyordu. O kuyunun içine de, kirpiklerini bile kırpmadan çekti beni. Ve ben, oracıkta, bir kaşık suyun içinde boğuldum. Bana acıdığı yerde nefesim durdu, kalbim dondu. Nefretle sınanırım sanıyordum. Böylesi daha güçmüş. Düşmanın şefkati, toprağımın işgalinden daha çok canımı acıtıyor şimdi.

◃ ◂ ◅ Ίμβρος ▻ ▸ ▹

3 Eylül 2039 - Gökçeada

"Nutuk."

İsmet Başkan, Gökçe'nin ağzından dökülen tek kelimelik cümleyi duyar duymaz kızını hızla gövdesine çekerek kucakladı. Ardından kulağına eğilerek, "Unut" diye fısıldadı. "Sana böyle bir şeyden kimse bahsetmedi." Gökçe kendisini geri çekip babasına baktığında İsmet, göz ucuyla Yüzbaşı Aris'i işaret ederek "Sakın..." diye ekledi. "Sakın."

Gökçe, Aris'e bundan bahsetmemesi gerektiğini zaten biliyordu ancak babasının da onu bu konuda uyarması, parolayı daha önceden duyduğu anlamına geliyordu. O an Gökçe'nin aklında bir sürü soru işareti belirse de şimdilik sadece başını sallamakla yetinecekti. Zira çözmeleri gereken daha büyük bir mesele vardı;

İkisinin arasındaki fısıldaşmaları, az ileride, kollarını birbirine bağlamış halde kuşkulu gözlerle izleyen Yüzbaşı Aris.

İsmet Başkan, Aris'in dikkatini daha fazla çekmek istemedi. Yavaşça ayağa kalkarak Yüzbaşı'nın yanına gitti. "Size bunu iki gün üst üste söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama..." dedi, elini ileri doğru uzatarak samimi bir tonda devam etti. "Kızımın hayatını kurtardınız, Yüzbaşı. Ne kadar teşekkür etsem, az."

Aris'in bakışları o an, Gökçe'nin minnettarlıktan oldukça uzak olan gözleriyle kesişti. Birkaç saniye birbirlerine öylece baktılar. Bu, Gökçe'nin dibi yosunlu kuyularda boğulduğu andı. Aris, sanki verdiği işkenceyi fark etmiş gibi gözlerini çarçabuk geri çekerek İsmet Başkan'a döndü. "Teşekküre gerek yok" dedi, İsmet'in elini sıkarken. "Size, bu olaya karışanları ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağımı soylemiştim. Tanıkları oldurüp işin ustünü örtmeye çalışıyorlar ama... Neyse ki en azından Gökçe Hanım'ı korumayı başardık." Sesine imalı bir ton yerleştirdi. "Eminim, kendisi bize olan biten her şeyi en doğru şekilde anlatacaktır."

İmrozluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin