***
Selamlar! Bu bölüm için, "mini bir ara bölüm" demiştim ama sonradan sezon finali bölümümüzle birleştirmeye karar verdim bunu. Bir sonraki bölüm, bu defa sahiden sezon finali olacak. (: Hiç bekletmeden içeri alalım sizi. Çok fazla bir şey söylemeyim(!) Oy ve yorumlarınız için sabırsızım! Kocaman sarıldım hepinize! ♡
***
«⸻ Ο ίμβριος ⸻»
Her şey birdenbire oldu
Birdenbire vurdu gün ışığı yere
Gökyüzü birdenbire oldu
Mavi birdenbire...Orhan Veli Kanık
***
◃ ◂ ◅ Ίμβρος ▻ ▸ ▹
31 Aralık 2039 - Gökçeada
Yılın son gecesi, Kaleköy kordondaki her şey birdenbire olmuştu. Gün ışığının yere henüz vurmadığı bir vakitte, gökyüzünden birdenbire boşanan yağmur, mavilikleri birdenbire taşırmış, soğuk ve fırtınalı bir gece birdenbire keskin ve tekinsiz bir viraja girmişti.
Gözünü büsbütün karartan Aris'inse ayağını gazdan çekmeye niyeti yoktu. Dakikalar önce meyhanede tanık olduğu manzara, sonrasında Gökçe'den duyduğu şaibeli beş ay çıkışı ve kızın dudaklarından istemsizce dökülen nefret itirafı, tüm frenlerini patlatmıştı. Artık sadece gerçeklere çarparak durmak istiyordu.
O gece saatler 3 sularındayken çarpışmaya giden virajdaki hızından habersizdi Aris. Ya da esasen bu, umurunda bile değildi. Omzuna attığı Gökçe'nin itirazlarına, çırpınmalarına ve ekseriyetle beddualarına aldırmadan marinaya kadar yürüdü.
Teknenin önüne geldiklerinde Gökçe'den bir bağırtı daha koptu. Aris'in sırtına yumruklar savurarak "Saçmalama!" diye gürledi. "Saçmalıyorsun şu an! Bak-... Sakın! D-delireceğim ya! Aris! Hayır, diyorum!"
Aris oralı bile olmadı. Tekneye bindi, yağmur sularıyla yıkanan güvertede sendeleye sendeleye ilerledi. Montunun cebinden çıkardığı anahtarla kamaranın kapısını açtıktan sonra içeri ilk adımını attı ve kapıyı yeniden kilitleyip Gökçe'yi omzundan indirdi.
Ayağı zemine değen Gökçe şoktaydı. "Zorba mısın sen?!" dedi, tüm hıncıyla. "Bi' de kapıyı mı kilitliyorsun?!" Aris, Gökçe'nin söylenmelerini umursamadan hemen panele gitti ve teknenin ahşap duvarlarındaki aplikleri yakarak ısıtıcıyı çalıştırdı. "Sana diyorum!" diye bağırdı Gökçe. "İşe yarayacağını mı sanıyorsun bunun?! Beni zorla getirip buraya kapattın diye duymak istediğin neyse onu mu söyleyeceğim sana? İyice aklını oynattın ya sen... Ayrıca-... Havayı görmüyor musun?!" Çenesi soğuktan zangır zangır titrerken eliyle, kamaranın yuvarlak pencerelerini işaret etti. "Şuraya bak! Bu halde tekneyi çalıştırmayı düşünmüyorsun herhalde! Fırtına var dışarıda..."
Aris sakince omuz silkti. "Diner elbet."
"Çok beklersin!"
Yüzüne sitemle bakan Gökçe'nin tam karşısına dikildi Aris ve imayla "Beklerim..." dedi.
Gökçe, moraran dudaklarının arasından "Ben bekleyemem ama!" diye diklendi. "Açar mısın şu kapıyı? İnmek istiyorum!"
"Ochi."
"Aris! Bak, beni delirtme! N'aptığının farkında mısın sen? Kordonun ortasında beni omzuna atıp teknene getirdin?"
"Yani?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmrozlu
Ficción GeneralBir ada ve ortada duran iki kişi. Biri Türk biri Yunan. Biri isyancı biri işgalci. Birinde steteskop birinde künye. İkisi birbirine her şey olur. İkisinden birbirine hiçbir şey olmaz. . 1 Eylül 2039'da, kimine göre Gökçeada kimine göre İmroz'day...