***
Selamlar, sezon arasına son bir bölüm kaldı. Bol virajlarla dolu bu sarsıcı yolculuğumuzda savaşmayı da anlatacağız sevişmeyi de, kavuşmayı da ayrılığı da. Zira hepsi iç içe ve her bir eylem diğerinin besleyicisi, sebebi ve sonucu. Yani hiçbir zaman altı boş bir dram pompalamayacağım size. Yine de belirtmem gerek ki, evrenin kemerli koltukları, ılıman düşlerle yumuşak iniş bekleyenlere göre değil. Savrulanlara selametle... Onyüzmilyonmilyar okunmalı popüler kurgu hevesiyle çıkmadım yola, üreteceğim içerikler de bu kaygılardan uzak oldu bu yüzden. Wattpad'ın arz-talep dengesini bilerek yazıyorum. Yine de yıldızlar ve yorumlarsanız çokoş olur. (: Pusulam kalemim, yanımda olanlarla iyiyim. Seviliyorsunuz! ♡
***
«⸻ Ο ίμβριος ⸻»
Coğrafi bilgiler, 21 Aralık'ın Kuzey Yarımküre'deki en uzun gece olduğunu söylüyordu. Tarihin ise hesabı kış gündönümüyle değil, kışın ortasındaki geri dönülemez bir günle ilgiliydi. Zira 2039'un aralık ayında Gökçeada sınırları içindeki en uzun gece, artık 21 Aralık değildi.
◃ ◂ ◅ Ίμβρος ▻ ▸ ▹
20 Aralık 2039 - Gökçeada
Yüzbaşı Aris, beraberinde Albay Petrus ve Yarbay Basil'le birlikte protestoların düzenlendiği Gökçeada meydanına geldiğinde, ikilinin üç-beş adım gerisindeydi. Biraz sonra meydanda yaşanacak kargaşayı tahmin ettiğinden yanında yürüyen Teğmen Adoni'ye talimatlar veriyordu. "Yarbay'ın dağılın çağrısına uymayacaklardır... En azından birkaç grup direnecek. Bu olursa Yarbay'a, gruplara müdahale öneresinde bulunacağım sonra da ilk Gökçe'yi çıkaracağım alandan. Sen de ekiplerin başında dur. Aşırıya kaçmasınlar. Muhtemelen formaliteden bi' gözaltı olacak, cezaevlerinde yer kalmadı zaten... İfadelerini verir, kefaretlerini imzalayıp çıkarlar."
Adoni başını salladı. "Emredersiniz Yüzbaşım."
O sırada kalabalığın içinde gövdesine çarpan bir adamla sendeledi Aris. Kaşlarını çatıp adamın yüzüne bakınca karşısında Yusuf Müdür'ün olduğunu gördü. Hali oldukça tuhaf görünüyordu. Şaşırarak, "Yusuf Müdür?" dedi. "Bi durum mu var?"
"Y-yoo... Yok yav." Yusuf'un yüzü gözü ter içindeydi. "Şey yapıyordum öyle. Ortalık şimdi şey olur diye, uzaklaşayım, hiç bulaşmayayım dedim."
Aris, "Doğru duşünmüşsün" diye cevap verdi.
"He valla..." dedi Yusuf ve "Hadi görüşürüz!" dedikten sonra arkasına bakmadan topukladı.
Aris'in gözleri, yanından panikle uzaklaşan Yusuf'u izlerken hafifçe kısılmıştı. Fakat çok geçmeden düşünceleri dağıldı. Kalabalığın arasında, elinde tuttuğu pankartla bağıran Gökçe'yi görmüştü. Dudaklarının hafifçe kıvrılmasına engel olamadan "Adoni..." diye mırıldandı.
"Buyurun Yüzbaşım?"
Aris iç çekti. "Gökçe'ye bak..."
"Bakıyorum Yüzbaşım?" dedi Adoni.
Aris, gözlerini kızın üzerinden ayırmadan gülümsedi ve kendi kendine hayıflanır gibi fısıldadı. "Ne güzel direniyor..."
Adoni alayla güldü. "Siz de güzel direniyorsunuz Yüzbaşım, kendinize haksızlık etmeyin. Günlerdir süren mücadelenize ben şahidim."
"Keşke sen de dirensen, Adoni..." dedi Aris, yüzünü ekşiterek. "Şu geveze çenene karşı biraz mücadele etsen mesela... Ben de buna şahit olmayı çok isterim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmrozlu
Ficción GeneralBir ada ve ortada duran iki kişi. Biri Türk biri Yunan. Biri isyancı biri işgalci. Birinde steteskop birinde künye. İkisi birbirine her şey olur. İkisinden birbirine hiçbir şey olmaz. . 1 Eylül 2039'da, kimine göre Gökçeada kimine göre İmroz'day...