***
Ingmar Bergman, "Dil hep ağrıyan dişi yoklar, insan acıyı hep aklında tutar" der. Acı sürekli aklımızda, başımızı koyduğumuz yastıkta, kaçan uykularımızda... Acı, bu coğrafyanın ağrıyan dişi. Ve nedense bu dişler hep kadınları eziyor. Bunları buraya yazıyorum çünkü bu coğrafyada kadın olmanın bedelini ödemek zorunda kalan tüm kız kardeşlerimle dayanıştığımı bilin istiyorum.
Çünkü ben de o dişlerin arasında çokça kez hırpalandım. Mobbinge, zorbalığa, sözlü ve fiziksel tacize maruz kaldım. Etrafımda bunlardan en az birini, ikisini yaşamayan neredeyse tek bir kadın arkadaşım yok ama susan çok fazla var. Ben hiçbir zaman susabilenlerden olmadım. Belki de bu yüzden barınabilenlerden de olmadım. Çalıştığım büyük gazetelerde, televizyonlarda uğradığım tacize ses ettiğim için ayağım bir bir her yerden kesildi. Sabahları tüm stajyerlere şaplak atan sapık bir gazete patronuna boyun eğmediğim için ya da gelip saçlarımı okşayan elli yaşındaki abaza bir kameramanla kavgaya tutuştuğum için, bugün istediğim yerde değilim. Bu yüzden İstanbul'daki işimden, evimden, kariyerimden oldum. Ben, hakkımı aramanın bedelini çok ağır ödedim ve hala da başka şekillerde ödüyorum. Yazdığım şu kurgu yüzünden bile... (': Ama inanın, bir kere olsun bundan pişmanlık duymadım. Çünkü bazen acıyı akılda tutmak değil, ağızdan oluk oluk kusmak gerekiyor.
Bunu yapacak kadar bulandıysa mideniz, lütfen kusun. Lütfen susmayın, utanmayın, saklamayın. Polise gidemiyorsanız, daha güvenli bir yönlendirme için kadın dernekleriyle, BARO'yla, sosyal medyada örgütlenen kadınlarla, arkadaşlarınızla, dilerseniz benimle iletişime geçin. Konuşun, paylaşın, kendinize, haklarınıza sahip çıkın. Çünkü bizim bizden başka kimsemiz yok. Şu korkunç coğrafyada İstanbul Sözleşmesi'nden başka sığınabileceğimiz güvenli bir liman da yok.
Bu yazıyı yalnız olmadığınızı size bir nebze de olsa hissettirmek için yazdım. O dil, ağrıyan dişi yoklarken dışarı birkaç kelime de bıraksın istedim. Hepinizi çok seviyorum!
BİLGİLENDİRME: Son olaylardan sonra okurlarımın yeni bölüm için motivasyonu olduğundan emin değildim. 41/1'in, diğer İmrozlu bölümlerine göre hafif, eğlenceli bir bölüm olduğunu bilmeme rağmen çekincelerim vardı. Bu sebeple Instagram hesabımızda bir anket açtım ve yüzde 90 gibi bir çoğunluk, kafa dağıtmaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek 41/1'i yayımlamamı istedi. Umarım işe yarar. (': Daha önce tek bir sahneyi, hiç bu kadar uzun kaleme almamıştım. Yaklaşık 10 bin kelime kadar sadece bar kısmını okuyacağız, bir 4 bin kelime de ondan sonrası var. Bence okurken İmrozlu evreninde değil de, arkadaşlarınızla karşı cinsi çekiştirdiğiniz bol dedikodulu bir masada gibi hissedeceksiniz kendinizi. En azından ben yazarken öyle hissettim. Şimdiden keyifli okumalar diliyor ve özellikle Instagram'daki anketçileri yıldıza basmaya davet ediyorum! (: Kocamaaan öpüldünüz!MİNİK BİR NOT: Girişteki azıcık hoppa birazcık cringe şarkıyı, kurgu için kendim yazdım. Melodisi o kadar kafamda ki... :) Arkada gitarla söylensin de isterdim ama şartlar el vermedi. Bu arada içeri harika şarkılar bıraktım, okurken mutlaka dinleyin. İmrozlu Spotıfy hesabımıza da bekleriz!
Öyleyse hadi bölüme geçelim!
***
«⸻ Ο ίμβριος ⸻»
♫"Kırdın, yapıştırdım
taktım, takıştırdım
giydim, yakıştırdım
Al beni bu gece yanına...
Düzdün, kırıştırdım
Zordun, karıştırdım
Sanki savaştaydım
Kat beni bu gece safına...
(Bu gece... Bu gece gör beni, bu gece...
Bu gece... Bu gece öp beni, bu gece...
Bu gece... Bu gece sev beni, bu gece...)
Kaçtın, enseledim
'Cık' dedin, üsteledim
Yaktığın gibi eridim
At beni bu gece koruna...
İttin, sendeledim
kendimi dengeledim
'bitmez bende' dedim
Sar beni bu gece koluna...
(Bu gece... Bu gece gör beni, bu gece...
Bu gece... Bu gece öp beni, bu gece...
Bu gece... Bu gece sev beni, bu gece...
Bu gece... Bu gece... Bu geceeeeee!") ♫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmrozlu
General FictionBir ada ve ortada duran iki kişi. Biri Türk biri Yunan. Biri isyancı biri işgalci. Birinde steteskop birinde künye. İkisi birbirine her şey olur. İkisinden birbirine hiçbir şey olmaz. . 1 Eylül 2039'da, kimine göre Gökçeada kimine göre İmroz'day...