*25*

47 5 0
                                    

YKS SINAVINDAN SONRA...

"Başım ağrıyor"

"Kübra çok stres yapıyorsun"

Başımı ovalayarak sütümden bir yudum aldım.
Sınavım iyi geçmişti ama söyleyemiyordum. Eskiden de sınavım iyi geçti diyince kötü sonuç çıkıyordu.

Sınav zamanı ne kadar hızlı geldiyse. Sonuçların açıklanacağı gün bir o kadar yavaş gelmişti.
O gün yarındı.

Kahvaltıyı bitirdikten sonra annem ile sofrayı toparladık. Babam işleri olduğu için çıktıktan sonra bizde salona geçtik.

Aşırı daralıyordum. Dışarı çıksam iyi olurdu aslında.

Tavanı izlerken beni dürtükleyen Abdülhamit'e döndüm.

"Kübra sıkıldım Yusuf ile buluşsam"

Yusuf Ecem'in kardeşiydi.

"Olabilir. Git anneme sor"
Yanımdan ayrılırken kızlar ile olan grubumuza mesaj attım.

TENCERENİN İÇİNDEN ÇIKMIŞ PATLAMIŞ MISIRLAR

SİZ: Kızlar benim kardeş evden çıkmak istiyor. Sizde kardeşlerinizi getirsenizde oynasınlar.

KRALİÇEM: Olur benimkide oflayıp pufluyor.

AY YÜZLÜ: Bende ikizleri getiririm.

KAFASI GÜZEL: Ablam ile abimde beni getirecek olur mu ?

AY YÜZLÜ: Yok sen tek gel.

KAFASI GÜZEL: Nereye geleyim

SİZ: Ana caddedeki parka

Kızlar onayladıktan sonra Abdülhamit üstünü giymiş bir şekilde yanıma geldi.

"Kübra hadisene ya"

"Bebe hem annemin izin verdiğini söylemiyorsun. Hemde ben burda arkadaşın ile buluş diye uğraşıyorum"

"İyi be bekliyorum seni"

Yerimden kalkıp odama geçtim. Dolabımdan rastgele bir kıyafet alıp üstümü değiştirdim. Şalımı yaptıktan sonra çantamı alıp odamdan çıktım.

"Anne arabayı alabilir miyim ?"

"Al ve dikkatli ol"

"Tamam"

Anahtarlıktan anahtarı alıp Abdülhamit ile evden çıktık.

Otoparktan arabayı çıkartırken Ayet-el Kürsi okudum.

Arabayı sürerken Abdülhamit durmadan sohbet etmeye çalışıyordu.
Kırmızı ışıkta durduğumuzda aynadan ona bakarak.

"Dikkatimi dağıtma ve sus"
Dedim

Ağzına fermuar çeker gibi yaptıktan bir kaç dakika sonra parka geldik.
Arabayı park edince indik.

Parkın ortasına gelince Dolunay ile Zambağı gördüm.
Selamlaşıp sarıldıktan sonra çardağa oturduk. Abdülhamit hala yanımdaydı.

"Sen niye oynamıyorsun ?"

Zambağın sorusu ile Abdülhamit başını ona çevirdi.

"Yusuf gelince oynayacağım"

Zambak ayağa kalkıp Abdülhamit'in yanına geldi.

"Yusuf gelene kadar beraber oynayalım hadiii"

Zambak Abdülhamit'i çekerek kaldırdı. Sonra zıplaya zıplaya parka gitti.

"Zambağın bu çocuksu hali çok hoşuma gidiyor"

Dolunay'ın yüzü durgun bir hal alırken aynı şeyi düşündüğümüzü biliyordum.

"Ailesinin yanında böye olabilseydi keşke"

Başımı salladım.
Zambağın ailesi çok baskın bir aileydi. Ciddi olmaları Zambağın gerçek duygularını örtüyordu. Ailesinin yanında konuşması hareketleri çok daha farklıydı. Bazen kendini kontrol edemediğinde ailesi minik cezalar veriyordu.

Ecem'de geldiğinde Yusuf çocukların yanına Ecem ile Zambak'ta bizim yanımıza geldi.
Ecem hepimize selam verdikten sonra sohbet ettik.

Çocuklar yanımıza gelip

"Dondurma alalım mı?"
Diye sordular

Kızlar ile birbirimize bakıp kafa salladık.

Zambak ayağa kalkıp
"Ben alırım"
Dedi

Zaten Zambak gidiyorsa otomatikman Dolunay'da gidiyordur.

Zambak Dolunay'a imalı bakışlar attığında. Oda istemeye istemeye kalktı.

Hepimize neyli istediğimizi sorduktan sonra gittiler. Çocuklarda oyuna devam ettiler.

Başımı Ecem'in omzuna koyup gözlerimi kapattım.

"Çiçeğim senin canın mı sıkkın"

"Yok yorgunum biraz"

"Murat abiye ne oldu değişen bir şey var mı ?"

"Çok karşılaşıyoruz onun dışında bir şey yok"

Ecem ile sohbet ederken ablasından bahsetti. Evlendiğinden beri eskisi gibi mutlu enerjik değil diyordu.

Zambak ile Dolunay gelince çocuklar yanımıza koşarak geldi.
Hepimiz dondurmamızı yerken fotoğraf çekildik.

Çerçeve yapılacak bir fotoğraf olmuştu.

Aslında çekildiğimiz bu güzel fotoğrafları bastırabilirdik. Hepimizde anı olarak kalırdı.


Bu arada bu kitaptan sonra Ecem'in ablasını kitabını yapacağım. Daha farklı bir kitap olacak.

ADANA'da HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin