ADANA'da HAYAT

*7*

Sabah kalkıp hazırlanmaya başladım.

İşim bittiği de çantamı aldım ve anneme haber verip evden çıktım.
Hafta sonuydu pazartesi günü dershaneye başlayacaktım.

Şimdi ise dedeme gidiyordum. Anneannemin vefatından sonra yalnız yaşamaya başlamıştı dedem. 

Neriman abladan pastanelerinin yerini öğrenmiştim dedemin evinin oralardaydı.
Etrafımızda elbet pastane vardı ama orası helal ürünler satıyordu biz aldığımız yediğimiz şeylerin her zaman helal olup olmadığına bakan bir aileydik.
Genelde hep aynı ürünleri aldığımız için sıkıntı olmuyordu.
Neriman abla pastaneden istediğim her şeyi alabileceğimi hepsinin helal olduğunu söylediğinde çok mutlu olmuştum.
Tatlıya düşkün bir kızdım. Genelde kilo almazdım ama aldığımdada hemen rejim yapar kilo verirdim.

Otobüs durağına geldiğimde bir kaç dakika içinde binmem gereken otobüs gelmişti. Hemen binip parayı verdim. Arkalarda oturacak bir yer bulduğumda hemen yerleştim.
Hafta sonları daha boş oluyordu otobüsler.

İnmem gereken durakta indiğimde pastaneyi bulmaya çalıştım. En sonunda bulduğumda içeri girdim.

Çok sade bir yerdi ve ne ararsan var denilecek kadar dolu bir pastaneydi

Kahvaltı yapmadan çıktığım için bir kaç tane poğaça aldım ve küçük boy bir pasta.

Dükkandan çıkıp dedemin evine yürüdüm.
Apartmana girip katına çıktım ve zili çaldım.
Dedem kapıyı açtığında selam verip içeri girdim.

"Günaydın dedem nasılsın?"

"İyi işte ne yapalım oturuyoruz"
Kafamı sallayıp mutfağa girdim ve elimdekileri bıraktım
"Kahvaltı yapmadın değil mi zaten birazdan Zehra'da gelecek"
Zehra benim teyzemin kızıydı yani kuzenim. Telefonda konuşup dedemde kahvaltı yapmaya karar verdik.
O benden iki yaş büyüktü.

Ellerimi yıkadığımda zil çaldı koşarak kapının yanına gidip açtım.

Zehra içeri girip bana sarıldı. Ayak üstü konuşurken sofrayı hazırladık. Dedemide çağırıp kahvaltıya başladık.

Kahvaltıdan sonra sofrayı toparlayıp Zehra ile temizliğe giriştik dedem deterjanların kokusunu ve süpürgenin sesini sevmediği için kahvehaneye indi.

Bizde Zehra ile şallarımızı çıkardık bir yandan temizlik yapıyorduk bir yandan da bağıra bağıra şarkı söylüyorduk.

"Terkedilmiş bir şehrin ortasındayım"
"Altım çamur üstüm yağmur ama bak burdayım"
"Bazı şeyler kaybetmeden sevilmiyor"
"Bedenim burda fakat ruhum kabul etmiyooor"

"Kendime yalan söyledim yalnızım bunu ben istedim"

"Paramparça bütün aynalar içinde kaybolan birisi var"

İşimiz bitiğinde boğazımız çok kötü ağrıyordu nerdeyse konuşamayacak haldeydik.

Evdeki klimayı sonuna kadar açtığımız için terlememiştik.
Hazırlanıp evden çıkmadan dedemi aradık ve işimizin bittiğini ve çıkacağımızı söyledik.
Dedemde teşekkür edip kapattı evden çıktıktan sonra Zehra'ya döndüm.

"Zehra bu gün bizde kalsana"

"Anneme sorayım öyle" dediğinde başımı salladım.
"Kübra canım tatlı çekiyor"
"Benimde"

Aldığım pastayı dedeme bırakmıştık çünkü dedem dışarı çıkıp almayı tenezzül etmezdi.
Zehra ile bizim kitap kafeye gidip tatlı yemeye karar verdik.

Kafeye geldiğimizde köşede bir yere oturduk menüden ne alcağımıza karar verince garsona söyledik.

"İki tane magnolia"
Siparişi beklerken kütüphanedeki kitaplara baktım gözüme çarpan ilk kitabı aldım

KÜÇÜK ŞEYLER
ÜSTÜN DÖKMEN

Kitabı alıp masaya geri oturdum ve içini karıştırmaya başladım. Önceden okumuştum bu kitabı.
Siparişimiz geldiğinde kitabı kenara koyup tatlımı yemeye başladım.

"Kübra bir şey söyleyim mi?"
"Söylesene"
"Fakültede bir oğlan var çok farklı"

"Farklı derken ?"

"Yani böyle hiç gözü diğer erkekler gibi dışarıda değil bir kaç tane arkadaşı var çok sakin duruyor"

"Yaniiiii"

"Ne yani?"

"Bana bunu niye söyledin evleneyim diye mi?"

"Hayır ya ! Sadece nasıl biri merak ediyorum"

"Aşık mısın!?"

"Saçmalama Kübra"

Kendi kendime gülerken Zehra somurtuyordu.

"Hadi teyzemi arada izin al bizde kalmak için"
Zehra başını sallayıp yerinden kalktı bende kalkıp ödemeyi yapmak için kasaya yaklaştım.

Kasada yine o adam vardı beni görünce yine alayla güldü ve yerinden kalktı.

"Baran kasaya bak bi"
Adam gittiğinde adının Baran olduğunu düşündüğüm adam geldi.

Niye gitmişti ki diye düşünmeyeceğim saçma geliyor tabi hareketlerim.
Onlar alışık hesapları alırken kadınların ellerine dokunmaya.
Ben elimi çekince kınıyordu tabi o yüzden gülüyordu. Ama zerre umrumda değildi ben dinimi seviyorum ve kurallarına dikkat ediyorum.

"İki magnolia"

"40 lira"

Parayı direk tezgaha bıraktım ve Zehra'nın yanına gittim.
Diğer adam ise bana bakıp başını sağ sola salladı ve arkada bir yere gitti.

Derin bir nefes alıp önüme döndüm.

"Tamam annem izin verdi gidelim"
Kafeden çıkıp eve doğru yürümeye başladık.

Eve gelince annem Zehra ile sohbete başladı bende üstümü değiştirip ellerimi yıkadım ve yanlarına gittim.

"Zehra saçımı örsene"
"Toka getirde öreyim"

Koşarak odama gidip toka aldım geri döndüğümde Zehra'nın önüne oturdum.

Balık sırtı yapamıyordum bu yüzden hep Zehra yapıyordu.

Dakikalar sonra saçım bitiğinde telefon ile fotoğrafını çektim.