*42*

50 4 0
                                    

Hani 6 ay demişlerdi.
Nerde peki benim gün gün sayıp gelmesini beklediğim adam.

Ya askere gitmediyse. Ya başka bir yerdeyse.

Şu zamana kadar hayaller tuttu beni ayakta.
Peki şimdi olmayan şeye nasıl tutunacağım.

Ağustos ayındaydık yaz tatilinde.
Ve tatilin bitmesine 2 hafta var.
Hesaplarım doğru olcak ise bugün yada yarın gelmesi gerekiyordu.

Teyzemlerde kalmıştım dün. Şimdi ise eve dönmek için arabaya biniyordum.

Merak ile onu kapının önünde bekleyip kendimi rezil etmek istemediğim için kalmıştım teyzemler ile.

Çünkü gelmesi gerektiği zamandan beri öyle yapıyordum.

Arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım.

Belkide gelmişti şu an evinde kahvaltı yapıyordu.

CD den açtığım
O erler ki
İlahi yada şarkısını dinlemeye başladım.
Bence ikisinide taşıyordu.

Kırmızı ışıkta durduğumda başımı ovaladım.
Ardından yanımdaki camı açtım. Ve gözüm yandaki arabaya kaydı.

Onun arabasıydı ama onu göremiyordum.

Arabayı biraz daha ilerletip onun hizasına geldim.

Ve oda yanındaki hareketi fark etmiş olcak ki göz göze geldik.

Gözlerimi çekmem gerekiyordu ama yapamıyordum.

O başı ile bana selam verdiğinde aynı şekilde selamını aldım.

Ve nihayetinde başımı çevirdim ama onun bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

İkimizinde arkasından çalan korna ile yeşil ışığın yandığını gördük ve ilerlemeye başladık.

Resmen beraber eve gidiyor gibiydik.
Şu an mutluluktan ağlamak istiyordum ama sırası değildi.

Eve geldiğimizde arabaları arka bahçeye koymak için otopark kapısına yöneldik.
Centilmenlik yapıp kapıyı açtığında eli ile geçmemi işaret etti.

İlk önce ben ardından o içeri girdiğinde arabaları park ettik.

Oda arabadan indiğinde elinde poşetler ve valiz vardı .

Askere araba ile gitmemişti değil mi?

Apartmana girdiğimizde asansörün tuşuna ikimizinde eli yöneldi ama ben yine son anda elimi değdirmeden çektim.

Onun eli ise bir kaç saniye havada kaldı ardından tuşa bastı.

"Selamun aleyküm"

"Aleyküm selam"

İlk kez selamını sesli almıştım.

"Bu gün mü geldin Murat abi ?"

"Evet annemlerin haberi yok sabah anahtarı alıp bir kaç şey aldım."

"Anladım, zayıflamışsın baya"

"Öyle oldu, eee sen ne yapıyorsun?"

"Yaz tatili işte ilk ay şehir dışındaydık. 2. Ay kreş gibi bir yerde çalıştım. Şimdi evde oturuyorum işte"

"İyi ne güzel. Tez işin ne oldu ?"

Gülümsedim.
Bu sırada asansörden inmiş kapılarımızın önünde konuşuyorduk.

"Hocam çok beğendi sende iş var dedi"

İkimizde güldükten sonra sessizleştik.

"E sonra görüşürüz o zaman"
Dedi ve zili çaldı.

"Görüşürüz"
Diyerek bende anahtar ile eve girdim.

Kapıyı kapattığım gibi delikten ona baktım.

Gülümseyerek bizim kapıya bakıyordu.
Onların kapısı açılınca Neriman abla coşku ile güldü.

Bende gerisini izlemeyerek odama geçtim.
Üstümü değiştirdikten sonra ellerimi yıkadım.

Sonrada odama geçip kafamı yastığıma gömüp bağırdım.

Kafamı kaldırdığımda ağlıyordum.
Uzun zaman sonra beni en çok mutlu eden şey olmuştu.
En son Ecem'in ablası Rana ile konuşmuştum.
Anlattıkları ne kadar canımı yaksada. Yeni bir anlaşmaya vardıklarını söylemişti.
İnşallah onun gönlünde ne varsa o hayırlı bir şekilde gerçekleşir.

Murat'tan....

Annem ile içeri geçtiğimizde odama kaçıp üstüme rahat bir şeyler giydim.

Lavabodaki işlerimi hallettiğimde.
Geri annemin yanına döndüm.

"Sen gene neye gülüyorsun. Kübra'yı gördüm delikten bakarken hayırdır"

Koltuğa oturup
"Yolda karşılaştık yan yana olmasada beraber geldik.
Biraz da konuştuk falan, güne Kübra ile başlamak iyi geldi"

Annemin yüzünde gördüğüm hüzün kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Anne?"

"Kübra'nın sevdiği biri var sanırım"

Duyduğum kelimeler kalbimin üstüne asit dökülmüş hissi verdi.

"Yo hayır şaka değil mi anne şaka yapıyorsun ?"

Annem başını sağ sola saladığında yerimden kalktım.

"Olmaz olmaz yapamaz sevemez başkasını"

"Murat sakin ol"

"Anne olmaz ya kimi sevecek Kübra.
Kim var hayatında. Askere gittim diye mi oldu ya !!"
Sesim o kadar yükselmişti ki annem bile irkilmişti.

Gözümden akan yaşlar yanağımı yakıp geçiyordu.

Odama geçip hazırlandım.
Buna izin veremezdim.

Anneme bir şey söylemeden evden çıktım ve koşmaya başladım.
Nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım.

Nefes alış verişim çok hızlanmıştı.

Ayaklarım beni taşıyamayacak hale geldiğinde kaldırıma oturdum.

Elimle kaldırıma bir yumruk atıp sesli bir nefes verdim.
Ardından bir kaç yumruk daha geçirdim.

"İzin vermeyeceğim"

Kübra benim nasibim olmalıydı.
Söyleyecektim ona.
Bilmeliydi.

Kalbimin sahibinin kalbi başkasında değil bende olmalıydı.

ADANA'da HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin