Hayatımın değiştiği günün ertesi sabahı uyandığımda yüzüme çarpan o sıcak hava...
Güneş ve nem
Hayaller başkaydı gerçekler başka
Ben Kübra , Kübra Durmaz
Yeni arkadaşlar yeni komşular
Ve.......ve birisi gelir en ummadığın anda senin ondan haberin...
Bu hediye tabi ki gizemli bir hayrandan değil babam yada abimden gelmiştir.
Annem olamaz çünkü annem ayakkabı aldığını söylemişti. Hiç süprizler ile uğraşmaz direk söyler annem.
Annemin yanına gidip hediyenin kimden olduğunu sordum.
"Abin parasını verdi babanda aldı"
Cevabını aldıktan sonra geri odama geçtim yorgundum ve şu an zihnim geçmişim ile meşguldü.
Dershane şu an kapalıydı yani seneye ye kadar. O yüzden tatildeydik hem ders çalışıyordum hemde ehliyet sınavlarına çalışıyordum. Ehliyet sınavları 6 aylıktı. Ben 3 ayını halletmiştim zaten o kısımlar sözeldi. Yakındada araba ile yola çıkacaktım.
"Kübra!!"
Annemin sesi ile irkildim. Yatağımdan kalkıp annemin yanına gittim.
"Efendim"
"Neriman aradı bir kaç gün sonra onun yaylasına gitmek istedi bir günlüğüne ne dersin ?"
Biraz düşündüm bir planım yoktu.
"Bana uyar"
"Tamam o zaman çarşamba günü yola çıkarız"
"Olur"
Bu gün Pazartesi günüydü. Sanırım eğlenirdik baya
Akşama annem çok güzel bir masa hazırlamıştı.
İçli köfteyi görünce Neriman ablanın en sevdiği yemek olduğu için bir tabağa koyup onada götürdüm. Ayak üstü bir az konuştuktan sonra eve geri döndüm.
Güzelce yemeğimizi yedikten sonra birde benim aldığım pastayı yedik.
Bir süre rejim yapmam lazımdı. Bu gün çok tıkınmıştım.
Sofrayı toparlayınca annem aldığı ayakkabıyı verdi.
Beyaz kalın taban spor ayakkabıydı.
Murat GÜNAYOĞULLARI'ndan
Kübra'nın bu gün arkadaşlarına anlattıkları beni aşrı rahatsız etmişti. Ne kadar korkunç iğrenç bir ortamdaymış. Gerçekten büyük bir cihatın içindeymiş.
Ve bu ortamda bu kadar masum , berrak kalabilmesi mucize gibiydi.
Şimdi ise o arkadaşlarına lanet okumamak için kendimi çok zor tutuyorum.
Hele ki Kübra'ya sevgili ayarlamaya çalışmaları.
Erkeklerin onun ile konuşması normal geldi ama hoşuma gitmedi. Sonuç olarak böyle bir kız ile herkes konuşmak sohbet etmek ister. Ama bu tek bir kişiye nasip olacak.
Korktuğum bazı şeyler var üniversiteyi başka bir şehirde okuması gibi. Yada üniversiteyi burda okusa bile gönlünün başkasına kayması gibi. Oda olmasa görücü usulü evlenmesi gibi.
Allah'ın hayırlısı ile Kübra'yı bana nasip etmesini istiyorum. Ne ara bu hale geldim hiç farkında değilim.
Hep dualarımda aklımda hayallerimde.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kübra'dan
Sırt çantasını alıp aşağı indim. Bu gün gidiyorduk yaylaya. Sadece pijama ile öbürkü gün için kıyafet almıştık bir de evde giymek için tulumumu almıştım.
Çantayı Neriman ablanın bagajını koyduktan sonra yola çıktık.
2 saatlik yolun ardından işte gelmiştik. Dubleks bir evdi. Havuzu bile vardı çantaları alıp eve girdik.
Ben direk üstüme tulumumu giydim. Ama Neriman abla bana kot bir şalvar getirince onu giyindim.
Sabah kahvaltı yapmadan çıkmıştık. Mutfağa geçip poğaça yapmak için malzemeleri çıkardım.
Malzemelerin nerde olduğunu söylemişti Neriman abla. Tabi hepsini söylememişti diğerlerini arayarak bulmuştum.
Hamuru yapınca mayalanması için bıraktım. Evde bozulabilecek şeyler olmazdı çünkü buraya her zaman gelinmezdi onlarıda buradaki küçük marketten almıştık.
İçeri annemlerin yanına geçince annem telefondan Neriman ablaya bir şeyler gösteriyordu. Ne olduğuna baktığımda küçüklük fotoğraflarım olduğunu gördüm.
Hemen telefonu annemin elinden aldım.
"Anne ne yapıyorsun?"
"Aa Kübra saçmalama ver telefonu"
"Ama annecim yapma böyle utanıyorum anlasana"
"Kübracım utanılacak bir şey yok çok tatlıymışsın"
"Aman Neriman abla görmedin mi duba gibi bir şeydim."
"İşte bu seni tatlı yapar hem şu an şükret kilolu değilsin"
Telefonu geri anneme verip gülümsedim.
"Aman gııı boş ver başka şeyler gonuşak"
Adana ağzı ile konuşup konuyu değiştirmeye çalışırken ikiside gülerek bana bakıyordu.
"Neriman bu küçükende böyle taklitçiydi. evdeki tencerelere kavanozlara bardaklara ayaklarını sokup 'ayağım ayağım' diye bağırırdı."
"Yok galan anne ne alakası var"
Ben kendimi kaptırmış Adanalı gibi konuşurken baya gevşemiştim her an saçma sapan bir hareket yapabilirdim.
Ellerimi belime koyup
"Siz onu bunu bırakında poğaçanın yanında neler yapacaz"
"Benim oğlan kahvaltılık şeyler getirecekti. Git bir bak hole"
" Sen öyle diyorsan öyledir Neriman aba"
Arkamı döndüğümde pencereden arabanın içinden bana gülerek bakan Murat abiyi gördüm.
Gözlerim şok olmuş bir şekilde açıldı. Koşarak hole geçtim. Ne işi vardı burada Buda mı tesadüftü. Onun da mı yaylası vardı da buraya gelmişti.
Holdeki poşetler ve kutuları görünce sadece poşetleri alıp mutfağa geçtim kahvaltılıkları hazırlayıp çayı koydum poğaçalarıda fırına verdikten sonra sandalyeye oturdum. O halimin ne kadarını görmüştü ben şimdi ne yapacaktım. Ne kıyafetim nede örtüm uygundu.
O niye izlemişti ki beni amacı neydi. Bilmiyor muydu tesettürüme ne kadar dikkat ettiğimi.