*44*

39 3 0
                                    

Murat'tan....

O gün bu gün dü.
Kübra bu gün onu sevdiğimi öğrenecekti.

Apartmanın kapısında gelmesini bekliyordum.

Annemin Kübra birini seviyor olabilir dediği zamanın üstünden 2 hafta geçmişti.

Apartmanın demir kapısın açıldığını duyunca başımı yerden kaldırdım.

Gelmişti.

Hemen ayağa kalkıp beni fark etmesini bekledim.

Bir kaç saniye içinde göz göze geldikten sonra kahve çekirdeği rengindeki gözlerini önüne çevirdi.

Apartmana girerken arkasından yürümeye başladım.

"Kübra"

Cevap vermeyince bir daha seslendim.

"Kübra"

Ama umrunda değilmiş gibiydi.
Aramız 2 hafta önce normaldi ama şimdi böyle davranıyordu.

Asansöre bineceği sırada bileğinden tuttum.

"Dokunma bana"
Diyerek sertçe kolunu çekti.

"Özür dilerim ama senin ile konuşmam gereken şeyler var lütfen gel."

Biraz düşünüp apartmanın çıkışına yöneldi.

Bende onu takip ederek apartmandan çıktık.

"Dinliyorum"

Ensemi ovalayarak konuşmaya başladım ama az önceki cesaretim kanatlanıp uçmuş gibiydi.

"Az önce bileğini tuttuğum için özür dilerim"

Kafasını salladığında derin bir nefes aldım.

"Kübra"

"Evet"

"Ben seni seviyorum"

Yerdeki gözleri şaşkınlık ile benim gözlerimle buluştu.

Hiç bir şey söylemediğinde konuşmaya devam ettim.

"Yalan yok bu gerçekten böyle. Ben sevgili flört yapmak için değil senin ile gerçekten evlenmek istediğim için söylüyorum. Daha söylemek istediğim çok şey var ama kelimelere dökemiyorum."

Aramıza giren uzun sessizliği ikimizde bozmadık.

Ama Kübra'nın hızlı adımlar ile apartmana girmesi ile olduğum yerde kala kaldım.

Ardından yetişebilmek umudu ile peşinden gittiğimde asansör yukarı çıkmaya başlamıştı.

Merdivenlere yönelip adeta uçarak 8. Kata geldim.

Lakin o çoktan gelmiş ve eve girmişti.

Hüzünlü bir şekilde eve girip balkona çıktım.

Kübra'da balkondaydı ve aşağı bakıyordu.

Bana mı bakıyordu ?!

Boğazımı yapmacık bir şekilde temizlediğimde iri gözleri bana döndü ardından hiç bir şey olmamış gibi içeri girdi.

Aşağıya bakması kalbime umut tohumları ekmişti.

Ama bundan sonraki süreç nasıl olacaktı hiç bir fikrim yoktu.

Kübra'dan....

"Ben Seni seviyorum"

Gözlerim irileşerek ona döndü.
Doğru mu duymuştum.
Ya da beynim duymak istediğim şeyi mi duyurmuştu.

Onunda heyecanlı olduğu belliydi.

"Yalan yok bu gerçekten böyle. Ben sevgili flört yapmak için değil senin ile gerçekten evlenmek istediğim için söylüyorum. Daha söylemek istediğim çok şey var ama kelimelere dökemiyorum."

Dilim lal olmuştu.
Konuşmak istiyordum ama yapamıyordum.

Kalbim göğüs kafesimin altından çıkmaya çalışıyordu.

Daha fazla olduğum yerde duramayacağımı anladığımda hızlı adımlar ile apartmana girdim.

Asansör hala bu kattaydı.
Hemen binip 8 numaraya bastım.

Gözümden şıp şıp akan damlalar içimi ferahlatıyordu.

Kata geldiğimde yüzümü silip hemen zile bastım.

Elinde telefon ile kapıyı açan Abdülhamit yüzüme bile bakmadan geri içeri gitti.
Hızlıca ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim ve hemen balkona çıktım.

Aşağıya baktığımda onu göremedim.
Biraz daha eğildiğimde yan balkondan boğaz temizleme sesi geldi.

Başımı oraya çevirdiğimde onun ile göz göze geldim.
Ne ara çıkmıştı yukarı.

Balkonda onun göremeyeceği kısma geçtiğimde kendi kendine konuştu.

"Ah be Kübram ah be gözümün nuru. Anlasan ya kalbimin sahibinin sen olduğunu"

Söylediği cümleler gözlerimin yaşarmasına sebep oldu.

Anneme görünmeden hemen odama geçtim.

Üstümü değiştirip ellerimi yıkadıktan sonra yatağıma uzandım.

Rüya değildi.
Her şey tüm gerçekliği ile önümdeydi.

Peki ya ne yapacaktım.
Bir şey söylemem gerekiyor muydu.
Nasıl davranacaktım.

Gözümün nuru demişti bana.
Benmişim sevdiği kişi.
Söylemeli miydim onu sevdiğimi demeli miydim benimde kalbimin sahibi sensin.

Düşüncelerim ile boğuşurken tatlı bir uykuya daldım.
Aklımda ise hep gülüşü vardı.

ADANA'da HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin