✵4✵

463 57 22
                                    

Revirin kapısı yavaşça açıldığında Jungkook karşısında kollarını masanın üstüne yerleştirmiş, kafasını da onların üstüne bırakarak uykuya dalmış Haneul'ı görmüştü.

Yanındaki adama "Sessiz ol." demişti fısıldayarak. Ardından sağdaki kapıyı işaret etmiş ve ikinci odaya gitmesini söylemişti.

Adam topallayarak personel odasına geçtiğinde Haneul'ın yanına gelmişti Jungkook. Hafifçe masaya eğilmiş ve onun yüzünü incelemeye başlamıştı.

Kapanmış gözleri, hafifçe aralanmış dudakları... Uzun zamandır bu kadar yakından görmemişti onu. Senelerce uzaktan izlemek canını çok yakmıştı. Haneul'ı her gördüğünde de bu geliyordu aklına.

Elini yüzüne doğru yaklaştırıp yüzüne değen bir tutam saçı geri doğru atarak onun yüzünü iyice ortaya çıkartmış ve gülümsemişti. Ardından da doğrulmuştu başka çaresi olmayarak. Haneul'ı uyandırmak için hafifçe boğazını temizlemişti ama o uyanmamıştı.

Bu sefer daha yüksek sesle öksürmüştü. Haneul'dan yine çıt çıkmayınca elini onun onzuna koymuş ve hafifçe sarsmıştı. Böylece kaşlarını çatarak yavaşça gözlerini aralamıştı Haneul. Jungkook'un ona bakan gözlerine uykulu bir şekilde baktığında Jungkook bakışlarını yumuşatmıştı. Haneul hızlıca doğrulduğunda da kaçırmıştı gözlerini. Sınra viddileşip tekrar ona doğru dönmüştü.

"Ne? Evet, buyrun?"

Jungkook hala uykulu olan Haneul'a gülümsememek için kendini zor tutmuştu. Yüzündeki cittiyeti bozmadan "Uyumaya mı geliyorsun buraya?" diye sormuştu Haneul'a kaşlarını çatıp.

Her ne kadar ona aşık olsa da Jungkook gibi davranmamalıydı.

Jungkook Haneul'a karşı sevgi dolu ve şefkatliydi. Oldukça nazik davranıyordu. Çok korkuyordu başına kötü bir şey gelecek diye.

Ama Joonhyun kabaydı. Otoriterdi ve ne sevgiyle ne de şefkatle arası vardı. Haneul'a karşı da böyle olmak zorundaydı.

"Özür dilerim, dalmışım." diyerek cevap vermişti Haneul Jungkook'a. Ardından da onun gözlerine bakmaya devam etmişti.

"Yaralı geldi. Odada bekliyor."

Haneul ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldiğinde sessiz ama derin bir nefes verip arkasından gitmişti Jungkook. Ardından da odaya girmişler ve yaralıyla ilgilenen diğer hemşireyle karşılaşmışlardı.

Hemşire gözlerini Haneul ve Jungkook'a çevirip tekrar işine döndüğünde yavaş adımlarla hemşirenin yanına gelmişti. Ardından da adamın yanındaki küçük poşete bakmıştı "Bu da bizim mermilerden mi yoksa?" diyip.

Hemşire Haneul'a olumlu anlamda kafa salladığında "Ben vurdum, sorun yok." demişti Jungkook soğukkanlılıkla. Haneul da "Ne? Neden?" diye sormuştu ona doğru dönüp.

"Çatışmada kendi adamımızı vuran birine başka nasıl bir ceza verilir ki?" dediğinde "Adam eksilmiyo mu ama?" demişti Haneul. Birbirlerine sorular sorarak konuşmayı devam ettiriyorlardı.

"Bu kadar adam varken biri ufak bir izne çıksa sorun mu olur sence?"

Haneul dudaklarını araladığında "Doktor içeri girmişti. Sözüne de başlayamamıştı Haneul. İçeri giren doktor Jungkook'a bakıp "Neden buradasın?" diye sorduğunda yaraladığı adama dönerek "Yaralı getirdim." demişti.

"Şu ceza işini kesemez misin?" diye sormuştu doktor kaşları çatık bir şekilde. "Boşu boşuna adam eksiliyor. Ayrıca biz uğraşıyoruz, sen değil."

Jungkook hafifçe sırıtıp "Yapacak başka bir işinin olduğunu sanmıyorum." dediğinde "Tamam sorun yok, hallettik zaten." demişti Haneul. Hemşire de ayağa kalkmış ve kenarda duran poşeti alıp Jungkook'a uzatmıştı.

Bunny 2 | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin