Jungkook gömleğinin yakasını iliklemiş ve sandalyenin üstündeki ceketini giyip odadan dışarı çıkmıştı.
Yaralanmasının üstünden tam iki ay geçmişti. Haneul bir ay sonra otelde çalışmaya devam etmişti. İlerleyen zamanlarda da neredeyse hiç karşılaşmamışlardı ikisi.
Jungkook'un planı da pek bir işe yaramamıştı. Hatırlamaya çalıştığı kadarıyla önceden yaşadıklarını tekrar canlandırmaya çalışsa da Haneul hatırlayamıyordu çoğu şeyi. Fark ettiğinde ise duraksıyor ve tekrar işine devam ediyordu.
Merdivenlerden inen Jungkook asansöre binmiş ve giriş kata inip revire girmişti.
Karşısında doktor vardı.
"Haneul nerede?" diye sormuştu Jungkook doktora herhangi bir mimik sunmadan. Doktor da "Haneul!" diyerek çağırmış ve odadan çıkan Haneul'a bakmıştı.
Jungkook "Bugün bana lazımsın." demişti hafifçe gülümseyip. O da olumlu anlamda kafa sallamış ve "Hemen geliyorum." diyerek odaya tekrar girmişti.
Ayakta dikilen Jungkook'a "Otursana." demişti doktor. Jungkook da doktor masasının önündeki koltuğa oturmuş ve yere doğru bakmaya başlamıştı.
"Bakıyorum hala kızgınsın bana?"
Olumsuz anlamda kafa sallayan Jungkook alaycı bir şekilde gülmüş ve "Kızgın?" demişti.
"Kızmam için bir neden var mı?"
Doktor duruşunu dikleştirip "Ben de bunu düşünüyordum." dediğinde derin bir nefes vermişti Jungkook. Ardından doktora doğru dönmüş ve dudaklarını aralanıştı.
Tam o anda Haneul girmişti içeri. "Çıkabiliriz." dedikten sonra Jungkook'a bakmıştı. Sonra da doktora.
Ayaklanan Jungkook "Hadi." diyerek kapıya yöneldiğinde "Bir şey söylemek üzereydin Joonhyun?" demişti doktor. Jungkook da arkasını bile dönmeden "Sonra." demiş ve revirden çıkmıştı.
...
Haneul içeri giren Jungkook'u takip etmeye başlamıştı. Gidecekleri yer belliydi. Önce Jungkook'un odasına gideceklerdi. Orada yalnız bırakacaktı Jungkook onu. Sonra gidecek ve birkaç silah sesi sonrası Haneul'ı çağıracaktı.
Odaya girdikten sonra kitaplığın önündeki koltuğa oturmuştu Haneul. Sehpanın üstüne bırakmış olduğu ve yarım bıraktığı kitabı almış ve okumaya başlamıştı.
Jungkook masasına oturmuş ve bilgisayarını açmıştı. Birkaç dakika vakit geçirmişti ekranın başında. Ardından gözlerini Haneul'a çevirmiş ona doğru bakmaya başlamıştı.
"Bakıyorum da alıştın buraya."
Kafasını kaldıran Haneul Jungkook'a bakmıştı. Ardından "Başka çarem yok." demişti gülümseyerek. Jungkook ayaklanmıştı ardından. "Gel bakalım." diyerek odadan çıkmıştı hızlı adımlarla. Haneul da kitabı sehpanın üstüne bırakıp onun arkasından koşar adımlarla ilerlemişti.
Koridoru geçtikten sonra içeri girmişti ikili.
İlk kez gördüğü bir adam vardı sandalyede bağlı. Ağzı yüzü kanla kaplıyken bilinci pek de yerinde gibi durmuyordu. Kafası yere doğru eğilmişti ve yüzünü tam olarak göremiyordu.
"Kalk! Bak doktorun geldi."
Adam hareket dahi etmemişti. Haneul adamın Jungkook'u duyduğundan bile emin değildi.
"Ama olmaz böyle."
Jungkook adamın yanına gidip saçlarından kavradığında kafasını kaldırmış ve ona bakmasını sağlamıştı. Sonra da hafifçe gülümseyip "Ölmeyeceksin. Merak etme." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny 2 | JJK
FanfictionZaman durmaz. Durmamıştı da. Yıllar geçmişti o günün ardından. Jungkook'unu kaybeden Haneul liseyi bitirmiş ve üniversiteye başlamıştı. Hatta üniversitesini bitirip mezun olmuştu iyi bir hemşire olarak. Hayatına devam etmekten başka çaresi yoktu. ...