Haneul "Ne?" diyerek Jungkook'a bakmaya devam etmişti.
Gözleri dolmuştu. Ne yapacağını bilememişti. Onun kadar Jungkook da şaşkındı. O da ne yapacağını bilememişti.
Eğer ona söyleyebilceğini önceden haber verseydi Bay Lee, en azından bir konuşma hazırlayabilirdi. Birden olması onu zorlamıştı.
"Her şeyi anlatacağım." demişti Jungkook Haneul'a. Ona doğru birkaç adım atmış ve suratına yediği tokatla başı sağ tarafa yatmıştı.
Tekrar çevirmişti kafasını Jungkook. Sadece "Açıklamam var bu yüz-" diyebilmiş ve yediği ikinci tokatla duraksamıştı. Kafasını çevirmemişti bu sefer. Hak ettiğini düşünmüştü.
Haneul elleriniyle ağzını kapatıp ağlamaya başlamıştı. "Pisliksin!" diye bağırmıştı. "İnanmıyorum sana! Yalancısın!" demiş ve geri çekilip "Seninle olmam için yalan söylüyorsun!" demişti.
"Bu kadar pisliksin işte! İğrenç herif!"
Jungkook ona doğru bakıp "Hayır." dediğinde "Sus!" diye bağırmıştı Haneul. Jungkook ona doğru yaklaştıkça geri geri gitmiş ve sırtını duvara çarpmıştı.
"Dinle beni! Her şeyi açıklayacağım!"
Haneul kulaklarını kapatıp yere çöktüğünde ağlaması artmıştı. Jungkook'u dinlemiyordu. Ne söylese olmusuz anlamda kafa sallıyor ve ağlamaya devam ediyordu.
"Yemin ederim! B-bak! Kanıtlayacağım, bir dinle."
Jungkook ona dokundurunda ittirip kendinden uzaklaştırmıştı Haneul. "Defol!" diye bağırmış ve kendini iyice küçültmüştü.
"Haneul, bana bak!"
Karnındaki yarayı göstermek istemişti Jungkook ama Haneul'ın gözleri kapalıydı. Ona sarılıp kendine doğru çekmişti Jungkook ama Haneul itmişti. Yine de bırakmamıştı Jungkook.
O ittikçe daha da sarılmıştı. O vurdukça daha da yaklaşmıştı.
"Dokunma!"
Duraksamıştı Jungkook. Sadece onların bilebileceği bir şey düşünmüştü. Ardından Haneul'ın gözlerine bakmış ve "Şekeri hatırlıyor musun?" diye sormuştu.
"O boş evde beni yakaladığında vermiştim sana. Küçük şeffaf ambalajlı şeker. Sonra benim yanımda çöpe atmıştın."
Haneul ağlamaya tüm gücüyle devam etmiş ve kollarını serbest bırakmıştı. Jungkook'un ona sarılmasına izin vermişti. Kollarını onun boynuna dolamış ve bedenini serbest bırakmıştı.
Sıkıca sarılmıştı Jungkook ona dolu gözleriyle. Haneul'ın saçlarını okşamış ve kokusunu içine çekmişti. "Her şeyi anlatacağım sana."
Hıçkırmaya başlamıştı Haneul ağlayarak. "Aptal!" diye bağırmıştı hıçkırıklarının arasında. "Yedi yıl oldu!" diyerek ağlamaya devam etmişi.
"Yedi yıl öldüm ben! Yedi yıl ağladım!"
"Özür dilerim."
...
Haneul Jungkook'un kollarında öylece yatarken Jungkook etrafa bakınmıştı. Uzun bir süre ağlamaya devam etmişti Haneul. Sonunda yorulmuş ve gözlerini kapatmıştı.
Yerde uyuya kalmıştı Haneul. Jungkook ise hiç hareket etmeden ona sarılmaya devam etmişti.
Birkaç dakika sonra kapı tıklatılmıştı. Sonra yavaşça açılmıştı kapı. Bay Lee kafasını uzatıp içeri doğru bakmıştı. Jungkook elini havaya kaldırıp onun içeri girmemesi için sallamıştı. Ardından olumlu anlamda kafa sallamıştı Bay Lee. Duraksayıp gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny 2 | JJK
FanfictionZaman durmaz. Durmamıştı da. Yıllar geçmişti o günün ardından. Jungkook'unu kaybeden Haneul liseyi bitirmiş ve üniversiteye başlamıştı. Hatta üniversitesini bitirip mezun olmuştu iyi bir hemşire olarak. Hayatına devam etmekten başka çaresi yoktu. ...