Haneul yarayı kapatıp geri çekildiğinde arkasına yaslanmış ve derin bir nefes vermişti Jungkook. Ardından Haneul'a bakmış ve teşekkür etmişti.
"Yatıp dinlensen yeterli olur, çok kan kaybın yok."
Olumlu anlamda kafa sallamıştı Jungkook. Arkasına güzelce yaslanmış ve gözlerini kapatmıştı.
O uyumaya hazırlanırken odadan malzemelerle çıkıp merdivene doğru yönelmişti Haneul. Joonhyun'un yanında sürekli Jungkook'u hatırlayacağını biliyordu fakat yapacak hiçbir şeyi yoktu. Hayatına böyle devam etmek zorundaydı.
...
Jungkook gözlerini aralamıştı. Hareket etmeye çalışsa da hissettiği acıyla yüzünü buruşturmuş ve olduğu yerde kalmıştı. Sonra Haneul'ın sesisini duymuştu arkadan. Telefonla konuştuğu belliydi.
"Ne yapacağımı bilmiyorum ki. Kaldırsam mı?", "Biliyorum ama başka ne yapabilirim ki?"
Jungkook tam ona seslenecekken duyduğu isimle duraksamış ve gülümsemişti. "Saçmalama Young Ae. Öyle bir şey yapmam."
Uzun yıllardır Young Ae'nin sesini duymamıştı Jungkook. Sadece ayda bir Haneul ile buluşuyor ve o zaman görebiliyordu onu uzaktan.
"Tamam, hallederim ben. Görüşürüz."
Telefonu kapatan Haneul derin bir nefes aldığında dolaba yönelmiş ve sessizce bir yastık çıkartmıştı. Bir de battaniye. Kaşlarını çatan Jungkook da yattığı yerden "Nereye?" diye sormuştu.
Arkasına dönüp yatakta yatan Jungkook'a bakmıştı Haneul. Ardından elindeki yastığı sıkıca kavramış ve "Geç oldu, uyuyacağım." demişti.
"Nerede?"
Haneul gözlerini yatağın karşısındaki kanepeye çevirmişti. Jungkook ise olumsuz anlamda kafa sallamış ve "Olmaz." demişti.
"Sen de benim yatağımda yat. Şimdi kalkamam, canım yanıyor."
Birkaç adımla hemen yatağın yanına gelmişti Haneul. Yastık ve battaniyeyi yatağın kenarına bırakmış sonra da Jungkook'un yanına oturup "Canın mı yanıyor? Çok mu?" diye sormuştu.
Elini Jungkook'un yarasının kenarına götürmüştü Haneul. Yarasını açmadan kontrol ederken onun bileğinden tutup durdurmuş ve "Sadece hareket edince." demişti Jungkook. Ardından onun bileğini yavaşça bırakmış ve "Tek mi kalacağım?" diye sormuştu.
Doğrulan Haneul "Resepsiyona söyliyeyim bir adam getirsin." dediğinde derin bir nefes verip yüzünü ekşiterek yarasına dokunmuştu Jungkook "Ya bana bir şey olursa?" demeden önce. Haneul da "Ben gelirim." demişti.
"Ya acil müdahale gerekirse. Seni mi bekleyeceğim?"
Duraksamıştı Haneul. Ardından kaşlarını çatmış ve "Acil bir şey olmaz. Yaranız o kadar ağır değil." demişti. "Bay Lee seni özel hemşirem yaptı."
Kaşlarını daha da çatmıştı Haneul. Ardından "Benim bundan haberim yok." demiş be ayağa kalkmıştı. Ardından "İstersen kendin sor." cevabını almıştı ondan.
Haneul cebinden telefonunu çıkartmış ve Bay Lee'yi aramıştı. Birkaç çalma sesinden sonra da nihayet açmıştı Bay Lee telefonunu. Haneul da hiç uzatmadan "İyi akşamlar Bay Lee. Duydum ki ben Bay Min'in özel hemşiresiymişim. Min Joonhyun. Doğru mu?" diyerek sormuştu.
"Bana onun yanında kalmayı öğrenmeliyim dediğinde sana yardımcı olmak istedim. Böyle daha iyi alışırsın."
Bir şey demeden Jungkook'a bakmıştı Haneul. Oldukça ifadesizdi. "Tamam, iyi geceler." diyerek telefonu kapatmıştı sonra. "Ben kalacağım o zaman." diyerek telefonu komodinin üstüne bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny 2 | JJK
FanfictionZaman durmaz. Durmamıştı da. Yıllar geçmişti o günün ardından. Jungkook'unu kaybeden Haneul liseyi bitirmiş ve üniversiteye başlamıştı. Hatta üniversitesini bitirip mezun olmuştu iyi bir hemşire olarak. Hayatına devam etmekten başka çaresi yoktu. ...