Haneul aynada giydiği ayakkabılara bakarken Jungkook gözlerini etrafta gezdirerek ayakkabılara bakmaya devam etmişti.
"Şunu da denesin." demişti Jungkook çalışan adama. Ardından da Haneul'a dönmüş ve "Nasıl?" diye sormuştu.
Haneul olumsuz anlamda kafa sallayıp "Rahatsız etti." dediğinde koltuğa oturmuş ve ayakkabıyı çıkartmıştı. Adam da Jungkook'un seçtiği ayakkabıyı Haneul'ın önüne bırakmıştı.
"İpli mi?"
Jungkook "Elbiseye yakışır." demişti kollarını birleştirdikten sonra. Haneul da ayakkabıyı giymişti. İpleri bacağına dolayıp bağladıktan sonra ayağa kalmıştı. Aynanın önüne gidene kadar da ipler kaymış ve Haneul'ın bileğinde toplanmıştı. Bunun üstüne koltuğa geri dönmüştü Haneul.
Adam dizinün üstüne çöküp "Yardımcı olayım." dediğinde adamın omzuna dokunmuştu Jungkook. Ardından da onun geri çekilmesini sağlayıp dizinin üstüne çökmüştü.
Haneul'ın ayakkabıyı giymesine yardım eden Jungkook ipleri Haneul'ın bileğine dolarken uzunca bakmıştı Haneul ona.
Onun neden Jungkook olmadığını sorgulamıştı. Başka birine yapsa kovulacağı hataları bile bile yapmıştı ona. Karşı gelmişti, sesini yükseltmişti. Saygısızca sen diyip durmuştu vurgulaya vurgulaya. Herkezden sorumlu olduğunu söyleyen Bay Lee'ye göre de onu kovabilirdi. Çoktan da kovulması gerekirdi. Yine de buradaydı.
Yine de Joonhyun önünde diz çökmüş ayakkabısını bağlıyordu.
Jungkook kafasını kaldırıp şaşkınlıkla ve merakla karışık bir şekilde ona bakan Haneul'ın gözlerine sabitlemişti gözlerini. Elleri Haneul'ın bileğindeyken aklı yaklaşık on beş dakika önce giydiği saten elbiseyle ona bakan Haneul'daydı.
Ellerini ayak bileğinden çekip ayağa kalktığında "Yürü bakalım." demişti Jungkook. Haneul da ayağa kalkmış ve birkaç adım atarak aynanın önüne gelip giydiği ayakkabılara bakmıştı.
"Bence çok güzel." demişti Haneul ayakkabı için. Jungkook da olumlu anlamda kafa sallayıp çalışana bakmış ve "Alıyoruz." demişti.
Haneul koltuğa oturup ayakkabıları çıkartacakken "Çıkartma." demişti Jungkook.
"Sen arabaya geç. Ben ödeyip geliyorum."
Haneul olumlu anlamda kafa sallayıp mağzanın çıkışına yöneldiğinde "Ödemeden gönderemeyiz efendim." demişti çalışan. Ardından da hafifçe kıkırdayan Jungkook'a şaşkınlıkla bakmıştı.
Jungkook Haneul'a "Arabaya geç." dediğinde Haneul da kaşlarını havalandırmıştı. Çalışan çocuğun Haneul'ın yanına geçmesiyle de kaşları çatılmıştı Jungkook'un. Bunu fark eden diğer bir çalışan da hızla onların yanına gelmişti.
"Sorun nedir Bay Min?"
Çalışan çocuk "Beyefendi, hanımefendinin dışarı çıkmasını söylüyor ama ayakkabıları satın almadan çıkmasının yasak olduğunu söylüyorum." dediğinde "Oh, üzgünüm efendim o daha yeni. Sizi tanımadığı için böyle bir şey dedi. Lütfen, buyurun." demişti gelen çalışan. Haneul da "O zaman ben gidiyorum?" diyerek Jungkook'a bakmıştı.
"Geç dedim ya?"
Haneul arkasını dönüp arabaya doğru gittiğinde Jungkook hızlı adımlarla kasaya doğru yönelmişti. Mağazadan çıkmadan önce şöyle bir arkasını dönmüştü Haneul. Yanlarına sonradan gelen çalışanın o çocuğun kolunu cimciklediğini görünce de gülümsemişti.
...
Elbiseyi giyen Haneul kabinden çıkıp "Hadi gidelim." dediğinde Jungkook önce Haneul'ı baştan sona süzmüş ve "Saçın, makyajın?" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny 2 | JJK
FanfictionZaman durmaz. Durmamıştı da. Yıllar geçmişti o günün ardından. Jungkook'unu kaybeden Haneul liseyi bitirmiş ve üniversiteye başlamıştı. Hatta üniversitesini bitirip mezun olmuştu iyi bir hemşire olarak. Hayatına devam etmekten başka çaresi yoktu. ...