✵17✵

403 53 81
                                    

"Ne?" demişti Haneul kafası karışık bir şekilde. Jungkook'un söylediğinde göre günün geri kalanında izinli olmalıydı. "Ne oldu? Adam mı kötüleşti?"

Seok Woo Jungkook'un odasında ortalıkta volta atarken "Düğün işinde bir sıkıntı çıktı ve bir kadına ihtiyacım var." demişti mahcubiyetle.

"Normalde böyle şeylerle başka biri ilgilenirdi fakat ulaşamıyorum ve zamanımız daralıyor. Joonhyun'la düğüne gidebilir misin? Olayı bilen tek kadın sensin."

Haneul'ın yüzü düştüğünde derin bir nefes vermiş ve Seok Woo görebilecekmiş gibi başını olumlu şekilde sallamıştı. "Tamam, giderim."

Gülümseyen Seok Woo "Gelmene gerek yok." dediğinde olumlu anlamda kafa sallamıştı Haneul. Seok Woo da sözlerine "Sen hazırlan, ben araba ayarlayacağım. Biraz fazla şık olmalısın, kıyafetin var mı?" diyerek devam etmişti.

Haneul'ın aklına Jungkook'un aldığı elbise gelmişti. Bunun üstüne de "Var. Yarım saate hazır olurum." demişti ona.

"O zaman on dakikaya araba yolluyorum."

Telefon kapandığında şaşkın bakışlarla resepsiyondaki kadına bakmıştı Haneul. Kadın da meraklı bakışlarla ona.

"Teşekkürler." diyerek telefon avizesini kadının eline tutuşturan Haneul koşarak tam kapanmak üzere olan asansöre doğru koşmuştu.

Elini kapının arasına uzatmış ve asansörün kapanmasını engelleyerek nerdeyse dolu olan asansöre son anda binebilmişti.

Yukarı çıkan Haneul odasına girip dolabını açtığında üstündekileri çıkartmıştı hemen. Jungkook'un aldığı elbiseyi giymiş ve ayakkabıları dışarı çıkartmıştı. Ayakkabılar bir kenardayken saçlarını yapmıştı önce. Hafif dağınık olsa da yeterince özenilmiş duruyordu.

Birkaç dakika sonra odanın telefonu çalmıştı. Resepsiyondaki kadın da arabanın geldiğini söylemişti ona.

Ayakkabıları ayağına geçiren Haneul ipleri öylesine bağladığında çantasını alıp kapıya yönelmişti. Sonra da duraksamıştı.

Masanın üstünden makyaj çantasını da alıp aşağı indiğinde resepsiyona el sallamış ve dışarıya çıkıp onu bekleyen arabaya binmişti.

Yolda giderken yavaş sürmelerini söylemişti Haneul şöföre. O da olumlu anlamda kafa sallayıp asla yavaş kullanmamıştı aracı.

Yolda makyajını yapan Haneul düğünün yapılacağı malikaneye girdiğinde stres tüm vücudunu kaplamaya başlamıştı.

Aklındakinden daha gericiydi ortam. Her yerde takım elbiseli adamlar vardı. İndiğinde ne yapacaktı? Nereye gidecekti? Joonhyun'u nasıl bulacaktı? Hiçbir şey bilmiyordu.

Limuzin içeri girip bir kenarda durduğunda şöför "Geldik." demişti Haneul'a dönüp. Haneul da duraksamış ve derin bir nefes verip açılan kapıya doğru dönmüştü.

Kapıyı açan Jungkook'du. Elini Haneul'a doğru uzatmış ve inmesine yardım etmişti.

Yere ayak basar basmaz etrafa bakmıştı Haneul. Jungkook da ona doğru yaklaşmış ve "Adın Seon Mi" demişti.

Olumlu anlamda kafa sallamıştı Haneul. Jungkook da kolunu ona doğru uzatmış ve girmesini beklemişti.

...

Kapının önüne geldiklerinde "Park Woobin" demişti görevliye. O da listeden isimlerini kontrol etmiş ve "Kimlik." demişti.

Elini ceketinin cebine atan Jungkook çıkardığı sahte kimliği görevliye göstermiş ve Haneul ile birlikte içeriye doğru hamlede bulunmuştu ama görevli "Pardon" diyerek durdurmuştu onları.

Bunny 2 | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin