Zaman durmaz. Durmamıştı da. Yıllar geçmişti o günün ardından. Jungkook'unu kaybeden Haneul liseyi bitirmiş ve üniversiteye başlamıştı. Hatta bitirip mezun olmuştu iyi bir hemşire olarak
Hastanenin temposu içinde koşuşturan Haneul hızlı adımlarla resepsiyona geldiğinde "Ne oldu?" diye sormuştu arkadaşına. O da "Geçen pansuman yaptığın yaşlı bir adam vardı ya? Sohbet ettiğin..." dedikten sonra duraksamıştı.
"Evet?"
"Onun yanında köpeği gibi dolaşan bi adam daha vardı..."
Haneul derin bir nefes verip "Eee?" dediğinde arkadaşı gözleriyle karşısındaki sandalyedeki adamı gösterip "Seni sordu." demişti.
Kaşları çatılmıştı Haneul'ın. Gözlerini yere sabitlemiş adama doğru bakmaya devam edip "Nedenmiş?" diye sorduğunda "Bilmiyorum." cevabını almıştı arkadaşından. Ardından da tamam dedikten sonra yavaş adımlarla adamın yanına gitmişti.
Onu gördüğünde ayağa kalkan adam "Jung Haneul?" dediğinde olumlu anlamda kafa sallamıştı Haneul. Ardından da "Bay Lee'ye bir şey mi oldu yoksa?" diye sormuştu.
"Bay Lee çok iyi efendim. Sadece sizi görmek istiyor."
Duraksayan Haneul "Nerede?" diye sorduğunda "Dışarıda." demişti adam. Ardından da "Benimle gelin lütfen." diyerek kapıya doğru birkaç adım atmıştı.
"Bekleyin." demişti Haneul. "Öylece hastaneden çıkamam."
Adam "Bay Lee beş dakikadan fazla sürmeyeceğini de iletmemi istedi. Lütfen, onu kırmanızı istemiyormuş." dediğinde derin bir nefes vermişti Haneul. Ardından da olumlu anlamda kafa sallayıp "Tamam." demişti.
Haneul ve adam fışrı çıktıklarında siyah bir limuzinin önüne gelmişlerdi. Adam kapıyı açmıştı ve "Buyurun." demişti. Haneul da duraksamıştı. Önce kafasını uzatmıştı yavaşça içeriye doğru. Ardından da Bay Lee ile göz göze gelmiş ve ona doğru gülümseyerek bakan Bay Lee "Gel kızım, gel." demişti.
Mahçupça gülümseyip arabaya binen Haneul "Kusura bakmayın. İnsan yine de tedirgin oluyor." dediğinde olumlu anlamda kafa sallayıp "Konuşmayı kısa tutacağım Haneul kızım." demişti.
"Benimle çalışmanı istiyorum."
Haneul kaşları anında havalanmıştı. Bay Lee'nin ne konuşacağını tahmin edememişti ama bu aklının ucundan bile geçmemişti.
Haneul olumsuz anlamda kafa sallayıp "Fakat ben zaten hastanede çalışıyorum Bay Lee." dediğinde "Maaşının iki katını teklif ediyorum." demişti Bay Lee."Bu zamanda güvenilir sağlık çalışanı yok değil mi? Bu yüzden seni istiyorum. Lütfen reddetme."
"Fakat ne yapacağım ki?"
Bay Lee hafifçe gülümseyip "Şu limuze gökten düşen parayla sahip olmadım kızım. Etrafımda gördüğün adamlar da benim çocuklarım değil. Bunun da farkındasındır." dediğinde olumlu anlamda kafa sallamıştı Haneul. "Bizim işlerimiz biraz kirli"
"Ben silah imalatçısıyım. Bunu normalde açık açık söylemem. Ve beni indirmek isteyen insanlar da var. Bunu akıl yürüterek anlayabiliriz."
Haneul gittikçe gerilmişti. Bay Lee'nin bu sözleri her geçen saniyede onadan korkmasına sebep olmuştu. İşi yine de reddetseydi onun kafasına sıkarlar mıydı diye düşünmeden edememişti.
"Yanımda çalışan bir doktor ve bir hemşire var. Yine de yeterli gelmiyorlar. Çatışmalarda yaralanan çok adamım var. Onları kurtarmak istemez misin? "
Haneul uclarını sıktığı hemşirelik kıyafetini bırakıp "Bu çok teklikeli. Ben... yapamam." dediğinde "Sadece dikiş atıp pansuman yapacaksın Haneul. Kırma beni, tekrar düşün. Hastanede stajermişsin gibi davranılmasından sıkılmışsındır. Geçen sefer geldiğimde kendim gördüm. Hayat aynı insan hayatı. Benim adamlarımın da aileleri var." demişti üzgün bir ses tonuyla Bay Lee. Ardından da kağıya doğru yaklaşarak camı tıklatmış ve kapının açılmasını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny 2 | JJK
FanfictionZaman durmaz. Durmamıştı da. Yıllar geçmişti o günün ardından. Jungkook'unu kaybeden Haneul liseyi bitirmiş ve üniversiteye başlamıştı. Hatta üniversitesini bitirip mezun olmuştu iyi bir hemşire olarak. Hayatına devam etmekten başka çaresi yoktu. ...