Haneul Jungkook'un gözlerine bakarken Jungkook da gözlerini Haneul'ın gözlerine kitlemişti. Çok sürmemişti ama Haneul'ın gözlerini kaçırması. Kafasını çevirmiş ve yere doğru bakmaya başlamıştı.
Onun Jungkook olmadığını biliyordu ama içindeki bir şeyler buna inanmasını engelliyordu.
Jungkook'un omzundaki elini yumruk yapmıştı Haneul. Gözleri dolmuş ve nefesi düzensizleşmişti.
Sarılmayı dilemişti ona. Başını omzuna koyup sıkıca sarılmayı dilemişti. Ama yapamazdı. Bu kendini kandırmak olurdu.
Onun Jungkook olmadığını kabullenmesi gerektiğini sürekli söylüyordu kendine. Bu durumu kabullenmemek karşısındaki adama aşık olmaktan başka bir şeye sebebiyet vermeyecekti.
Bu sadece onu üzecekti.
Jungkook Haneul'ın kulağına yaklaşmış ne olduğunu sormuştu. "İyi misin?" demişti ona yumuşak sesiyle. Yanında olduğunu belli eder gibi onun belindeki elini biraz daha sıkılaştırmış ve kendine doğru yaklaştırmıştı.
"Bence bu kadar yeter" diyerek kendini ondan uzaklaştırmıştı Haneul. Ardından hızlı adımlarla kenardaki boş masaya doğru ilerlemiş ve Jungkook'u orada, herkesin arasında, tek başına bırakmıştı.
Masadaki dolu bardaktan bir yudum almıştı Haneul. İçilebilecek en ağır içkilerden biri olduğunu fark edince de yüzünü buruşturmuş ve bardağı tekrar masaya bırakmıştı hafifçe öksürerek. İçtiği bir yudum boğazını yakmış ve gözlerini doldurmuştu.
Yavaş adımlarla onun yanına gelen Jungkook'un dudaklarının arasından tek bir kelime çıkmamıştı bile. Öylece Haneul'ın yanında durmuş ve dans eden çiftleri izlemeye başlamıştı.
Yaklaşık bir saat geçmişti aradan. Masalarına farklı farklı insanlar gelmiş ve onlarla konuşmuşlardı. Haneul da arada her nemkadar tadı boğazını yaksa da bardaktan birkaç yudum almayı ihmal etmemişti.
Haneul'ın gözleri Jungkook'un üstündeyken bir eli bardağa gitmişti yine. Yudumlarını Jungkook'a bakarken almıştı.
Kafasını Haneul'a çeviren Jungkook "Elindeki sana gitmez. Hâlâ anlamadın mı?" diye sorduğunda elinde tuttuğu bardağa bakmıştı Haneul. Ardından hafifçe gülümsemiş ve bardağı kafasına diklemeye çalışmıştı ama Jungkook onun bileğinden tutmuş ve buna izin vermemişti.
"Senin için fazla ağır. İçme artık."
Haneul'ın elinden aldığı bardağı kafasına dikleyen Jungkook yüzünü ekşitmiş ve bardağı masaya bırakmıştı. Sonra da Haneul'a dönmüş ve "Burda sarhoş olmak senin için iyi olmayabilir." demişti.
Gülümsemişti Haneul. Ardından Jungkook'a bakmış ve "Neden?" diye sormuştu ona.
"Burda davetlisin. Sarhoş olup ortalığı dağıtma."
Yanından geçen garsonun elinde tuttuğu tepsiden hızla bir bardak daha almıştı Haneul. Ardından da Jungkook'a dönmüştü "Sarhoş olduğumda nasıl olduğumu bilemezsin." diyerek.
Jungkook'un aklına Haneul'ın ilk defa sarhoş olduğu zaman gelmişti.
"Bilmesem de olur. Rezillik çıkartma."
Haneul gözlerini kaçırıp bardağı kafasına diklediğinde gözlerini kapatıp derin bir nefes vermişti Jungkook. Şuan eline sarılıp bardağı almaya çalışsa her yere dökülürdü içki. Haneul büyük ihtimalle çoktan sarhoş olmuştu. İkinci bardağı içmemesi gereken bir içki olsa bile Haneul belki de üçüncüyü bitirmiş ve dördüncüye geçmişti.
Bardağı masaya bırakmış ve Jungkook'un gözlerine bakmıştı Haneul. "Bak, sarhoş olmadım."
Hafifçe gülümsemişti Jungkook. Kafasını sola doğru çevirmiş ve ona bayık gözleriyle bakan Haneul'a uzunca bakmıştı. Haneul da buruk bir gülümseme sunmuştu ona. Yanakları hafif pembeleşmişti. Tıpkı o günkü gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny 2 | JJK
Fiksi PenggemarZaman durmaz. Durmamıştı da. Yıllar geçmişti o günün ardından. Jungkook'unu kaybeden Haneul liseyi bitirmiş ve üniversiteye başlamıştı. Hatta üniversitesini bitirip mezun olmuştu iyi bir hemşire olarak. Hayatına devam etmekten başka çaresi yoktu. ...