BÖLÜM 8

5.6K 196 5
                                    

Öykü, hiçbir şey demeden olduğu yere çöküp sırtını yatağa dayadı. Hapis hayatı yaşayacak olmayı kendine yediremiyor karşısında ki adamı boğmak istiyordu. Yaşlı gözlerini kaldırıp kocasına baktı.

"Boşa beni!"

Robin ağa duyduğu şeyle şaşırarak olduğu yerde durmuştu, avluya inip annesine söyleyeceklerini düşünüyordu genç adam. Öykü'ye dönerek kaşlarını çattı ve elini kemerine yerleştirdi.

"Daha 1 haftalık evlisin, seni boşarsam insanlar ne düşünür?" Dedi sakin bir sesle. Ne kadar cesaretliydi karısı böyle.

Öykü omuzlarını silkti.

"Umrumda değil, boşa beni!" Dedi tekrar.

"O çok sevdiğin aileni de mi düşünmüyorsun?" Robin ağa oldukça ciddiydi, o da boşamak isterdi fakat bu işler o kadar kolay olmuyordu.

"Sanane benim ailemden!" Diye bağırarak ayağa kalktı Öykü. Kocasının karşısına geçip yaşlı gözleriyle gömleğinin yakasından kavradı.

"Senin için önemli olan ne, beni istemiyorsun, yüzümü görmeye tahammülün yok, sen ne hakla beni düşünüyormuş gibi davranıyorsun! Ben senin ne kadar kötü biri olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun ağa!"

Elini kocasının yakasından çekti.

"Bana emirler vermeyi kes artık, hiçbir şey senin istediğin gibi olmayacak" bir adım geri giderek tiksinircesine baktı karşısında ki adama.

"Beni öldürmekle tehdit etme, öldür!"

Ne kadar korkaktı böyle, her şeyi sözde yapıyordu. Bu kadar insanın korktuğu Robin ağa bu muydu?

"Senden de, boş hayatından da kurtulmuş olurum"

Robin ağa belinde ki silahı kavradı eliyle, bir anda çıkarıp Öykü'nün boynuna dayadı namlusunu. Dudaklarını karısının kulağına yaklaştırarak sinirle tısladı.

"Seni boş hayatıma hapsederim kadın, bu boşluktan çıkmak için her saniye yalvarırsın"
Silahını daha çok bastırdı karısının boynuna.

"Ölmek senin için hediye olur, ben seni ölmekten beter ederim!"

Öykü dibinde ki adamın ne yapacağını asla kestiremiyordu. Ama lafını da geri çekmeyecekti tabii ki.

"Benim asıl hediyem senin ölmen olur ağa"

Robin silahını indirip geri beline yerleştirdi. Karısının alnını alnına dayayıp "ne meraklısın dul kalmaya" diyerek yanağında ki yaşı sildi.

"Ben ölmeden de dul kalabilirsin, az önce ki isteğini hemen şimdi gerçekleştirebilirim" diyerek alnını çekti, kahverengi gözlerini karısının mavi çehrelerine dikmişti.

"Ama önce sana yaşatmam gereken acılar var"

Öykü'nün bir şey demesine fırsat vermeden odadan çıktı Robin ağa, annesinin yanına ilerliyordu hızlı hızlı. Dewran hanım avlu da durmuş, korkuyla bekliyordu oğlunu.

"Bir daha evliliğime burnunu sokmayacaksın!"

Bu sefer parmağını kaldırdığı kişi annesi olmuştu.

"Eğer ki istemediğim bir durum olsun, yemin ederim öldürürüm o kızı"

Parmağını indirip karşısında korkuyla onu izleyen annesine yaklaştı iyice.

"Ne sen kurtarabilirsin ne de kocan!"

Murat ağa daha fazla dayanamıyordu, bu adam artık durmalıydı.

HAZNEDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin