Robin gözlerini ayırmadan bakıyordu Delal'e. Kardeş'inin söyledikleri beynin de yankı yapıyor, onu çıkmaza ve sonsuz kötülüğe sürüklüyordu. Kafasına takılan bir diğer konu ise Öykü'nün bunu bilip bilmemesiydi, fakat karısını tanıyorsa eğer Öykü bildiği için buraya gelmeyi seçmişti.
"Boşan, arkandayım." Dedi ve daha fazla orda durmayarak Murat'ın odasına adımladı hızla. Kapıyı çalmadan içeri girmiş, ağabeyini koltuk da alkol içerken yakalamıştı. Murat, kardeş'inin bu şekilde odaya girmesinden bir şeylerin ters gittiğini anlayarak telaşla ayağa kalktı.
"Ne oldu bremin?"
"Söyle!" Dedi Robin kapıyı kapatırken.
"Eve baskın yapan kimdi?"
Murat söyleyip söylememek arasında gelgit yapıyor, kafasında hesap tutuyordu. Ona kalsa söylemeyip kendi halledecekti fakat Robin sorduğuna göre muhtemelen çoktan öğrenmişti. Yalan söylemek de onun aleyhine olurdu.
"İlk günden beri söylediğim kişiler." Diyerek elinde ki bardağı masa'nın üzerine bıraktı.
"Nasıl yapabilirler amına koyayım!" Bağırmak istemese de sesi gür çıkıyordu Robin'in. Yumruğunu masaya vurarak şakaklarını ovdu.
"Ben birde kendi ellerimle götürdüm Öykü'yü onlara!" Aklına geldikçe çıldıracak gibi oluyordu.
"O da öğrenir öğrenmez onları sildi zaten." Dedi Murat ağzında geveler gibi.
"Biliyor mu?"
"Biliyor, oraya gittiği gün konuşurlarken duymuş." Ardından ekledi Murat kardeşini tembihler gibi.
"Bana bak, kızın bir suçu yok gidip de bulaşayım deme."
"Biliyorum bir suçunun olmadığını, o kadar da değil." Dedi Robin daha öncesinde hiçbir şey yapmamış gibi.
"Adamları topla, herkese haber sal. Bu saatten sonra acımak yok." Diyerek oda'dan çıkmak üzere kapı kolunu kavradı.
"Ne yapacaksın, ne var aklında?" Diye sordu Murat sakin bir şekilde.
"Yarın gece görecekler baskın'ın nasıl yapıldığını. Kimse'nin haberi olmayacak Öykü de dahil." Diyerek oda'dan çıktı ve kendi odasına yöneldi. Her şeyi yapabilirdi, tüm kötülüklerini o insanlara sergileyebilirdi Robin. Fakat Öykü'nün bilmesi en son isteyeceği şey olurdu. Ne olursa olsun Öykü hala onları korumak istiyordu ve Robin'de bunun farkındaydı. O gece neden yakınlaştığını şimdi daha iyi anlayabiliyordu. Amacına ulaşmıştı da.
Odasına yavaşça girmiş, kapıyı yavaş bir şekilde kapatmıştı. Daha dün gece oda'dan gideceğini söylemiş olsa bile Öykü'yü düşündüğünden gidemiyordu. Geceleri onu yalnız bırakmak en büyük travması olmuştu artık. Sessiz bir şekilde üstünü değiştirerek karısının yanına uzandı Robin. Bir müddet yüzünü inceledikten sonra hiç zorlanmadan uyuyakalmıştı.
Sabah olduğunda rutin bakımlarını yaparak odasından çıkmış, arabasına binerek şirketine doğru yol almıştı Robin ağa. Kafasın da o kadar çok şey dönüyordu ki bir türlü kendini dizginleyemiyor, daha çok parlıyordu. Şirket de ki işlerini hallettikten sonra birkaç toplantıya girmiş, her şeyi hallettikten sonra da otopark da toplanan adamlarını tembihlemişti dikkatle. Murat ağa her ne kadar karışmak iste de kardeşi izin vermemiş, fikrini bile almadan aklında ki şeyleri söylemişti adamlara. Bu gece Urfa da kıyameti koparacaktı Robin ağa.
Arabasına yöneldiği sıra da Murat hızla durdurdu kardeşini.
"Çok ileri gitmiyor musun?" Diye sordu sakin bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZNEDAR
Fantasía-BERDEL KONULUDUR- +18 Maviliklerinde denizi ve gökyüzünü barındıran kadın, toprağın en koyu tonuna aşık olmuştu. Berdel onun için şimdi başlıyordu.