"Her şey bitti şimdi değil mi?" Diye sordu Robin Öykü'nün gözlerine bakarken.
"Bitti."
"Tüm sorunlarımızı da atlattık." İnanamıyordu Robin ağa.
"Hepsini değil ama zamanla düzeltebileceğine inanmak istiyorum."
"İnan jina min, inan." Dedi Robin Öykü'nün alnına bir öpücük bırakırken.
"Sen ne dersen o olacak. Bir dediğini iki etmeyeceğim, senin için ne gerekiyorsa yapacağım söz veriyorum."
İnanıyordu Öykü, inanmak istiyordu. Karşısında ağlayan adam'ın timsah gözyaşları döktüğüne inanmıyordu.
"Seni çok seviyorum Öykü, yemin ederim seni çok seviyorum."
Öykü tüm yaralarını temizledi kocasının. Ardından pamukları çöpe atarak tekrar yanına oturdu.
"Ne oldu anlat şimdi, kiminle kavga ettiniz?"
"Kimseyle." Dedi Robin omuzlarını silkerek. Sarhoşluğunun etkisi hala geçmemişti.
"Bu yüzünün hali ne o zaman Robin?"
"Murat yaptı."
"Nasıl?" İnanmamıştı Öykü, nasıl inanabilirdi böyle bir şeye.
"Murat ağabey yapmamıştır, o da senin gibiydi aynı."
"Onu da ben yaptım." Dedi gururla.
"Birbirinize mi vurdunuz?"
"Kafam ancak böyle toparlanırdı, affedeceğini bilseydim en başından dövdürürdüm kendimi."
"Seni affetmem için kendine zarar vermene gerek yoktu, bana zarar vermemen yeterliydi."
"Sana isteyerek zarar vermedim Öykü." Dedi karısının gözlerine dalarken.
"Ama saklayamadığım bir şey var."
"Ne o?" Öykü merak etmişti ne olduğunu.
"Karımı özledim." Bunu demesi ile Öykü'yü öpmesi bir olmuştu. Dudaklarını onun dudaklarına kenetlemiş, belinden tutarak kendine çekmişti.
"İzin ver kavuşayım sana, aylardır hasretim."
Öykü bilmiyordu, uzun zaman olduğu için de korkuyor ve istemiyordu.
"Hamileyim Robin, ya bir şey olursa."
"Hiçbir şey olmayacak söz veriyorum."
Bir şey demedi Öykü. Robin'e inanmak isteyerek sadece dudaklarına bir öpücük bırakmış, gözlerini gözlerine dikmişti.
"Korkuyorum."
"Korkacak bir şey yok jina min, yakmayacağım canını." Öpücüklerine devam etti Robin ağa. Sarhoşluğunun vermiş olduğu etkiyle özlemi iki kat artmış, bir an da karısını altına almıştı. Boynuna yumuşak öpücükler bırakarak göğüslerine kadar indi. Elleriyle canını yakmayacak şekilde sıkmış, ardından dudaklarına birer öpücük bırakarak tekrar boynuna gömüşmüştü. Sıcak nefesini verdikçe Öykü kendinden geçmiş, tırnaklarını narince sırtında gezdirmişti Robin'in.
Robin onay aldığını hissederek gömleğini üstünden çıkardı. Pantolonun kemerini çözmüş, bir kenara fırlatarak tekrar karısını öpmeye başlamıştı. Öykü'nün üzerindekileri fazlalık olarak görmüş, elini tişörtünün ucuna atarak tek hamlede çıkarmıştı. Karısı sütyeniyle kalmış, utanarak göğüslerini kapatmaya çalışmıştı.
Robin, bir şey söylemeden ellerine öpücükler bıraktı. Eşofmanını da yavaşça çıkarmış, sadece iç çamaşırlarıyla bırakmıştı karısını. Sert uzvunu genital bölgesine sürterek boynunu öpmeye devam etti. Öykü farkında olmadan tekrar sarılmıştı kocasına. Onu bu kadar özlediğini tahmin bile etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZNEDAR
Fantasy-BERDEL KONULUDUR- +18 Maviliklerinde denizi ve gökyüzünü barındıran kadın, toprağın en koyu tonuna aşık olmuştu. Berdel onun için şimdi başlıyordu.