BÖLÜM 29

4.1K 180 15
                                    

Sinirliydi Yiğit, böyle riskli bir konu da düşüncesizlik eden ağabeylerine sinirliydi. Arabaya biner binmez şoför Haznedar konağına sürmeye başladı.

Yarım saatlik yolculuğun ardından yabancısı olduğu konağın önünde duruyordu. Beyninden şimşekler çaktığından kulağının çınlaması da eksik olmuyordu Yiğit'in. Kapıda ki adamların yanına ilerleyerek "ablamı göreceğim." Dedi. Koruma, anlamsız gözlerle bakıyordu Yiğit'e, onu daha önce hiç görmediklerinden ablasının da kim olduğu bilmiyorlardı haliyle.

"Öykü." Dedi Yiğit anlamışcasına. Koruma cevap vermeden yanında ki adama bakmış, ardından tekrar Yiğit'e dönmüştü.

"Hanımağam'ın Soylu ailesinden biriyle görüşmesi yasak."

"Ne saçmalıyorsun lan sen!" Yiğit adam'ın boynuna saldırmamak için tutuyordu kendini.

"Ablamı göreceğim çekil." Diyerek kapıyı zorlamıştı fakat koruma tepkisizce izliyordu onu.

"Açın ulan kapıyı, sizin hiç bacınız yok mu?"

Öykü, mutfaktan bir bardak su alarak çıkmış, çardağa ilerlerken kapının önünde ki bağırışmaları duymuştu. Ses'in sahibini çok iyi tanıdığından hızla ulaştı konağın kapısına. Bir korumaya birde kardeşine baktı göz ucuyla.

"Tüm ailem bitti, daha on sekiz yaşında ki kardeşime mi taktınız kafayı?" Diye sordu ciddiyetle.

"Hanımağam affedin. Ağam'ın emri diye-"

"Ağanızın bütün emirlerini yerine getirdiniz bir bu eksik kaldı." Öykü tam kardeşine bir adım atacakken koruma önüne geçmişti. Tepkisiz kalarak karşısında ki adamı izledi.

"Hanımağam zorluk çıkarmayın. Siz eve girin kardeşiniz de kendi evine gitsin."

"Sen mi karar vereceksin buna?" Diye sordu Yiğit.

Koruma, bıkkınlıkla bir nefes vererek Öykü'nün kolundan tutmuş, ardından hemen geri bırakmıştı.

"Ne oluyor burada?" Diyerek korumanın yüzüne baktı Robin.

"Ağam-"

"Bir daha ona dokunacak olursan elini kırarım, çık dışarı."

"Bağışla ağam, ben sadece-"

"Üstüne vazife olmayan işlere karışma." Diyerek Yiğit'e döndü.

"Hoşgeldin Yiğit."

Bu adamı çok iyi tanımasa da namından dolayı çok iyi biliyordu Yiğit. "Hoşbuldum ağabey." Diyerek ablasına çevirdi gözlerini.

"Abla seninle konuşmam gereken önemli bir şey var."

Öykü kaşlarını çatmış, küçük kardeşinin neyden bahsettiğini anlamaya çalışıyordu.

"Olur konuşalım." Dedi kardeşine içeri geçmesi için işaret verirken. Robin onları tek bırakarak çalışma odasına yönelmiş, Öykü de kardeşi ile birlikte salona girmişti.

"Abla." Dedi Yiğit ablasının gözlerine bakarken.

"Duydum sana yaptıklarını, onun için geldim." Kardeşinin korkusunun farkındaydı Öykü. Sakinleşmesi için sarılarak saçlarını okşamaya başladı.

"Olan oldu balım, çok şükür ki iyiyiz."

"Çok şükür abla, çok şükür ama bilmen gereken önemli bir şey var." Öykü kaşlarını çatmış, kardeşinin yüz hatlarını incelemeye başlamıştı.

"Neymiş o?" Diye sordu merakla.

Yiğit söyleyip söylememek arasında çok kararsızdı. Robin'in öğrenme ihtimalini düşünmek bile istemiyordu fakat böyle bir şeyi de ablasından saklayamazdı.

HAZNEDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin