Robin, kapıyı açarak tek hamlede Berzan'ı arabadan çıkarmış, kafasını kapıya sert bir şekilde vurarak tampona yatırmıştı. Öykü anlık korkusuyla ne yapacağını bilemeden hızla arabadan indi. Robin'in kolundan tutup çekmeye çalışsa da gücü yetmemiş, "Robin dur!" Diye bağırarak ağabeyinin yüzünü kapatmaya çalışmıştı.
"Ben seni daha kaç kere uyaracağım lan!" Diye bağırarak bir yumruk indirdi Berzan'ın yüzüne. Berzan'ın ağzından kanlar süzülmeye başlamıştı yavaş yavaş.
"Robin ne olur dur!" Öykü ne dese boştu. Kendi canını hiçe saymış, kanayan kafasını düşünemiyordu.
"Benim karımı evden zorla götürmek ne demek!" Bir yumruk daha indirdi yüzüne.
"Sen o sik kadar beyninle beni yenebileceğini mi düşünüyorsun?" Dedi arsızca gülüp. Berzan ise bir şey diyemiyor, gözleri açık bir vaziyette işkence'nin bitmesini bekliyordu. Robin onu tamponun üstünden almış, sert bir hamleyle yola itmişti. Üstüne yürüyeceği sırada Öykü kendini toparlayarak önüne geçmiş, kollarını onun beline dolamıştı durması için.
"Bu sefer seni kim alacak elimden Berzan?, ağabeyin yetişebilecek mi?" Diyerek belinde ki silaha elini attı.
"Robin dur artık!" Öykü kendini o kadar çok zorlamıştı ki bağırmaktan başı ağrımış, boğazları acımıştı.
"Yeter!"
Robin saniyelik olarak karısına baktı. Gözü ilk olarak kanayan yarasına gitmiş, yerde yatan adama da öfkesini arttırmıştı.
"O mu yaptı bunu?" Diye sordu elini Öykü'nün yarasına götürürken.
"Hayır ben yaptım!" Dedi ve Robin'in elini ittirdi.
"Dokunma bana!" Robin ne olduğunu anlayamadan Öykü arkasını dönmüş, ters yöne doğru yürümeye başlamıştı.
"Kaç yıl oldu ya kaç yıl!" Diye bağırarak tekrar döndü o tarafa.
"Anlamıyor musunuz sizin düşmanlığınız size değil, suçu olmayan insanlara zarar veriyor!" Tekrar dönmüş, ilerlemeye devam etmişti. Berzan yattığı yerden doğrularak ağzının kenarında ki kanı sildi. Robin ise ona kısa bir bakış atmış, ardından da Öykü'nün peşinden yürümeye başlamıştı.
"Bekle!" Dedi dümdüz sesiyle. Öykü durmadan ilerlemeye devam ediyordu.
"Bir şey olacak bekle!"
"Bana sizden başka kimse bir şey yapmıyor!" Diye bağırarak yürümeye devam etti. Robin ise hızlanmış, Öykü'nün kolundan tutarak kendine çevirmişti. Yüzünü avuçları arasına alarak alnını alnına dayadı.
"Beni kendinle sınama."
"Sen başına gelen tüm kötü şeyleri hak ediyorsun." Dedi gözlerinin içine bakarken.
"Lan önünü kesmesem adamın seni nereye götüreceği belli değil!, ben mi suçlu oldum şimdi?" Diye bağırdı Robin.
"Senin beni bu kadar korkutmaya ne hakkın var?, ben senin yüzünden ailemin başına bir şey gelecek mi düşüncesiyle yaşamak zorunda değilim Robin!" Dedi yüzünde ki elleri ittirerek.
"İnsanların canını yakıp onlar sana karşılık verdiğinde canlarıyla tehdit ediyorsun."
"Ben mi başlattım bunu?" Diye sordu Robin.
"Ulan kardeşimi kaçıran senin ağabeyin!, bebeğimi aldırman için seni dolduran annen!, eve getirdiğim gün seni almaya gelen Şivan, yetmemiş gibi seni zorla götüren yine Berzan!" Dedi ve Öykü'nün kolundan tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZNEDAR
Fantasy-BERDEL KONULUDUR- +18 Maviliklerinde denizi ve gökyüzünü barındıran kadın, toprağın en koyu tonuna aşık olmuştu. Berdel onun için şimdi başlıyordu.