BÖLÜM 27

4.4K 169 17
                                    

"Affedemem, yapma." Diyerek bir adım geri gitmeye çalıştı Öykü. Robin buna müsade etmiyordu fakat Öykü'nün ona dokunmak istememesi bile zoruna gidiyordu.

"Beni hiç sevmemiş gibi davranıyorsun." Gözleri kapalı, alnı hala alnına dayalıydı. Konuştukları an nefesleri birbirine çarpıyordu.

"Bu yaptığımın sevgiyle bir alakası yok, sevgi'den bahsedecek son insansın." Ağır konuşuyordu Öykü, fakat sakince konuşup karşısında ki kişinin onu anlamasını bekliyordu. Kızmadı Robin ağa, kızamamıştı bile. Karısı ne yapsa haklıydı.

"Peki o halde." Diyerek gözlerini açtı. Beline sardığı ellerini geri çekti ve bir şey demeden yatağa yöneldi Robin. Öykü de onun gibi yaparak sessiz kalmış, eline bir pijama takımı alarak banyo'ya yönelmişti. Robin'in aldığı telefonu masa'nın üstüne bırakmış, gerek olmadığı taktir de kullanmamayı düşünüyordu. Banyo da üstünü değiştirdikten sonra çıkardığı kıyafetleri kirli sepetine atarak odasına döndü.

Robin'le yatmak, aynı yatak da bulunmak veyahut kokusunu duymak istemiyordu. İçinde belli belirsiz asla geçmeyen kocaman bir ağrı vardı ona karşı. Aynı oda da bulunmayı bile kocasına ödül olarak görüyordu. Yatağın öbür ucuna geçerek yorganı kaldırmış, ardından yatağa uzanarak gözlerini kapatmıştı. Sırtı dönük olduğundan yüzünü görmemesi onu rahatlatıyordu.

Gün aymaya başladığında mide bulantısıyla gözlerini açtı Öykü. İçinden bıktığını belli edercesine bir of çekerek banyo'ya yöneldi. Robin de o sırada işe gitmek için kalkmış, duşunu almış ve üstünü giyiniyordu.

Dolabın başında elinde gömlekle dururken karısı'nın aniden kalkmasına şaşırmış olsa da, mide bulantısı olduğunu anlamıştı hemen.

"Gelmemi ister misin?" Diye seslendi arkasından.

"Hayır." Kapıyı kapatıp klozetin önüne kendini tabiri caizse fırlatmış, aralıksız öğürmelerle kusmaya başlamıştı. Robin öğürme seslerini çok olmasa da duyabiliyordu. Pantolon'un düğmesini kapattıktan sonra kemerini bağlayarak banyo'nun kapısına ilerledi.

"Öykü iyi misin?"

Ses gelmemişti Öykü'den. Kusmaktan çok yorulduğu için kollarını klozete sarmış, kafasını da koluna koyarak gözlerini kapatmıştı. Robin bir kez daha "Öykü." Diyerek bir yanıt bekledi. Yine bir ses gelmeyince hızla kapıyı açmış, banyo'ya girmişti. Karısını o halde görmeyi beklemiyordu tabii ki.

İki adım da yanına ulaşarak dizlerinin üstüne çömelmiş, Öykü'nün saçlarını yüzünden çekmişti. Hala gözleri kapalıydı fakat bilinçli bir kapalılık olduğunun farkındaydı Robin.

"İyi misin, hastaneye gidelim mi?" Diye sordu.

Öykü sadece başını salladı. Hastaneye gitmek ona iyi gelmiyordu her insan da olduğu gibi.

"Seni yatırmamı ister misin?"

Gözlerini açarak meraklı gözlerle ona bakan kocasının gözlerine baktı. Hala midesi bulanıyordu ve her an kusabilirdi.

"Çıkar mısın?" Diye sordu yorgun sesiyle. Birinin yanında rahat rahat kusamazdı herhalde.

Robin başını olumsuz anlamda sallayarak daha çok yaklaştı. Parfüm kokusu Öykü'nün burnuna dolduğu an midesi tekrar hareketlenmiş, bir şeylerin hızla ağzına geldiğini hissetmişti. Saniyeler içinde kafasını tekrar klozete çevirerek istifra etmeye başladı. Bu hali Robin'in canı yakıyordu, Öykü'nün iyi olması için her şeyi yapardı fakat elinden bir şey gelmemesi canını çok sıkıyordu. Ayağa kalkarak karısı'nın saçlarını arkaya almış, alnına basınç uygulamaya başlamıştı.

HAZNEDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin