12-

5.7K 416 45
                                    

31.08.23
Zehir Deliveren

Aşka bakış açım çok tersti, evlilik veya sevgililik fark etmiyordu. Şimdiyse ailemde bir abim hariç herkes evli. En şaşırdığımsa Zahir babamla Neslihan Hanım'ın 14 yaşlarında evlendiklerini öğrenmem...

"Nasıl yani? On dört yaşınızda mı?.." Susup kaşlarımı çattığımda Zahir babam güldü.

"Berdel yapılmıştı. Dayın, halanı kaçırdığında anneni bizden biriyle evlendirmek zorunda bıraktılar. Amcaların çok canidir, Neslihan'ı önceden tanıdığım için onlarla yapamayacağını biliyordum. Kendimi öne attım, konaktan taşınıp anneni orman evine yerleştirdim. 18 yaşımızda bana aşık olduğunu söyledi, öyle yaklaştım annene." İçim rahatladığında derin bir nefes aldım. 18 de küçüktü ama 14 kadar değil.

"Ya o akrabalarımız nerede?"

Bu sefer soruma Duahan cevap verdi; "babam aşiretten kovuldu, o yüzden baba tarafı akrabamız hiç yok. Annem de evlendikleri gibi çocuk vermedi diye kusurlu ilan edildi. Anne tarafından da akrabamız kalmadı."

"Maşallah, ne kusur ama." Levent abinin kafasına Duahan vurduğunda istemsizce güldüm. Yalan değil, ne kusurmuş ama...

"Başka kardeşimiz var mıydı? Mesela Karakamışların aslında 2 oğlu vardı, ama lise zamanlarında hastalıktan vefat etmiş. Var mı böyle bir kardeşim?"

"Yok ya! Allah korusun. Anamın doğurduğu herkes yaşıyor." Yener kulak memesini aşağıya çekip parmaklarının tersini yanındaki sehpaya vurdu.

Yuşa'nın o aniden çıkışından sonra hâlâ gelmemesiyle gün içinde pek bir şey yapmamaya karar vermişlerdi ki Kabil abinin karşısında geçirdiğim krizin ardından uyumuştum. Öyle ki ne akşam yemeğine ne de bugünün sabah kahvaltısına kalkabilmiştim. Kabil abim de katılmamış, sadece evimin kapısının önünde beklemiş...

Öğlen ikimiz kahvaltı etmiş, buraya gelmiştik. Yengeler ya ellerindeki el işleriyle ilgileniyor ya da çocuklarına bir şeyler öğretiyordu. Yener, nişanlısına sürpriz hazırlıyor. Levent de junior Kabil'in oyuncağını tamir ediyordu. Ama genel olarak herkes çay içiyor.

"Ya senin ailen ne zaman evlenmiş?" Levent'in sorusuna bilmiyorum der gibi mimikler yapıp omuz silktim.

"Benim aklıma bir soru takıldı kardeşim, onların çocuğu olmadığını bildiğini söylemiştin. Bunlar nasıl oldu?"

"İlkokul zamanlarım çok ateşli geçmişti, Yener abi. İlgi bekleyen bir bebek gibiydim, okula gitmemek, evden ayrılmamak için çığlık kıyamet koparıyordum. Sibel'in 'sen benim evladım değilsin' demelerini ciddiye almıyordum. Bir gün ne kadar bezdirdiysem kolumdan tutup hastaneye götürdü, DNA testi yaptırdı. Evde zaten aynı testten bir sürü vardı... En sonunda pes ettim, onlara inandım ve öyle de büyüdüm. Yani 8 yaşımda onlara inanıp sustum, bu olayın üstüne gitmedim." Konuşmam bittiğinde Yener ayağa fırlayıp elini kolunu açtı ve ofladı.

"Şimdi sana sıkıca sarılmak vardı!.. Of! Bir kere sarılayım mı lan?" Sorusunu direkt reddetsem de aniden Levent'e sarıldığında şok oldum. "Gardaşşııım. Sen nelere göğüs germişsin böyle, kurban olayım seni verene." Bana bakarak konuşuyor, Levent'in saçlarını okşuyordu.

Gülerek başımı iki yana salladığımda gözlerim Zahir babama değdi, elindeki çay bardağına bakıyor. Ne düşünüyor acaba?

"Zehir kabul etmedin ama ben yine de tekrar edeyim," diyerek başını kaldırıp bana baktı babam. "İstediğin zaman ismini değiştirebiliriz, ne istersen olur. Yanlış anlama, şimdiki ismin de çok güzel. Hatta sana Zehir'im demeyi çok seviyorum ama işte olur da istersen direkt söyle olur mu? Ne istiyorsan söyleyebilirsin, elimden geleni yaparım."

Zehir -Erkek VersiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin