Duahan: 31 yaşında
Yuşa: 30 yaşında
Levent: 29 yaşında
Kabil: 28 yaşında
Yener: 22 yaşında
Zehir: 18 yaşında
03.09.23
Zehir Deliveren
Beynimin boş olması değişik bir histi; hem buradaki insanlara çok yakın hissediyor hem de bir o kadar uzakmışım gibi geliyor. Goril'in anlattıkları zihnimden tek tek silinse de duramıyorum, sanki biri çıkıp başka beni başka bir dünyaya atacakmış gibi hissediyorum. Yener sürekli peşimde dolanıyor, hele Yuşa denilen durup durup sarılıyor ve özlediğinden bahsediyor. Büyük abiler -Dua, Yuşa, Kabil- sürekli babamla fısıldaşarak konuşuyor.
Onları sahiplenmek istiyorum. Bu bir tuzak ve beni öldüreceklerse de mutlu bir şekilde ölmeliyim. Mesela Melodi'yle oyun oynamak, erkek yeğenlerimle konuşmak çok zevkliydi. Hele yengelerimin sürekli beni rahat hissettirme çabası paha biçilemez derecede değerli.
Burası güzel bir evdi, herkes mutlu ve huzurluydu. Ben de öyle olmak istiyorum. Akşama doğru karnım acıkmaya başlamıştı. Kabil'in verdiği o içecek her neyse tüm bulantımı alıp götürmüştü. Bulantı olmadan bir hayatta yaşamak rahat hissettiriyor.
"Banyo yapmalıyım, odam nerede?" Sanki bunları değil de 'ben uzaylım' demişim gibi bakan ailemle kaşlarımı çattım. "Hani yol yorgunluğunu atmak için banyo yaparız ya. Neden öyle bakıyorsunuz? Dün geldiğimden beri sizinleyim."
"Doğru! Doğru, yol yorgunluğuna sıcak banyo iyi gelir." Ayağa kalkan Duahan başını kapıya yatırdığında Yener'in elinden elimi çekip Dua'yı takip ettim. Beraber evin arka çıkışına yürürken açıklama yapıyordu; "bazı nedenlerden dolayı ailemize yeni katılmıştın ve bizimle bir arada uyuyacak kadar güvende hissetmiyordun, bu yüzden biz de sana diğer evi açtık."
Konuşması bittiğinde tam da rüyalarımda sürekli gördüğüm, içinde huzurlu hissettiğim; o küçük ama iki katlı, beyaz evin önünde durmuştuk. Şaşkınlıkla ağzım açıldı. Ne zaman bu evi görsem huzurlu uyanıyordum.
"İlk gördüğünde de böyle tepki vermiştin." Konuşurken bana tebessümle bakan Duahan'a tam döndüm.
"Bu ev tamamen benim mi?" Başını salladığı anda eve geri döndüm. Rüyamda ne zaman bu evin penceresinden baksam Kabil kapıda bekliyor gibi görünüyordu... Duahan, bana bir anahtar verip başımdan öptü.
"Yemek hazır olduğunda sana sesleneceğim. İstediğin kadar dinlen," dedi ve konağın girişine döndü.
Evimin kapısını açıp ilk adımımı içeri attım; bembeyazdı. Yerler beyaz mermerdendi ve resmen parlıyordu. Duvar boyası da beyazdı, hiç kir görünmüyordu. Hemen kenardaki yuvarlak aynanın etrafı altın sarısıydı ve koridor kısaydı. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim, yavaşça koridordaki kapıya yürüdüm. Açtığımda oranın kocaman bir dış giyim odası olduğunu gördüm, ama çok az eşyam vardı. Beyaz, kapaksız dolap öyle temiz görünüyo... O dolabın altındaki koca kutular dezenfektanlar mı? Neden bu kadar çok var?..
Umursamamaya çalışarak oradan çıktım ve koridoru bitirdim. Geniş bir salona açılıyordu, perdeler kapalı olduğundan ışığı yaktım; yerlerle duvarların beyaz olduğu bir odaydı. Koltuklar krem, ortadaki küçük, tüylü halı da beyazdı. Altıgen evin karşılıklı iki köşesinde boyumun yarısı kadar ağaçsı bir bitki vardı. Beyaz salona o bitkiler öyle güzel renk katmışlar ki... Lacivert güneşliklere güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehir -Erkek Versiyon
Teen FictionKötü son. Bromance içerir. bxb DEĞİLDİR! *bromance iki erkeğin kardeşlik veya arkadaşlık bağı altında birbirine hislerini anlatıyor demektir. Romantik kardeşler, derin dostluk gibi. Zehir'in temizlik korkusu Sherlock'daki Doktor Watson karakterinin...