03.09.23
Zehir Deliveren
Alışmak sevmekten kolay mıdır, yoksa sevmek mi alışmaktan kolaydı? Onlara alışamadan sevmeye başlamıştım. Deli karakterimi yok etmeye başlamışlardı. Kabil'den sonra bana temas etmesine izin verdiğim kişiler sırasıyla babam, Duahan ve Yuşa'ydı. Yener abim, bana sürekli yeni tarifler veriyordu. Tam iki buçuk aydır buradayım. Atlarla ilgileniyorum, Lav'ı av köpeği gibi eğitmiştim.
İşin tek kötü yanı Kabil abim göreve gitmişti... Onu çok özlediğimden sürekli mesaj atıyor, arıyordum ki ben yazmasam o yazıyordu.
Çağan'la da sürekli konuşuyordum; arada yemek sofralarında bile telefonda sesli konuşuyorduk. Hayatımda ilk defa bir arkadaşım olmuştu ve Çağan tanıdığım en nahif insandı. Durumumu bilmiyordu, yine de abileri kendini geri çektiğinden o da geri çekmişti. Evet, mükemmel bir arkadaştı, yine de sınırında.
Üniversite tercihimi de yapmamıştım, bu seneyi boşta geçirecektim. Belki yapabilirsem Levent abimin yanına araç tamirine gidebilirdim -birkaç kere onu izlemiştim ve aşırı keyifli bir işti-, arada Yener'in restoranını da ziyaret edebilirim...
Yanımdaki Lav bacaklarıma sarınırken Asil'in yelelerini temizlemeyi bitirmiştim. Yanımdaki seyis, başka bir atla ilgileniyordu. Babam albay olduğundan göreve gitmiş olsa da gelebildiği her an eve geliyor. Oturup onunla konuşmayı çok seviyorum. O kadar çok muhabbet ediyorduk ki annemden daha fazla benimle konuşuyordu.
Cebimdeki telefonum çalınca eldivenlerimi çıkarıp Asil'den uzaklaştım ve cebimden telefonumu aldım; eski babam Karan arıyor. Anında yanıtladım.
"Nasılsın Zehir?" Sesindeki durgunluk kaşlarımı çatmama neden oldu. Sorusuna olumlu yanıt verip ona da sordum, cevap alamadım.
"Sorun ne?" diye sorarken ahırın dışındaki tabureye oturmuştum. Lav da gelip ayaklarımın dibinde kuruldu. "Karan?"
"Sorun yok, sadece seni özledim." Cevabıyla şoka uğradım. "Aylardır sesini duymamak..."
Sözünü kestim, "beş ay boyunca eve gelmeyip arayıp sormazdın. Sorun her neyse açık ol."
"Gerçekten seni özledim, Zehir. Başka bir derdim, düşüncem yok. Biliyorum, önceden de çevrende değildim ama bu başka Zehir. Öğretmenlerin her gün seni arayıp..."
Tekrar lafını bölüm; "o aramalardan da rahatsız oluyordun. Beni nasıl özleyebilirsin? Birbirimizi tanımıyorduk, bilmiyorduk. Beni bir daha arama."
Aramayı sonlandırıp numarasını engelledim ve telefonumu cebime koydum. Hayatımda yeni bir aksiyon istemiyorum, yaşadıklarım bana yeterdi. Karan, benim için çok geç kalmıştı. Ben yıllarca 'baba' özlemi çekerken bunu söylememe bile izin vermiyorlardı. Şimdi niye onları dinleyeyim?...
Evde şu anda benden başka kimse yoktu, herkes işlerine dağılmıştı. O yüzden koskoca arazi bana kalmıştı. Seyis'e haber vererek Lav'la beraber konağa doğru yürümeye başladım. Yener abim öyle güzel tarifler öğretmişti ki dakika başı onları yapıp yemek istiyorum. Sürekli aç hissediyorum.
Konağın önüne geldiğimizde bir araç durdu ve arka kapısından junior Kabil indi. Sinirle yumruklarımı sıksam da o beni gördüğünde utançla başını eğip hızlıca konağa girdi ve gözden kayboldu. Onu getiren şoförün yanına gittiğim an adam arabadan inip önümde el pençe divan durdu.
"Buyurun Zehir Bey?"
"Nereden geliyor?" diye sordum başımla konağı işaret ederken.
"Arkadaşlarıyla buluşup biraz eğlendiler, Zehir Bey." Sadece başımı salladığımda adam kafasını eğdi. "Zehir Bey, Cüneyt adına korumalar olarak biz de özür dileriz. Cüneyt zamanında güvendiğimiz bir arkadaşımızdı, ama herkes maske takabiliyor. Biz, Cüneyt'in maskesini fark edemedik. Bize karşı güveniniz sarsılmasın, hâlâ size karşı gelemeyiz. Nereye isterseniz oraya götürür, başınıza bir sorun gelmemesi adına tetikte bekleyebiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehir -Erkek Versiyon
Teen FictionKötü son. Bromance içerir. bxb DEĞİLDİR! *bromance iki erkeğin kardeşlik veya arkadaşlık bağı altında birbirine hislerini anlatıyor demektir. Romantik kardeşler, derin dostluk gibi. Zehir'in temizlik korkusu Sherlock'daki Doktor Watson karakterinin...