35 -Özel Bölüm

1.8K 170 37
                                    

Deliveren ailesi, karışma problemleri olmadan önce-

Zehir Karakamış

Umut fakirin ekmeğidir derler, fakir değilim ama ekmekten bile yoksunum. Kendimi hiçbir zaman insanlarla kıyaslamamış, hayaller kurmamıştım. Şu anda ise...

"Zehirsiz Zehir hayırdır?" Serhat futbol topunu kafama atıp koşturarak yanıma geldi. Eğilip topu alırken yüzüme bakmıştı. "Karaları bağlamışsın."

"Dövmeyeceksen caz yapma," dedim bacaklarıma sarılırken. Omuz silkip geldiği hızla yanımdan ayrıldı.

Serhat'ı seviyorum, hiçbir zaman uzatmıyor ve değişmiyor. İnsan düşmanını sever mi? Ben seviyorum.

Şu anda okulun öğle arasındayız, evi uzak olan ya da gitmek istemeyenler olarak okulun bahçesindeyiz. En azından burada hayat var diye eve gitmek istemiyorum.

Babam sekiz aydır eve gelmiyor, annemi de en son dört hafta önce gördüm. Harçlığım bittiği için de otobüse binemiyorum, evle okul arası yürümek zorundayım. Babam petrol ve yurt sahibi, annemin organizasyon şirketi var ama benim otobüse binecek param yok.

"Zehir!" Okulun otoparkına girmiş müdür, arabasından iner inmez bana el salladı.

Okulun müdürünü sevmiyorum, ne zaman görsem kalbim sıkışıyor. Her zaman gülümseyen, güzel yaklaşan bir adam ama... Sadece ona bakıp başımı salladığım sıra Serhat'ın oyunu bırakıp çenelerini ve yumruklarını sıktığını gördüm.

"Gelsene oğlum." Çağırmasıyla ayaklanıp yere serdiğim poşeti cebime koydum.

Kalbim göğsümün tam ortasında sıkışırken yavaş adımlarla, okulun merdivenlerini tırmanmış müdürün yanına çıkmıştım. Serhat da gizlice merdivenlerin arkasına geçtiğinde işaret parmağını dudaklarına yasladı.

"Buyurun müdürüm?"

"Çok büyüdün Zehir'im, maşallah yüzün de erkek değil de kız güzelliği aldı." Kaşlarımı çatıp müdürden biraz daha uzaklaştım.

"Bu benim için hakarettir müdürüm. Ben de hemcinslerim gibi sakallanıp büyümek isterdim, ama biliyorsunuz ki her yemeği yiyemiyor, fazla hareket edemiyorum. Gelişemiyor olmam beni üzen bir kavram." Kendimi anlatmaya çalıştığım an adam başını salladı. Anlamıyor, neden anlıyormuş gibi yapıyor? Daha çok canımı yakmak için mi?

"Haklısın evladım. Duyduğum kadarıyla annenle baban bir süredir eve gelmiyormuş, öyle mi?"

"Öyle müdürüm, ama sorun yok. İdare edebiliyorum, okulumu da aksatmıyorum." Yüreğim korkuyla çarparken ne diyeceğini bekledim.

Yetimhaneye gitmem gerektiğini söylemez değil mi? Çünkü başında ebeveyn, vekil olmayan çocukları devlet alıyor. Zaten onların öz evladı değilim, devlet beni alırsa asla kurtarmak istemezler. On sekizimde vallahi kurtulacaklar benden, sadece biraz daha evim olsun.

"Sorun yok, senin ne kadar profesyonel bir öğrenci olduğunu biliyorum. Keşke tüm öğrencilerim senin gibi olsa. Bak ne diyeceğim; bu akşam seninle beraber bana gidelim. Hem sen iyi bir yemek yersin hem de gitmek istediğin üniversiten hakkında konuşabileceğin dekan arkadaşlarımla tanışırsın."

Bir kere!.. Okul hayatımda müdür ve öğretmenlerle beraber sadece bir yere gitmiştim. Tüm hayatımın karardığı an olmuştu. O gün canavarlar ruhumu bedenimden çıkarıp bedenimi başka bir bedene dönüştürmüşlerdi.

Korkuyla ne cevap vereceğimi bilemeden bir adımımı geri attım. Cevap aramak için etrafa baktığımda Serhat'ın kinle burayı izlediğini gördüm.

Zehir -Erkek VersiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin