Alphan pek aşktan anlamazdı. Aşk kavramını çok düşünmez kafasını kurcalamazdı. Onun için aşk ayak bastığı topraklar ve uğruna bütün bir ömrünü biçtiği ideolojisi olmuştu. Bunlardan gayri ne aşk bilirdi ne sevda bilirdi. Okuduğu bir iki kitap ve izlediği birkaç kült filim dışında aşk çok da umursadığı bir olay da değildi. Mecnun çöllerde gezdiği için aptal, Ferhat dağları deldiği için de boştu onun için. Aşk ise abartılmış duygu parçasından fazlası değildi.
Bu yaşına kadar bir elin parmağını geçmeyecek kadar insanla beraber olmuş hepsiyle de arasında bir sınır olmuştu. Alphan sözlü ifade etmese bile hareketleriyle belli eder karşısındaki insan durması gerektiğini bilirdi. Gereksiz temaslardan nefret ederdi. Kolay kolay da kimseyi yanına yaklaştırmazdı.
Onun için önemli değildi. Hayatında kim olduğu da önemli değildi. Alphan ülküsü için her şeyi yapardı. Yeri geldiğinde en yakınını bile tanımaz ezer geçerdi. Ülkü ocaklarında büyümüş taa küçüklükten beri ilmek ilmek işlemişti. Babası küçükken onu ne parklara ne de oyun oynamak için sokaklara salmıştı. Daha aklı ermezken bile ocağın kapındaydı esmer oğlan. Ondan ki ocak artık onun evi olmuştu.
Gençlik zamanı ise artık ocaktan çıkmaz olmuş her türlü işe katılmıştı. Alphan en aşağıdan başlamıştı ocakta. Yeri gelmiş çay bile dağıtmış tek tek her sıkıntısıyla ilgilenmişti. Lise çağında bile henüz küçük olmasına rağmen söz sahibi olmaya başlamıştı. Ocakta kendisinden büyükler bile ona saygı duyuyor her konuda fikirlerini alıyorlardı.
Alphan taa o zamandan Özgür'le çatışmaya başlamıştı aslında. Oturdukları ilçede herkes ülkücü ya da tarafsızken bu dik başlı oğlan solcu olduğunu her fırsatta duyuruyor kendilerine laf atıyordu. Alphan başlarda hiç umursamamış oğlanın boş yere çabaladığını düşünerek önemsememişti. Fakat bir süre sonra etrafı kalabalıklaşınca bir iki kere uyarmaya çalışmıştı. Karşısındaki oğlan sandığından daha dişli olduğu için her seferinde asla geri adım atmayacağını belli etmişti. Alphan il kimin başlattığını hatırlamasa da daha sonra yumruklu kavgalara girişmeye başlamışlardı. Çok sık değildi fakat bu sakin ilçede solcular arasında ideolojisi uğruna ilk kez böyle kavgalara girmeye başlamıştı. Son da olmamıştı.
Alphan fevriydi. Sicilinde sayamadığı kadar kavgası birikmiş birçok olaya karışmıştı. Bunların çoğu ise üniversite yıllarında olmuştu. Ankara'da Gazi Üniveristesi'nde babasının isteği üzerine inşaat mühendisliği okumuştu. Alphan isteyip istemediğini bile sorgulamadan gitmişti babasının istediği yere. Fakat gittiği okulda da ideolojisini savunmadan duramamıştı. Çoğunluğun ülkücü olduğu bu okulda kısa sürede teşkilat tarafından tanınmış üniversitede de ülkücü reisi oluvermişti.
Orada her şey buradakinden daha farklıydı. Bir kere artık kendine zıt sadece bir grup değil birçok topluluk vardı. Alphan hepsiyle baş etmek zorunda kalmıştı. Yeri geldiğinde bıçaklı olaylara bile karışmıştı fakat her zaman en önde olmuştu. Bir dönem solcu oğlanla da karşı karşıya kalsa da çok uzun sürmemiş mezun olmuştu esmer adam. Yine babasının isteği ile ilçeye tekrar dönünce hem dükkanın başına geçmiş hem de gelir gelmez ilçe ülkü ocağının başkanı oluvermişti.
Kendi halinde geçinip giderken hiç olmaması gereken bir şey olmuş kuzenini gecelerce sevgisini anlattığı Leyla bir gün dükkanda karşısına dikilip kendisini ne kadar çok sevdiğini anlatmıştı. Alphan kesin bir dille onu reddederken olanlar olmuş dükkanın önünden geçen biri gidip kızın ailesine hayırlı olsun diyerek duyurmuştu. Alphan ne olduğunu anlamadan parmağında yüzükle kendini bulurken sesini bile duyuramamıştı. Bir günde adını dahi duymadığı kızla adı çıkmış kendisini nişanlı bulmuştu. Kuzeni de kendisine düşman olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük Ağıtları (bxb)
General Fiction*solcu- ülkücü "Sen cumhuriyet çocuğusun da biz orospu çocuğu muyuz?"