Özgür karşısındaki oğlanın dudaklarından ayrıldığında nefes nefese kalmıştı. Gözlerini de eş zamanlı aralarken alev alev yanan kapkara gözleri görmek bir an nefesinin boğazına dizilmesine sebep olmuştu. Daha birkaç dakika önce gördüğü kırgın bakışların yerini derin bir şehvet almıştı şimdi. Ağzını açıp tek bir kelime edemeyecek kadar etkilenmişti yine. Zaten aralarındaki şey başladığından beri bir Alphan'ın karşısında konuşamıyordu. Oysa susmayı sevmez, girdiği her ortamda mutlaka konuşacak birilerini bulurdu.
"Niye öyle bakıyorsun?"
Bu kez evin önündeki soruyu karşısındaki esmer oğlan sorarken Özgür bir cevap aradı ama bulamadı. Dürüst olmaya karar verip "Bilmiyorum." derken Alphan bir süre onun oynayan dudaklarına baksa da kısa bir zaman dilimiydi.
"Doğmamış olmak insan için en iyi şey olmalı."
Özgür kaşlarını çatarken oğlanın boynuna yaklaşarak söylediği şeyi idrak etmeye çalıştı bir an. Kendisininkine göre kalın olan dudakları tam şah damarının üzerinde hissederken "Ne diyorsun?" diye sordu stabil çıkarmaya çalıştığı sesiyle. Ne kadar başarılı olmuştu tartışılırdı. Oysa şu an bacakları zangır zangır titriyordu.
Alphan yalnızca değdirdiği dudaklarını boynundan hafifçe uzaklaştırırken bu kez soluk alış verişleri çarptı Özgür'ün boynuna. Dişlerini sıkarken tutunmak adına hızla elini sıkıca Alphan'ın koluna sardı halbuki oturuyordu ama yine de düşecek gibi hissediyordu. Sıkıca tutarken esmer oğlan "Kolumdaki dövmenin anlamı bu." dedi.
Özgür'ün aklına arabadayken olan konuşma gelirken "Öyle mi düşünüyorsun?" diye sorarken sesi meraklıydı şimdi. Alacağı cevaptan da bir hayli korkuyordu. Hayatta olduğu için mutlu olsun istiyordu Özgür. Nedensizce, hiçbir sebebi yokken bile doğmamış olmayı dilememesini istiyordu. Bencilceydi fakat Özgür bencil olduğunu hiçbir zaman reddetmemişti.
"Eskiden evet." derken sesi tamamıyla kararlı, gerçeği bütün saltlığıyla söylemişti Alphan. İtiraz bile kabul edilmeyecek derecede kabullenmişti. Onun için dünyada olmak omzuna yüklenen ağırlıklardan başka bir şey değildi. Başka birisinin hayatını yaşamıştı Alphan bu zamana kadar. Babasının ona biçtiği her şeyi o yaşamıştı.
Bu kez az önce dudaklarını değdirdiği yere küçük, cansız bir öpücük bırakırken Özgür az kalsın yerinde titreyecekti. Dudaklarını birbirine bastırıp başını biraz olsun geriye atarken Alphan bu kez direkt olarak gözlerinin içine bakmıştı. "Şimdi bir kez olsun kokunu alabilmek için bin kez doğmayı dilerim."
Özgür ağzı açık ona bakakalırken dudaklarından yalnızca "Alphan..." ismi döküldü. Esmer oğlan dudaklarını bu kez boynuna daha sert bastırırken ince deriyi dudaklarının arasına alıp emdi. Özgür'ün gözlerinin önü kararırken tutunduğu kolu son kuvvetiyle sıktı. Alphan deriyi hafifçe ısırırken Özgür derin bir nefes alıp elinin birini de dokunmayı son zamanlarda çok sevdiği saçlara attı. Elindeki saçları kökünden çekerken Alphan'ın başı bir an geriye gidecek olduysa da esmer oğlan kafasını sabit tutmayı başarıp boynunun başka bir bölgesini ısırmaya başladı.
Özgür pasif kaldığını hissederken birden içindeki dürtülerle oğlanın tişörtünden içeri elini yolladı. Alphan'ın kasları onun bu hamlesiyle gerilirken Özgür'ün dudaklarına çarpık bir gülümseme yerleşti fakat ülkücü olan bunu göremedi.
Elleri yavaş yavaş görünenin aksine yumuşak ve sıcacık olan tende gezinirken bir yandan tırnaklarını sürter gibi yapıyordu. Bir süre karın ve kasık bölgesinde giden eli ağırca üstlere çıkarken kaslardan dolayı hafif çıkık olan göğse işaret parmağı ile dokundu. "Ah." diye varla yok arası bir mırıltı duyarken bu ses Özgür'ün son derece hoşuna gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük Ağıtları (bxb)
Fiksi Umum*solcu- ülkücü "Sen cumhuriyet çocuğusun da biz orospu çocuğu muyuz?"