Lafı Mı Olur Dar Ağacına Vur Beni

5.4K 303 248
                                    

Özgür önündeki bardaktan bir yudum daha alırken artık bilincinin de yavaş yavaş köreldiğini hissetmişti. Alkole dayanıklı olsa da rakı içince çarpılıyordu o yüzden içtiği bardağın son olduğunun bilincinde küçük küçük yudumluyordu. 

Mustafa abisi ile ilgili fikirlerini söyledikten sonra üzerinde daha fazla durmamışlardı bu konunun. Özgür'ün kafası karışsa da bu konuda Mustafa gibi düşünmediği için belki son kez de b konuyu abisiyle konuşmaya karar vermişti. Bu mektubun saklanmasının, yemekteki o tuhaf tavırlarının nedenini sadece basit bir ilgi yoksunluğu olarak düşünmüyordu Özgür. Abisinin gözlerinde asla görmek istemediği bambaşka şeyler görmüştü. Ve Özgür yanlış görmüş olmayı, yanlış anlamayı her şeyden çok dilerdi. Böyle olmasını da umuyordu.

"Piraye'yle nasıl gidiyor?"

On dakikalık sessizliğin arkasından Mustafa arkadaşının sesini duyunca yavaşça başını kaldırıp göz göze geldi. Bir an bakışları arkaya takılıp kaşlarını çatsa da hemen düzeltip dudaklarına bir gülümseme kondurdu. 

"Tahmin edemeyeceğim kadar güzel ve anlamlı."

Özgür kaşlarını kaldırırken çatalını alıp kırmızı köz biber mezesinden ağzına atmıştı hızla masaya konduğundan beri yemek istemişti. "Biraz açsana oğlum merak ediyoruz. Anlaşabiliyor musunuz, nasıl?" 

Mustafa sırıtıp "İyice dedikoducu bir şey oldun şu anasını sattığımın yerine geldin geleli." demiş bardağını yudumlamıştı. Ara sıra arka tarafa gözü kaysa da ülkücülerin onları fark etmediğine emin olup tekrar masaya odaklanmıştı. Zeki ve Alphan arka masalarında içiyorlardı ve Mustafa şu an hiç olay kaldıracak bir ruh halinde hissetmemişti kendini. 

"Güzel işte oğlum ne bileyim? Zaten çok düşünceli biri Piraye. Hani biri seni düşünüyor işte lan. Akşam yemeğime kadar düşünüyor. Kıyafetlerime, uyku saatime kadar. Ha yanlış anlama bak sadece onun için mi hayatında bu kız amcık deme. Sadece değerli hissediyorum. O kadar uzun zamandır değerli hissetmiyordum ki köpek gibi mutluyum."

Özgür yutkunup gülümserken arkadaşının bu halinin hep devam etmesini istedi. Mustafa onun için çok değerliydi ve ilk öğrendiğinde abisine çıkışmasının sebebi de buydu. Özgür, Mustafa ile abisiyle paylaştığından çok daha fazla anı paylaşmıştı ve abisi bile olsa onu böyle yaralayan bir insanı parça parça etmek istemişti. 

"Mutlu ol lan. Çok istiyorum oğlum."

Mustafa arkadaşının içten isteği karşısında tebessüm edip "Ben de çok isterim." dedi. Gözlerini arkasındaki masaya çevirip kaşları ile işaret ederken "Belki kimse destek olmaz, buraları biliyorsun işte daha kadın ve erkeği bile yan yana görünce öcü gibi bakarlar ama ben size destek olurum kardeşim. Ne olursa olsun arkanda dururum." diye devam etti. 

Özgür yavaşça arkasını döndüğü anda arkası dönük bedeni tanırken olduğu yerde buz kesti bir an. Aklına birden arabada yaşadıkları an gelirken nefesinin tıkandığını sanıp hırsla önüne döndü. O sırada Zeki de onları fark ederken Mustafa bir süre ülkücü oğlanla göz göze geldi. Bugün onun da olay kaldıracak hali olmasa gerek laf atmadan önüne döndü. 

"Amına koduğumun şerefsizi."

Özgür dişlerinin arasından konuşurken Mustafa bir şey olduğunu anlasa da ses etmedi. Önce arkadaşının anlatmasını bekliyordu. Bir şeyler kendini fazlaca belli ediyordu, Özgür'ün oğlana bakışları bile eskisi gibi değildi artık. Mustafa tek taraflı aşkın ne kadar ağır bir hapishane olduğunu çok acı yollarla tecrübe etmişti. Özgür adı gibi hür bir kuş misali bakıyordu artık. 

"Neye celallendin bu kadar? Her zaman gördüğümüz yüz."

Özgür dişlerini sıkıp ses etmezken bir türlü o arabada onu üzerinden itişini unutamıyordu. Evet belki o kadar zorlamamalı, ilk uyarısından sonra onu dinlemeli ve üzerinden çekilmeliydi fakat yapamamıştı işte. Özgür hayatında hiç bu kadar kontrolü kaybettiğini bile hatırlamıyordu. Onunla bir olmak istemişti, zamanın mekanın bir önemi kalmamıştı o an. 

Özgürlük Ağıtları (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin