İki arkadaş ses çıkarmadan otururken ikisi de deja vu olmuş hissediyordu deponun önünde. Serhat yine çok sarhoş olmuş Cengiz onu eve bırakmak üzere götürmeye karar vermişti ve yine yalnız kalmışlardı. Özgür karmakarışık hissederken konuşmak istese de nereden başlaması gerektiğini bilmiyordu. Mustafa'nın evlenmeyi düşündüğünü bir türlü sindiremiyordu özellikle de abisini sevdiğini öğreneli daha çok bir zaman olmamışken. Özgür yine sormak istiyordu. Sormak ve neden böyle bir karar verdiğini öğrenmek istiyordu.
"Yarım saattir amel olmuş gibi kıvranma da sor hadi."
Özgür arkadaşından duyduğu muzip sesle dudaklarını dişlerken önündeki biradan bir yudum alıp kafasını ona çevirdi. Mustafa uzakları izliyor Hanyalı'nın görünen ışıklarını seyrediyordu. "Nereden çıktı bu evlilik işi Mustafa?"
Sonunda ağzındaki baklayı çıkarırken sesi sitemkar çıkmıştı. Bu kararı burada uzaktan öğrendiği için üzülmüştü. Oysa Özgür de Mustafa'dan birçok şeyi saklıyordu fakat bunları düşünmeyi def etti şimdilik kafasından. Daha kendisine bile sesli ifade edemezken arkadaşının karşısına geçip ben Alphan'a çok pis tutuldum demek kolay değildi.
Mustafa ona dönmeden dudaklarına küçük bir tebessüm yerleştirirken gözleri dolu doluydu. Yine de ağlamamak için büyük bir çaba harcıyordu. Onun için o düğün gecesi bankta son kez gözyaşı dökmüş kalbini son kez uzun uzun dinlemişti. Bundan gayrısını kendisine yakıştırmaz hak görmezdi. Evli bir adama aşık kalamayacak kadar gururluydu.
"Ben." dedi. Sesi yine yıkılmış çıkarken bu durumdan nefret etti Mustafa. Eğer dünyaya bir kere daha gelme şansı olsa Mustafa olmamak için elinden geleni yapar ismini bile almazdı. "Kurtulmak istiyorum."
Özgür arkadaşına yutkunarak bakarken en acıklı yanı belki de çare bulamamasıydı. Abisini suçlayamıyor ama yine de her şeyin daha farklı olabileceğini düşünüyordu. Bütün senaryolarda Mustafa mutlu oluyor abisi ise hep yanı başında duruyordu. Mustafa da bu paralel evrenleri hayal ederek kaç gece geçirdi diye geçirdi içinden bir an Özgür. Çok gece geçirdiği kesindi zira az olamayacak kadar yaralıydı genç adam.
"Evlenmek çözüm değil ki oğlum. Sevmeyeceğin bir insanla bir ömür geçer mi?"
Omuz silkerken üzerinde sakinlik vardı Mustafa'nın. Kendi kendine aynı soruları belki beş bin kere sormuştu. Hepsinin yanıtı farklı olurken aklına en yatanı söyledi. "Herkes severek mi evleniyor sanki? Ben de sevmeden evlenirim."
Özgür'ün tüyleri diken diken olurken oğlanın sesinin ne kadar umursamaz çıktığını düşündü. Mustafa sanki bütün gemileri yakmış gibiydi. Bütün gemileri yakmış ve kendisini de denize atmış boğulmayı bekliyordu. Belki de çoktan boğulmuştu. Özgür derin bir nefes alırken faydasız olduğunu bilse de onu aksine ikna etmek adına konuşmaya başladı.
"Karşıdaki insana haksızlık değil mi Mustafa? Belki o seni sevecek, aşık olacak. Sen ona kalbini verebilecek misin? Oğlum hiçbir şeyi değil olabilecek ihtimalleri düşün lan. Çocuğun olduğunu düşün. Bu çocuğa haksızlık etmeyecek misin?"
Mustafa bir süre sessiz kalırken Özgür daha söyleyecek çok fazla cümlesi olsa da sustu. Elindeki birayı hızla tepesine dikerken arkadaşı ilçenin ışıklarını izlemeye devam etti. Özgür üzülüyordu. Mutsuz sonla biten hikayeleri de filmleri de hiç sevmezdi zaten. Aşk adam olmadığı kesindi fakat duygusal olduğunu da inkar edecek hali yoktu. Her zaman duygusal zekasının normalden daha fazla olduğunu düşünürdü. Fakat kalbinin kapıları açıldıktan sonra daha da duygusal olmuştu. Gözleri daha çok doluyor aşk hakkında daha fazla düşünüyordu. Kıskanç biri değildi ama anlamsız kalp sıkışmasına bile bir anlam bulabiliyordu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük Ağıtları (bxb)
Ficción General*solcu- ülkücü "Sen cumhuriyet çocuğusun da biz orospu çocuğu muyuz?"