Son Bakıştaki O Gözler Kaldı Aklımızda

4.9K 351 200
                                    

Özgür fevri davranır, saman alevi gibi yanardı. Sönmesi hızlı olsa da geride kalanları çoktan yakmış geçmiş artık bir damla su dökse de fayda etmeyeceğini çok sonra kavrardı. Çabuk kırılır, çabuk öfkelenir kolay affederdi fakat öfkesi kırar geçirirdi. Özgür'ün duygularla bir problemi olmasa da pişmanlıkla nasıl baş edilir bunu çok bilmezdi. 

Şimdi ilçe emniyet müdürünün odasında yanındaki ülkücü ile beklerken de son derece pişman hissediyordu kendini. O yazıyı yazdığı için, öfkesini sinirini hiç alakası olmayan şeylerden çıkardığı için kendisine kızgındı. Abisine kızgın olması bile bir noktada saçmayken neye öfkelendiği konusunu düşündükçe kafasında kocaman soru işaretleri beliriyordu. 

İkili hiç konuşmazken Özgür kurumaya yüz tutan yarasını yanlışlıkla kaşımış ağrı ile "Ah!" diye inlemişti. Kaşı tıpkı yüzündeki diğer organlar gibi fena halde ağrıyordu. Eli ağırdı ve bunu göstermekten çekinmiyordu vururken bir an olsun acımamış hayvani bir şekilde saldırmıştı. 

Bıyıklı ülkücünün gözlerini üzerinde hissederken bir an olsun dönüp bakmamıştı. Asla hakkı olmasa da çocuk gibi kırgın hissediyordu. Kırgın hissettiği için de bir hayli öfkeliydi üstelik. Adamın duvarına protesto amaçlı yazı yazmış, babasının bütün ocak önünde on iki paralık etmesine sebep olmuştu. Gidip Özgür'e kucak açacak hali yoktu fakat yine de kederliydi. 

Farkında olmadan eli yine yüzünü sıvazlarken yandaki adamdan "Hasbinallah." diye bir ses duydu. Yavaşça ona başını çevirirken ülkücü oğlan kaşlarını çatmış sinirli sinirli kendisine bakıyordu. Onun da elmacık kemiklerinde hafif kızarıklık ve şişkinlik vardı. Özgür de aralarda birkaç kere geçirmişti ama ne yazık ki oğlanın gücü kendisinden kat be kat fazlaydı. Boy olarak aralarında çok fark olmasa da spor salonunda zaman geçirdiği belli olan oğlan Özgür'ü bu konuda ezip geçmeyi başarıyordu.

"Gerizekalı mısın sen?"

Özgür'ün kaşları çatılırken biraz öne eğilip oğlana yaklaşarak "Oğlum düzgün konuş bak." demişti. Nefret ederdi gerizekalı lafından. Üstelik bunu tek hücreli ülkücünün demesi daha da sinirini kabartmıştı. 

"Sen de öyle hareket etme o zaman. Yüzünü iki saattir kaşıyıp duruyorsun daha kötü olacağını düşünemeyecek kadar beynin yok mu?"

Özgür dişlerini sıkarken bile beyninin zonkladığını hissetti. Bu adamla bir dakika bile geçirmek bütün sinir hücrelerini ayağa kaldırıyordu sanki. "Kusura bakma hayvan oğlu hayvanın biri kafama kafama vurduğu için hafif bir beyin sarsıntısı geçirdim."

Haksız olduğunu biliyordu. İlk saldıran zaten kendisiydi yine de biraz da olsa gözlerinde bu saldırgan tavrı için, onu bu denli şiddetli dövdüğü için azıcık da olsa pişmanlık olsun istedi. Çünkü Özgür aralarındaki şeyin son günlerde değiştiğini düşünmüştü. Bir şeyler değişmişti ve bunu tek fark eden Özgür olamazdı. 

Oğlanın gözlerine sahte bir kızgınlıkla bakarken gözlerinde hiçbir ifade görmedi dümdüzdü. "Seni orada gebertmediğime dua et." Özgür'ün bir an için ifadesi kırılırken başını öne çevirdi. Sessizleşip kendi kabuğuna geçerken ne duymayı beklediğini bilmiyordu. 

Yan koltuğundan sıkıntılı bir nefes işitse de hiç oralı olmadı. Müdürün isminin yazdığı masayı izliyor hemen arkasındaki çiçeğe, duvardaki Atatürk ve İstiklal Marşı çerçevelerine bakıyordu. Beklemekten artık sıkılmıştı. Özellikle yarım saattir ülkücünün takır takır çektiği tespihten de son derece sinirleri bozulmuştu. Normalde böyle şeylerden çok etkilenmezdi fakat şu an onun yanında nefes alması bile canını sıkıyordu. 

Yaklaşık on dakika sonra nihayet müdür içeri girdiğinde hızla ayaklandı ikisi de. Adam tek eliyle oturmalarını işaret edince tekrar oturdular. Özgür bu adamı ilk kez görse de Alphan'ın ilk görüşü değildi. Adam Ülkü Ocakları'nda bağlantısı olan biriydi. Bu yüzden Alphan ile tanışmışlıkları vardı. 

Özgürlük Ağıtları (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin