İki kara göz de gözlerini tava dikmiş birbirlerinin göğsüne sokulmuşken bütün bir dünya geride kalmış gibiydi sanki. Alphan babasını, ablasını bütün sorumluluklarını unutmuş geriye atmıştı. Özgür ise olduğu yeri bile aklından silmiş hemen göğsüne uzandığı esmerden başka bir şey düşünmüyordu.
Kaç kere birleştiklerini bile saymamışlardı bir süre sonra. Çok kere olduğu ikisinin de ağrımaya başlayan vücudundan anlaşılıyordu yalnızca. Daha fazla ne kadar huzurlu olunur bilmiyorlardı sanki. Artık ne olursa olsun ayrılmayacaklarını da anlamışlardı. Birbirleri olmadan yapamazlardı.
"Ne düşünüyorsun?"
Özgür sakin bir sesle oğlanın göğsüne minik bir öpücük kondururken sorarken Alphan derin bir nefes almıştı. "Seni." Özgür kafasını kaldırıp oğlanın kara gözlerine bakarken gülümsemişti.
"Sikilirken nasıl güzel olduğunu."
Özgür'ün gözleri kocaman olurken sanki daha az önce oğlanın eline boşalan kucağında çırılçıplak oturan o değilmiş gibi utanıvermişti. Yanakları kıpkırmızı olurken "Senin ben amınakoyayım romantik an katili." diye söylenmişti. Alphan gülerken göğsü titremiş Özgür'ün de başı sallamıştı. Tam kalkmak için hamle yapacakken oğlan kollarını sıkıca sevdiğine dolamış saçlarına da öpücük kondurmuştu.
"Artık senden bir adım uzağa gitmenin beni ne kadar zorlayacağını düşünüyordum solcu. Bir adım uzak kalsam kokun ciğerlerime girmezse ne yaparım diye düşünüyordum."
Özgür'ün gözleri parıl parıl parlarken başının altındaki tene ufacık sevgi dolu bir öpücük kondurmuştu. Aynı şeyleri, aynı endişeleri kendisi de geçiriyordu içinden.
"Gel seni de solcu yapalım diyorum yok diyorsun be oğlum."
Alphan oğlanın kalçasına şaplak atarken "Şu yüze bir bak yavrum hiç solcu olacak tip var mı?" diye bıyıklarını gösterdi. Özgür oğlanın hafif ülkücü bıyıklarına bakarken yüzünü buruşturup iki yana sallamıştı başını.
"Yok anasını satayım solcuyum diyip çıksan adamlar seni kendi elleriyle ülkü ocağına bırakır öyle bir şey."
Alphan yine kahkaha atarken yavaş yavaş eve gitmesi gerektiğini de biliyordu ama buradan da ayrılamayacak gibi hissediyordu kendini. Özgür kendine öyle bir bağımlı yapmıştı ki milim uzaklaşsa ziyan olan mesafeler için sövmek istiyordu.
"Son bir sigara içeyim sonra da eve gideyim olur mu?"
Özgür hiç gönlü olmasa da başını sallayıp yerinden kalkmaya çalıştı. Çalıştı çünkü hareket ettiği anda kalçasından beline derin bir sızı girmiş nefesini kesmişti. Alphan onun bu acılı halini görünce içinin yandığını hissetmişti.
"Noldu canın mı yandı?"
Özgür ses etmezken acının geçmesini bekledi yalnızca. Alphan onu tutup yavaşça kalkarken ne yapabileceğini düşünüyordu.
"Ne yapmamız gerek? Ağrı kesici krem falan mı alsak? Nöbetçi eczane nere ki acaba?"
Hemen telefonunu alıp bakarken Özgür "Bir şey yok oğlum abartma az bir yandı geçiyor şimdi." dese de Alphan'ın endişeli gözleri hiçbir şekilde dinmemişti.
"Olsun yine bakalım. Ben hemen bir koşu gider alır gelirim."
Özgür ne derse desin Alphan'ın inadını kıramayacağını bildiği için daha fazla itiraz etmemişti. Alphan üzerine hızlıca yerdeki kıyafetlerini geçirirken Özgür onun tırnak izi olmuş sırtına kıpkırmızı olmuş ensesine bakmıştı. Savaştan çıkmış gibiydi oğlan. Seviştiğini çocuklar ve gözü katarakt olmuş yaşlılar haricinde herkes anlardı. Dudaklarını dişlerken oğlanın önünü dönmesi ile morarmaya başlayan boynunu görünce "Siktir." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük Ağıtları (bxb)
Fiction générale*solcu- ülkücü "Sen cumhuriyet çocuğusun da biz orospu çocuğu muyuz?"