Moral öpücüğü. 😘
''Şimdi anlatacak mısın?''
Garipti. Garip hissediyordum. Hala onun evinde hatta şu an şu dakika onun odasında, onun yatağındaydım. Yan yana uzanmıştık. Az önce yaşadığım şeyler sarhoş zihnimi biraz olsun ayıltsa da şimdi esmerin odasının açık penceresinden esip yüzümü okşayan ılık rüzgar gevşememe neden olmuştu.
Yatakta sırtüstü uzanmış tavanı seyrediyorum. O bana dönmüştü. Yanağının altına koyduğu koluyla başını yükseltmişti. Diğer kolu gevşekçe göğsümde duruyordu. Bakışlarının yüzümde gezindiğini o tarafa bakmasam dahi hissedebiliyordum. Benim gözlerim tavana dikilmişti. Dakikalardır. Başka ne yapacağımı bilemiyordum çünkü. Alışkın değildim. Aslında hiçbir şeyde şu an yaşadığım bu yabancılığı yaşamamıştım. Kim Jongin'in bu yakınlığını bana o kadar yabancıydı ki içimde küçük bir huzursuzluk yer edinmişti.
''Neyi?''
Güldü. Alaycı bir gülüştü bu. Gözlerim sonunda yüzüne kaydı. Dudakları bir kenara kıvrılmıştı. Bakışları hala üzerimdeydi. Gözlerindeki hafif kızarıklık dikkatimi çekti. Uykusu yok muydu? Onu dakikalar hatta belki saatler önce uyandırmıştım. Şu an saat kaçtı bilmiyordum ama hala uykusuna engel oluyordum.
''Neden bu saatte ağlayarak kapıma dayandığını.''
Bu gece her şey bana şaka gibi geliyordu. Büyük, acımasız bir şaka. Birinin çıkıp bu aptal şakaya nasıl inanabildiğimi sorup benimle dalga geçmesini deli gibi istiyordum.
''Chanyeol ve Joy odamda özel anlar yaşıyorlar.''
''Chanyeol ve Joy senin evinde seks mi yapıyor yani?''
Her şey berbat bir kabus, kötü bir şaka gibiydi gerçekten de. Ama ne yazık ki ikisi de değildi. Chanyeol'un benim odamda, benim yatağımda kız arkadaşıyla sevişmesi de gerçekti benim gecenin bir vakti Jongin'in kapısına dayanıp ondan yardım dilenmem de.
Bir de Kim Jongin. Jongin de o akşam için bana korkunç bir şakaymış gibi gelen ama aslında lafını esirgemeyen bir gerçeklikti. Ve onunla baş edebilmem çok zordu. Çünkü oğlan benim için tamamen beklenmedik biriydi. Bana hissetmediğim şeyleri hissettireceğini söyleyip saf bir öfkede boğulmama neden oluyordu mesela. Söylediği şeyle kaşlarım çatılmasını engelleyemedim bu yüzden. Haksız bir sinire büründüm ardından. Ama bu hallerim yanımdaki oğlanın hoşuna gitmiş gibiydi. Gülümsemesi büyüdü.
''Şimdi anlaşıldı. Başka ne seni kapıma düşürür diye düşünüp duruyordum ben de. Olanlara üzüldün ve belki de sinirlendin. Sonra da kendini burada buldun. Öyle mi?''
Başımı sallayıp onu sessizce onayladım. Göğsümdeki eli uzanıp çeneme tutundu.
''Sinirin geçtiğinde, üzüntün azaldığında fikrinin değiştiğini falan söylemeyeceksin değil mi?''
''Fikrimin falan değişeceği yok. Saçma sapan konuşma.''
Bu akşam emin olduğum tek şeydi belki de bu. Çünkü anlık bir karar değildi verdiğim. Belki biraz beklenmedikti evet ama günlerdir aklımı kemirip duran bir olasılıktı ve bugün gerçekleşivermişti. Bu yüzden emindim. Öyle kolayca bir kenara atmazdım verdiğim bu kararı.
''Üzgünüm ama konu Chanyeol olunca o kadar güvenilir görünmüyorsun. Ayrıca...'' diye devam etti benim itiraz etmek için araladığım dudaklarıma parmaklarından birini koyup susmama neden olurken. ''...fikrin değişmese iyi olur. Onlar birlikteler. Şahit olduğun şey ilk sevişmeleri değildir büyük ihtimalle. Ve son da olmayacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Dahlia
Fiksi Penggemar''Sehun.'' dedi. Göz kapaklarım titredi ama açmadım. Konuşsam sesim de titrerdi hatta. Konuşmadım. ''Bak. Bir erkeği öpersen böyle hissedersin.'' Ben üzerime yıkılan bütün duvarlarımla kendi enkazımda ezilirken söyledi. Bir erkeği öpmek böyle mi hi...