-18-

23 18 1
                                    

Aramızda geçen konuşmadan sonra Devran yanımızdan ayrılıp arabasına gitti. Ben de Çınar'ın arabasına binerken Çınar eve gideceğimizi ve Devran'ın da ne zaman isterse gelebileceğine dair birkaç şey söyledikten sonra yanıma döndü.  

"Nereden çıktı bu akşam yemeği konusu?" Arabayı çalıştırdıktan sonra bana döndü. 

"Sen ifade vermek için içeri girdiğinde Devran geldi. Yerimizi dershaneye giderken Miray'la karşılaşıp ondan öğrenmiş. Miray da akşam yemeğine davet etmiş işte ilgilendiği için." Omuz silkti. 

"Bana kalsa asla evime sokmam o iti." Bakışlarımı yola çevirdim. 

"Hiç hazzetmiyorum ondan." Kurduğum cümlenin hemen ardından histerik bir kahkaha atmasıyla göz devirdim. 

"Komik mi yani? Ne gülüyorsun?" Sanki komik bir şey söylemişim gibi gülmeye devam ederken kesik kesik konuştu. 

"Geçen gün." Gülmeye devam etti. "Sizi bir hayli yakın basmıştım." Bir eli direksiyondayken diğer elini gülmekten ağrımış gibi karnına koydu. 

"Of, çok güldüm." deyip bir anda gülmeyi keserek bakışlarını yüzüme çevirdi. 

"Ne değişti şimdi?" Bu hareketleri beni her ne kadar sinirlendirse de haklıydı. O halimiz gayet yanlış anlaşılmaya müsaitti. En yakın arkadaşı olarak ondan bir şey gizlediğimi düşünüp kızmış olabilirdi. 

"Olanları görmüyor musun? Açıklama yapmaya fırsat mı kaldı sanki? O gün gördükleriniz yanlış anlaşılmaya müsait fakat sandığın gibi bir şey yok ortada. Sadece üşüdüğüm için ısıtmaya çalışıyordu." Güldü. Ağzının ortasına bir tane çarpsam ve bir daha gülemez hale gelse nasıl olurdu acaba? Diye düşünmeden edemedim. 

"Aşağıda arabada oturuyorduk ve yine de buna rağmen ısınman için Devran mı yardım etti?" Omuz silkti. "Güzelmiş." 

Oflayarak başımı kendi camıma doğru çevirip Çınar'a arkamı döndüm. Daha fazla bu haline katlanamayacağım ortadaydı. Hem ciddi bir konuymuş gibi üzerinde duruyor hem de olabildiğince ciddiyetsiz hareketler sergiliyordu.

"Ben ona güvenmediğimi söyledikçe sen de Miray da burnumuzun dibine sokuyorsunuz onu." 

"Seni açık hava sinemasına götürüp Devran bey ile yakınlaştıracağız diyen de bendim zaten değil mi?" Söylediklerime gerildiğini görebiliyordum. 

"Ben bunu kontrolüm dahilinde yapmayı planlıyordum." Telefonumu elime alıp söylediklerine cevap vermeme kararı aldım. O da bir süre sonra sessizliğime aynı şekilde karşılık verdiğinde kafam artık düşünmeye daha uygun haldeydi. Hayal ile görüşmek istediğim için her zaman gittiğim kafelerden birinin önünden geçerken Çınar'a döndüm. 

"Ben burada ineyim, işlerim var biraz." Arabayı müsait bir yerde durdurup bana doğru döndü. 

"Yardımcı olabileceğim bir konu var mı?" Başımı hayır anlamında salladım. Çantamı arkadan aldıktan sonra arabadan indim. 

"Hayal'in yanına gideceğim, muhtemelen bir iki saate evde olurum." 

"Bu işi birlikte de halledebiliriz aslında." Resmen gözlerinde parlayan kalpleri görebiliyordum. Gülerek kapıyı kapattığımda dil çıkarıp son hız yanımdan uzaklaştı. 

Telefonumu elime alıp Hayal'e onu beklediğime dair bir mesaj gönderdikten sonra  kafenin bahçesine geçip beklemeye başladım. En sevdiğim yerlerden biri olmasının sebebi oldukça büyük bir bahçesi vardı ve gürültü kirliliğinden uzaktı. Ormanın ortasında tek başıma oturuyormuşum gibi hissettiriyordu. Masalar klasikti fakat en sevdiğim yanı sandalyelerin sallanabilir olmasıydı. Uzaktan gelen Hayal'i gördüğümde heyecanla yerimden kalkıp yanıma geldiğinde sımsıkı sarıldım. Aynı sıcaklıkla karşılık verdiğinde içimde hissettiğim huzurun tarifi kesinlikle yoktu. Yanında huzurlu hissedebildiğim, zihnimdeki karmaşayı bu huzurla sarıp sarmalayan insanları seviyordum. 

DUVARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin