Regulus vakit varken vazgeçmeliydi. İstediğini almıştı. James Potter'ı öpmenin nasıl bir his olduğunu artık biliyordu. Regulus dişleriyle onun çenesinin alt kısmını sıyırdığında çıkardığı sesleri biliyordu.
Çoğunlukla giyinik olmalarına rağmen ellerinin altındaki kasların nasıl hissettirdiğini biliyordu.
Onları bilen üç kişi vardı ve bu üç kişi çok fazlaydı. Sirius. Lupin. Dorcas. Dorcasa bunu itiraf etmese de,o çok akıllı olduğu için hemen anlamıştı.
Dorcas ona tekrar sorarsa Regulus onun yüzüne karşı yalan söyleyemezdi.
Regulus artık James'i bırakmalıydı. Yapılacak en güvenli şey buydu. Bu onu beladan ve olası komplikasyonlardan kurtaracaktı.
Ama yapamazdı çünkü James'e bağımlı olmuştu. Nasıl hissettirdiğine bağımlı olmuştu. Ona nasıl baktığına, dilinin tadına ve dudaklarının ona göre şekillenmesine. Regulus doyamıyor ve nasıl vazgeçeceğini bilmiyordu. Bir kısmı gerçekten istemiyordu. Tıpkı uyku iksirleri gibi.
Beş ay çok uzun bir süre değildi. Değil mi?
Kütüphane bugün boştu. Pazardı ve Cadılar Bayramı'ndan sonraki gün olduğu için herkes akşamdan kalma olmalıydı. Araştırması için mükemmel bir zamandı. Kimse gelip onu rahatsız etmeyecekti.
Regulus köşeyi döndü ve aradığı rafı buldu. Kitabı ait olduğu yere koydu ve içini çekti. Tom Riddle'ı bulmak zordu.
Ancak Regulus pes etmeyecekti. Riddle adını bir yerlerde bulmayı umarak aile ağaçlarını ve diğer tarihi kayıtları inceleyecekti.
Cep saatine baktı ve tekrar iç geçirdi. James'le buluşmak için çatıya çıkmadan önce bir saati vardı. Bir şeyler yemesi lazımdı ama mutfağa gitme zahmetine giremezdi ve kesinlikle akşam yemeğine de gitmeyecekti çünkü o zaman arkadaşlarına daha sonra nereye gideceği konusunda yalan söylemek zorunda kalacaktı.
Regulus kalıp biraz daha okumaya karar verdi. Riddle'ın okulda olduğu yıllara ait ölüm ilanlarını aradı. Onunla ilgili birşey bulamasaydı belki ölen kızı bulabilirdi. Ya da ailesini.
Ve kısa bir süre okuduktan sonra şansı dönmeye başladı.
Myrtle Warren.
Okulda öldürülen bir kız.
Neden o? Regulus bunun bir şeyleri tetikleyeceğini umarak oradan başladı. Belki bir anı. Herhangi bir şey.
Eski gazeteleri karıştırdı. 40'lı yıllardan kalma bir öğrenci haber bülteni buldu. Okul günlüklerini okudu. Ve ancak Hogwarts Tarihi'nin çok yıpranmış bir kopyasında el yazısıyla yazılmış bir notla karşılaştı.
'Öğrenci ölümünün kayıt altına alınması gerekiyor. Kızım, Ravenclaw. İkinci kattaki tuvalet. Sırlar Odası?'
Regulus kaşlarını çattı. Notu tekrar okudu.
Tuvalet. İkinci kat.
Myrtle Warren.
Regulus sandalyesine yaslandı ve elini saçlarının arasından geçirdi. Bu harikaydı. Kız hala ortalıkta olduğu için ailesini rahatsız etmesine bile gerek kalmayacaktı. Herkes o tuvaletten uzak durulması gerektiğini biliyordu çünkü o hep orada ağlıyordu. Pandora, tüm bunların abartı olduğunu düşünerek bir kez içeri girmişti ve hayalet onun hayata karşı neşeli bakış açısını beğenmediği için çok üzgün bir şekilde geri dönmüştü.
Regulus, düşüncelerini toparlamak için biraz zaman ayırıp hızla eşyalarını topladı ve kütüphaneden ikinci kata doğru koştu.
İçeri girdiğinde kızlar tuvaletinin kapısı gıcırdadı. Bir süre bekledi ama bir yanıt gelmedi. Mızmız Myrtle, oradaki yeni varlığa aldırış etmeden kabinde yavaşça burnunu çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE CASUS // JEGULUS ÇEVİRİ
Ficção AdolescenteRegulus Black kızgındı. İntikam istiyordu. Kendisine yapılan onca şeyden dolayı dünyanın yanmasını izlemek istiyordu. James Potter'la sevişmek istiyordu ama bu onun mezara götüreceği bir sırdı. İntikam, Potter'ı gördüğünde onu boğan her ne ise ondan...