Her şey dahil 1929 kelimeyle iyi okumalar, 30 yorumda yb gelecek~
~~~
Aslında Aether duvarı hedef aldı ama Xiao, Aether'a güvenip sakince hareketsiz kalabilecek miydi ki? Şimdi, bıçak ona doğru gelirken?
Aether bıçağı Xiao'ya doğru fırlatırken Xiao sadece Aether'a olan tüm güvenini ve inancını ortaya koyarak hareketsiz durdu, Aether'ın bıçağının Xiao'nun kafasının yanından geçip gitmesine izin verdi, bıçağın duvara saplandığını görünce Xiao anca tepki verebildi, tekrar nefes alabildi. Xiao gerçekten de tüm güvenini ve inancının tamamını Aether için ortaya koymuştu çünkü biliyordu ki Aether sebepsiz yere birine asla zarar vermez.
Aether'ın Xiao'ya doğru attığı bıçak alnının yanından geçti ve duvara saplandı. Sonra ise Aether ciddi bir ifadeyle konuştu
"Bana inandığın için teşekkür ederim Xiao. Eğer savaşta arkanda bir zombi varsa, yapacağım şey bu olacak. Yani eğer bıçağımın sana doğru geldiğini görürsen, bana olan güvenini aynen böyle vermeye devam etmeni rica ediyorum. Yalnızca 'Arkanda' şeklinde uyarınca mesela." Aether bir saniyeliğine hafifçe gülümsedi.
"Sana güveneceğim, ne olursa olsun, Aether, ve seninle gurur duyuyorum, sana güvendiğim için gurur duyuyorum.."
Xiao da karşılık olarak gülümsüyordu, gözleri Aether'a bakarken daha da şefkatli ve sevgi dolu bir bakışla.. Aether'ın emirlerini yerine getirirken tam ve eksiksiz olacaktı.
Aether gülümserken Xiao'ya yaklaştı ve fırlattığı bıçağı saplanmış duvardan geri aldı.
"Bu kadar basit.."
Xiao bunu aldıktan sonra Aether da çantasının içinden ikinci gözlüğünü alıp Xiao'ya uzattı.
"Al da giy. Gece görüşü var, bu gece yarısı işimizi kolaylaştıracak."
Aether kapıyı açıp çatıya doğru yürümeye başladığında fısıldadı.
"İkimiz de savaşıyor olsak bile çığlık atma. Ne olursa olsun yüksek sesle konuşma yani. Sadece sokaklardan daha fazla zombinin dikkatini çekecektir. Durumu konuşmadan halletmeye çalış ya da sesini alçalt, tamam mı?"
Xiao artık tamamen ciddiydi, Aether gözlüklerin gece görüşünde bile çok güzel görünse de Xiao sakindi. İçinde bulundukları durum hayati tehlike oluşturuyordu sonuçta.
Aether, Xiao'yu savaş ne yapması gerektiği konusunda uyardığında Xiao tüm dikkatini dinlemeye ve sözlerini takip etmeye verdi, Aether'ın hafifçe kurumuş ancak güzel dudakları arasından çıkan sözleri onun için gerçekten bir rehber gibiydi. Xiao gerçekten yönlendirildiğini hissetti, hem de güneş tarafından. Ay ışığında kendini fena hâlde yönlendirilmiş ve korunmuş gibi hissetti. Aether, Xiao'nun en karanlık ve en korkutucu saatinde dahi gerçekten inanılmaz bir ışıktı.
"Tamam, fazla gürültü yapmamak için elimden geleni yapacağım." şeklinde yanıtladı, şu anda, karanlık ve korkutucu çatıda yürüyorlardı. Xiao korkularıyla yüzleşmeye tamamen hazırdı, sırf Aether, ve geleceklerine dair bir umut aramak için.
Çatıda oldukları için zombi yoktu. Tüm zombiler sokaklarda görünüyordu, Aether Xiao'ya onu takip etmesini işaret etti. Aether yavaşça başka bir çatıya doğru adım attı ve sessizce bir çatıdan diğerine yürümeye başladılar.
Onlar bu şekilde kalırken Xiao, birdenbire gelen bir zombi sesi duydu. Bunu öldürmek için susmaları gerekiyoedu. Xiao sessizce saldırmak için bıçağını aldı ama bir tane daha vardı. Xiao bir tanesiyle mücadele etmeye çalışırken Aether, Xiao'nun üzerindeki zombiyi öldürdü, ardından Xiao ikinci zombinin Aether'ın üzerine atladığını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Prophecy Of The Wind
FanfictionXiao boş sokaklarda yürüyordu ki, bazı çığlık sesleri duyduğunda eli tabancasına gitti. Herhangibir şekilde dikkat çekmemek adına sessiz olması gerektiğini biliyordu, yavaş adımlarla ilerlemeye devam ederken sağına, ve yavaşça arkasına da bakmayı ih...