•Trust You Till The End|

98 10 46
                                    

1064 kelimeyle iyi okumalar millet, 30 yorumda yb gelecek~

Bir iki bölüm içinde olaylar fena kızışacak..

~~~

Dudakları buluştuktan, ve ayrıldıktan bir süre sonra bile, Xiao kendini daha fazlasını isterken bulmuştu, dudaklarını Aether'ın boynuna yaklaştırdığı sırada Aether onu nazikçe engelledi.

"Xiao.."

"Afedersin, ilerleme sırasında sormam gerekirdi.."

Aether hafifçe gülümsedi. "..Ben yapamayacağını söylemedim.. sadece.. zombilerin ısırdığı bölgeyi öpme, böylece güvende olursun, tamam mı? Yalayabilirsin bile ama... sadece sağ tarafıma yaklaşma."

"Yani, izin veriyorsun, öyle mi?"

"Elbette.." Aether'a olan hayranlığım daha da arttı, Aether'ın sadece varlığı bile Xiao'nun cennetteymiş gibi hissetmesi için yeterliydi. Aether'ın gülümsemesi güneş gibiydi, çok güzel, sıcak ve parlaktı.

Aether'ın bedeni ise, tam bir bağımlılıktı, Xiao sadece daha fazlasını istiyordu. Aether'ın varlığı fazlasıyla saftı.. Aether çok değerliydi ve Xiao'nun gözünde daha da mükemmeldi, güzelliğini.. kelimelerin ifade etmesi bile çok zordu.

Aether sol çıplak boynunu ortaya çıkardığında Xiao heyecanla dolmuştu.

Tadına gelince, Xiao, Aether'in boynunun sol kısmına küçük bir öpücük verdi, birkaç saniyeden sonra dudakları o kadar sıcak hissetti ki Aether'ın derin nefesini duydu. Xiao artık yavaş olmak yerine Aether'la ilgili her şeyi istiyordu. Xiao, Aether'ın belini tuttu, onu üzerine oturtmak için Aether'ı kaldırdı, ardından boynunu öperken Aether'ın belini daha da sıkı tuttu. Aether bunu beklemiyordu bile, hissettiği sıcaklıktan dolayı yutkundu, Aether Xiao'nun kafasına sımsıkı sarıldığı için Xiao, Aether'ın sol omzuna baskı yapmaktan dudaklarını kaçırmadı bile.

Aether'ın güzel iniltisi, çıplak boynuna daha da fazla sıcaklık katmıştı, Aether'ın çıkardığı sesler Xiao'nun kalbinin daha hızlı atmak istemesine neden oldu. Aether o kadar mükemmeldi ki, Aether ile geçirdiği her dakika tam anlamıyla saf mutluluktu. Aether'ın sadece varlığı, güzelliği ve yalnızca dokunuşu bile öylesine bağımlı olunasıydı ki Xiao kendine hakim olamadı.

Kolları Aether'ı daha da sıkı tuttu.

Xiao, Aether'ı daha da sert öpmeden edemedi, Aether'ın boynunu öpmeye devam ederken gözleri yavaş yavaş kapanıyordu..

Aether de devam etmesini sağlamak için kolları Xiao'nun başı etrafına sarılırken yavaşça gözlerini kapattı, elinde değilken yumuşak bir nefes verdi.

"Xiao-.. daha fazla.. ben- bu şekilde kalmak istiyorum.. daha fazla.. ancak endişelenme.. hâlâ.. bize liderlik edebilirim.. güvende olacağız.. bizi güvende tutacağım. İnan bana.."

Aether'ın söylediklerini duyunca Xiao'nun kanı daha da hızlı pompalanmaya başladı, tüm vücudu daha da ısınıyordu ki kolları da daha da sıkılaştı. Xiao'nun öpücükleri ve Aether'a olan sevgisi aşırı olmaya devam ederken verilen öpücükler daha da sertleşti ve uzadı. Xiao'nun Aether'a olan sevgisi giderek daha güçlü ve derin olmaya devam etti, tüm vücudu giderek daha fazla sevgiyle doluyordu.

Aether'in derince nefes alış verişleri, Xiao'nun ona daha da fazla bağımlı olması için duyması gereken tek şeydi. Aether gerçekten de dünyadaki cennetti.

Xiao ve Aether buna daha çok devam ettikçe, nefesleri daha da sıklaşıyordu. Xiao'nun kalbi Aether'a olan sevginin artmasıyla gerçekten daha da fazla kanıyordu, Aether kendini çok iyi hissediyorken Xiao yalnızca içgüdülerin istediğini yapmak zorundaydı, ve Aether'in varlığı... Aether'ın yalnızca dokunuşu..

The Prophecy Of The Wind Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin