Her şey dahil olmak üzere toplamda 1625 kelime ile iyi okumalar millet, 40 yorumda yb gelecek~
~~~
Xiao gözlerini şaşkınlıkla araladı. "Çip takmak derken? Alışveriş yapmıyoruz, yağmalıyoruz. Metro kullanmıyoruz, arabalar veya motorlarımız ile kaçıyoruz. İnsanlar üzerinde çip kullanmak, yalnızca zombi kıyametinden önceki günlük yaşantımızda yardımı dokunurdu. Biyometrik çipler, kimlik ve banka kartı olarak bile kullanabileceğimiz.. Ancak, banka veya avmler gibi kuruluşlar iki yıl öncesinden itibaren yokoldu, dolayısıyla çip takılması oldukça gereksiz değil mi?"
Ortamı büyük bir sessizlik kaplayınca, Kaeya elini Xiao'nun omzuna koyarak onu toplantı odalarına doğru yönlendirdi. "Bizi izle, sana nasıl hayatta kaldığımız dahil her şeyi açıklayalım, sen de aynısını bize yap ki birbirimizi daha iyi tanıyabilelim, olur mu?"
Xiao baş onayı verdiğinde, girdiği odaya baktı. Bir köşe tamamen bilgisayarlara ayrılmıştı. Mika, şehrin haritasını kuşbakışı bir şekilde gösterirken, Amber tam olarak nasıl bir rota çizmeleri gerektiği konusunda Jean'a öneride bulunuyordu. Masada oturmuş iki genç, Razor ile Bennett birlikte yemek yiyordu. Razor'ın başı etrafında sargılar sarılıyken, Bennett'in de kolunda bazı sargılar ve burnu üzerinde ise küçük bir yara bandı vardı. O ikisi, yalnızca oturmuştu, sürekli olarak kendi tabaklarındaki yiyecekleri birbirlerine paslıyorlardı, aralarında güçlü bir ilişki olduğu açıktı.
"Sen et ye, ve güçlen, Bennett."
"Sen benden çok seviyorsun, asıl sen ye. Onun yerine sebzelerini alabilir miyim? Marulu severim de."
Razor masumca bir baş onayı verdi. "Evet. Ben, sevmem."
Diğer köşede, Timeaus ve Sucrose ile çalışmakta olan Lisa, onları izlerken şefkatle gülümsedi; "Bu şekilde yapmayın çocuklar, kıtlıkta değiliz, ve sen, Razor, et kadar sebze yediğine de emin ol, iyi gelecektir."
Razor omuz silkip dudak buruşturarak başka yöne bakınca Eula kıkırdadı.
"Yararı yok, Lisa, çocuklar bize katılalı yalnızca iki ay oldu, Razor'ı olduğu gibi kabul etmemiz gerektiğini öğrensen iyi olur. Üzerine giderek hiçbir şey kazanamazsın~"
"Haha, çok haklısın~" Razor ve Bennett'in hemen karşısında şarap içmekte olan kısa kızıl saçlı kadın demişti bunu.
"Bak mesela, Rosaria da aynı, bildiğimiz gibi." Sırıtarak içeri giren Kaeya için kadeh kaldırdı Rosaria. "Bu gece birlikte içmeye ne dersin Captain?"
"..." Kollarını göğsünde birleştirmiş şekilde sinirli bakışlarını Kaeya için atan kişi kimdi sizce?
"Y.. yok, kalsın, Rosa~ Baksana şuna, nasıl da ölümcül.. Hem yarına göreve çıkacağım, içmemek en iyisi!"
"Ne kadar da oyunbozan.."
Diluc elini alnına yaslayarak sıkıntıyla nefes verdi; "Bundan sonra, surdan içeri alacağımız insanlara daha çok dikkat edeceğim. Sarhoşları alanı da dışarı atacağım sanırım."
Böyle bir şey yapamayacağını herkes çok iyi biliyordu, o yüzden umursamadılar.
...
"Pekâlâ, madem ki Aether ve yeni üyemiz Xiao da geldi," Albedo'ya karşı konuştu Xiao; "Geçici üye de diyebilirsiniz, sonuçta benim zaten bir ekibim var, yalnızca onları bulmaya çalışıyorum, veya onların beni bulmasına."
"Önemli değil Xiao, halledeceğiz. Sonuç olarak, üyemizsin~" diyerek kıkırdadı Amber, kolunu Eula'nınkine sarmış sekilde sandalyelerde otururken. O sırada içeri giren Noelle de gülümseyerek kahve ikramında bulunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Prophecy Of The Wind
FanfictionXiao boş sokaklarda yürüyordu ki, bazı çığlık sesleri duyduğunda eli tabancasına gitti. Herhangibir şekilde dikkat çekmemek adına sessiz olması gerektiğini biliyordu, yavaş adımlarla ilerlemeye devam ederken sağına, ve yavaşça arkasına da bakmayı ih...